Pazartesi günü.
Ve bugün pazartesi ilkokula yeni başlayan çocuklar kadar heyecanlıyım. Sıkıcı bir pazarın ardından pazartesi gününün harika olacağını umut ediyorum.
Yatağımdan kalkıp pencereme doğru yürüyorum perdelerimi açıyorum dışarıya göz atıp odamın hava alması için penceremi de açıyorum, tertemiz havayı içime çekip kısa bir duş almak için banyoma yürüyorum.
Ilık duşumdan sonra kıyafet seçmek için kıyafet dolabımın kapılarını açıyorum. Pazar günü aldığım kıyafetlere de bakıyorum, pazar günü sadece beyaz değil birkaç renkli kıyafette aldım, dizimin biraz üstünde biten beyaz eteğimi askısından çıkartıyorum üzerinde tozpembe sıfır kollu bir bluz giyiyorum, ayağıma da çok yüksek topuklu olmayan yeni aldığım üstü açık ayakkabılarımı geçiriyorum, parfümden birkaç fıs sıkıyorum. Küçük çantama ufak bir not defteri ve kalem koyuyorum en son olarak telefonumu, cüzdanımı koyuyorum ve çantamı sırtıma takıyorum. Odamdan çıkıp aşağıya iniyorum. Annem ve babam da aşağıda, onları görmek istemiyorum daha çok babamı kahvaltı masasına oturuyorum. Saniye teyze içeri giriyor.
"Güneş sana ne oldu."
"Bir şey olmadı Saniye teyze. Saçlarımı kestirdim."
"Sadece saçların değil ki siyah giymemişsin kızım küçükken bile gösteri kıyafeti rengarenk diye gösteriye katılmamıştın."
"Bazen değişiklik iyidir. Böyle daha güzel olmamış mıyım?"
"Çok güzel olmuşsun kızım ama biz alışık değiliz."
"İki güne alışırsın Saniye teyze."
"Peki kızım size afiyet olsun ben temizliğe başlıyorum." Saniye teyze mutfaktan çıktı ve tabağıma kahvaltılıklardan koymaya başladım. Tabağıma koyduğum uzun ince doğranmış biberlerden bir ufak bir parça kesip ağzıma atıyorum. Biberi yaklaşık yirmi kez ağzımda çiğnedikten sonra yutuyorum.
"Kredi kartlarımı kapattırmışsın babacığım." Diyorum sinirli bir sırıtışla ve bir yandan da dişlerimi sıkarak.
"Öyle olması gerekti." Diyor babam benim taklidimi yaparak.
Ağzıma birkaç parça yiyecek daha atıyorum. "Size afiyet olsun, kursa geç kalıyorum." Diyerek masadan güler yüzle kalkıyorum. Arkamı döndüğümde yüzümdeki sırıtışı siliyorum.
"Ne kursu kızım." Diyor babam.
"Müzik kursu babacığım."
"İzin vermediğimi hatırlıyorum."
"Bende senden izin istediğimi hatırlamıyorum." Diyorum ve bu sefer evden çıkıyorum. Kapıda biraz duruyorum konuşmaları dinlemek için.
"Neden böyle yapıyorsun Adnan? Bırak ne istiyorsa yapsın. Bırak çünkü o senin hayatın değil. Kendi kararlarını verebilir. Ne istiyorsa olabilir. O senin kirli işlerini yaptırabileceğin bir çalışanın olmayacak. O benim kızım." Ne? Ne kirli işi? Annem neyden bahsediyor.
"Seni ilgilendirmiyor Işıl."
"Hayır efendim, tam olarak beni ilgilendiriyor sen kızımın hayatını mahvedemesin."
"İzle ve gör." Ne tam olarak ne oluyor.
Babamın ayak seslerinin kapıya doğru geldiğini duyunca hemen koşarak bahçeden çıktım kaldırımda da koştum araba sesi gelince yavaşladım, babamın arabası yanımdan o kadar hızlı geçti ki uzun olmayan eteğimin yarısı arabanın rüzgarıyla açıldı. Arkadan ikinci araba aynı hızla geldi ve bu da annemin arabası eteğim yine yarısına kadar açıldı.
![](https://img.wattpad.com/cover/228914674-288-k890456.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya
ChickLit🌼 Bana göre üç renk var dünyada ya da benim hayatımda üç renk var. Siyah, beyaz ve sarı. Siyah benim için kötülük yerine iyiliği temsil eder, kusurlarımızı ve bizim kötülüklerimizi örter. Bu yüzden bizde yaptığımız kötülükleri unuturuz ve iyi bir i...