19.BÖLÜM

79 23 10
                                        


Hastaneden Umut'la beraber çıkmıştık ve Umut beni yürüyerek eve bırakıyordu. Artık ağlamayı bırakmıştım ağlamanın hiçbir faydası olmayacaktı sadece birkaç damla tuzlu suyun yanaklarımdan süzülmesiydi ayrıca acıydı hiçbir zaman gözyaşlarım mutlu olduğum için akmamıştı. 'Ne eksikti ki benim hayatımda?' diye kendimi azarlamadan duramasam da. 'Ne vardı benim hayatımda' demeden de duramıyordum. Her gülümsememin ardından gözyaşları akıtmaktan yorulmuştum.

Eve varınca üzerimdeki rahat olmayan okul kıyafetlerinden kurtulup, pijamalarımı giymiştim. Hiçbir şey düşünmek istemeyerek yatağıma uzandım ve yorganı boynuma kadar çekip birkaç damla gözyaşı eşliğinde kendimi uykunun huzurlu kollarına bırakmıştım.

+

Tekrar İstanbul'a taşınıyorduk ve annemle babam yeniden evleniyordu. Bunu hiç istemiyordum. Eşyalarımı yerleştirmek için üçüncü kattaki odama çıkmıştım. Boy aynamdan baktığımda karnımın dokuz aylık hamile bir insanınki kadar çok büyüdüğünü görmüştüm. Nasıl olabiliyordu bu? Nasıl bu kadar çok büyümüştü. Eşyalarımı yerleştirirken annem ve babam kapımı çalmadan odama daldılar. Aynanda adım atıyorlardı ve şeytanca gülümsüyorlardı. Yerde oturmuş eski kıyafetlerimi ayıklarken korkmaya başlamıştım. Babam belinin arkasında tuttuğu elini açığa çıkardı ve elindeki sivri uçlu parlak bıçak görünür oldu. Annemle aynanda üzerime doğru yürümeye başladılar. Titreyerek oturduğum yerden kalktım ve geri adım atmaya başladım bacaklarım arkamdaki yatağa çarptı ve yatağın üzerine düştüm babam elindeki bıçağı havaya kaldırdığı anda çığlık atmaya başladım. Hızla bıçağı karnıma, bebeğime sapladı. Karnımdaki dayanılmaz acı giderek artarken anne bana yardım et diye bağırma başladım ama anneme bana yardım etmiyordu sinsi bir kahkaha atıyordu. Bebeğim ölüyordu. Bebeğim diye son kez çığlık attım.

+

"Güneş sakin ol geçti?" diye saçımı okşuyordu annem. Hepsi sadece bir rüyaydı ama karnım ağrıyordu derin derin nefes almaya başladım ve ağrı yavaşça azaldı. Yanaklarımdaki ıslaklıktan ağladığımı anladım.

"Güneş tatlım iyi misin?"

"İ-iyiyim. S-su vere-bilir misin?"

"Tamam bir tanem getiriyorum."

Annem suyu getirdiğinde bir dikişte bitirdim.

"Bebeğim diye bağırdın, ne bebeği?"

"Hiçbir şey anne sadece bir rüyaydı."

"Tamam tatlım, sana çok sevineceğin bir şey söyleyeceğim."

"Seni dinliyorum anne."

"Şu anda oturduğumuz ev artık bizim. Satın aldım."

"Ne?" Ne ara almıştı ayrıca bana haber vermemişti. Sevindim ama çok değil. Hamileyken ve bu evlilik dışıyken buna sevinemiyordum. "Yani çok sevindim."

"Hadi ama Güneş biraz gül, senin neyin var?"

"Anne hastayım."

"O zaman hastaneye götürebilirim."

"Hayır istemiyorum."

                                                                             ***

Anneme akşam yemeğini Umut'la yiyeceğimi söyleyerek evden çıkmıştım ve şimdi Umut'un evindeydim. Oturduğum koltukta stresten tırnaklarımı parçalıyordum.

"Güneş bir karar verdin mi?"

"Hayır. Peki sen annene ve babana söylemeyi düşünüyor musun?"

PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin