Bütün ev sahiplerini aradıktan sonra annemle kahve içtik ve akşam yemeği saati geldi ama ilk önce annemin babamla konuşması gerekiyordu ve bende annem babamla rahatça konuşabilsin diye odadan ayrıldım, annemle yapabileceğimiz şeyleri araştırmak için otelin broşürünü yanıma aldım, gece on ikiye kadar açık bir bar olduğu yazıyordu. Biraz kafa dağıtmak için iyi olabilir. Otelin bahçesinde dolaşırken ve bir yandan broşüre bakarken annem yanımda beliriveriyor.
"Konuşman nasıl gitti?"
"Kavga etmedik sorunsuz bir şekilde ayrılacağız ama babanın mutlaka sorun çıkartacağına eminim, eğer şimdi susuyorsa gerçekten canımızı yakacak şeyler planlıyordur."
"Umarım öyle şeyler yapmaz."
"Umarım."
"Yemek yemeye gidelim mi?"
"Olur."
***
Annemle enfes balıklarımızı yedikten sonra bara gitmek için hazırlanıyoruz. Siyah çapraz askılı bir büstiyer ve kot şortumu giyiyorum, ayakkabı olarak siyah iplikli topuklularımı giyiyorum. Siyah küçük çantama telefonumu cüzdanımı ve peçete koyuyorum.
Bara girdiğimizde çok kalabalık olduğunu görüyorum restoranda bile bu kadar kişi yoktu, annemle bar taburelerine oturuyoruz, annem isminin ne anlama geldiğini veya içinde ne olduğunu bilmediğim bir içki ismi söylüyor, ben ise sadece maden suyu.
Yarım saattir insanları gözetliyorum ve tek gördüğüm birbirine çarparak dans eden bedenler. Aynı gittiğim kafedeki gibi bir platform var ve şu an karaoke yapmak isteyen biri var mı diye soruyorlar. Anneme bakıyorum.
"Hadi git ve yap ben de senin mükemmel sesini duyayım."
Koşarak platforma çıkıyorum, korkmuyorum çünkü sesimin ne kadar iyi olduğunu biliyorum ama hangi şarkıyı söyleyeceğimi bilmiyorum. Aklıma gelen ilk şarkı Deniz Tekin- Bende bir problem var oluyor ve beynime itiraz etmiyorum.
Şarkının yaklaşık yarısını söyledikten sonra bardan içeri giren Umut'u görüyorum, şaşırıyorum burada ne işi var. Ona gelmemesini söylediğim halde gelmesi beni sinirlendirmeli ama mutlu oluyorum ona ihtiyacım olduğunu anlıyorum. Yüzüme büyük bir tebessüm yerleştirip şarkıyı söylemeye devam ediyorum. Şarkı bittiğinde çığlıklar ve ıslıklar tek duyduğum şey oluyor. Ama gördüğüm şey Umut'un sahneye benim yanıma gelmesi oluyor ve sahneye çıkıp elimdeki mikrofonu alıyor.
"Beraber söyleyelim mi sevgilim?"
Her kes alkışlamaya başlıyor ama benim gözüm annemi arıyor ve annemin de alkışladığını görüyorum ve içimi kocaman bir mutluluk kaplıyor.
"Evet." Diyorum coşkulu bir şekilde ve etrafımızdakiler bizi yine alkışlıyorlar. Alkışlanacak bir şey demediğimi düşünüyorum ama sarhoş insanlar öyle düşünmüyor olmalılar.
Umut'la beraber şarkıyı söylüyorum ve bitirdiğimde yorgun düşüyorum. El ele sahneden iniyoruz ve annemin yanına gidiyorum.
"Senin çok güzel tatlım ve bu yakışıklının sesi de harika." Annemin söylediği şey yani Umut'a yakışıklı demesi hoşuma gidiyor.
"İltifatınız için teşekkür ederim efendim ben Umut, Güneş'in erkek arkadaşı." Diye kendini tanıtıp elini uzatıyor Umut.
Annem Umut'un uzattığı eli sıkıp konuşmaya başlıyor, "Ben de Işıl, Güneş'in annesi."
"Tanıştığıma memnun oldum." Diyor Umut ben onu hayranlıkla izlerken.
"Ben de." Annemin cevabı gecikmiyor. "Nasıl tanıştınız anlatın bakalım."
![](https://img.wattpad.com/cover/228914674-288-k890456.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya
ChickLit🌼 Bana göre üç renk var dünyada ya da benim hayatımda üç renk var. Siyah, beyaz ve sarı. Siyah benim için kötülük yerine iyiliği temsil eder, kusurlarımızı ve bizim kötülüklerimizi örter. Bu yüzden bizde yaptığımız kötülükleri unuturuz ve iyi bir i...