Haftalar hızla ilerlerken hamile olmam dışında her şey normaldi. Umut'un ailesiyle yediğimiz akşam yemeğinden sonra bazı şeyler daha anlaşılır olmuştu ama herkesin bebeği aldırmam konusundaki baskıları devam ediyordu, Umut dışında. Yazın bunaltıcı sıcağından çıkmıştık ve kışa girmiş sayılırdık. Yavaş yavaş büyüyen karnım belirginleşmeye başlamıştı. Ufak bir tepecik gibiydi. Hamileliğin ilk ayından kalan mide bulantısını yerini tamamen aşermeye bırakıyordu. Her an canım bir şey çekiyordu ve çok fazla yemek yiyordum.
Annemle aramız gayet iyiydi kabullenmesi zor olsa da kabullenmişti. İkimizde bu sürecin bir an önce bitmesini istiyorduk her şeyin normal olmasını. Aramıza bir bebek katılınca ne kadar normal olacağından da şüpheliydim ama evimize mutluluk getireceğine inanıyordum. Aynı zamanda reşit olunca evlenme konusu da vardı.
Ve bugün Umut'la bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye gidecektik. Heyecanlıydım hem de çok. İlk zamanlarda bebeği istemememe rağmen aldırmamıştım ama artık bebeğimi istiyordum. İçimdeki minik tomurcuğa bağlanmıştım. Sanki kalbimden bir parçaymış gibi hissediyordum.
***
Hastanede doktorun kapısının önündeki sandalyelere oturmuş sıramızın gelmesini bekliyorduk. Umut'un elini sıkıca tutmuştum. İçim içime sığmıyordu. Kız veya erkek olması hiç fark etmezdi ama heyecandan kalbim çıkacak gibi hissediyordum. Sıra bize geldiğinde oturduğum sandalyeden kalktım ve Umut'ta benimle beraber kalktı. İçeriden çıkan karnı kocaman olmuş kadın ve eşi el ele çok tatlı gözüküyorlardı.
İçeriye girdiğimde doktor karnımı açıp muayne sedyesine uzanmamı söyledi dediklerini yaptıktan sonra karnıma jel döküp bir aletle bebeğimi görmemi sağladı. Ultrasonda ufacık bir noktaydı. Çok minikti.
"Anne ve baba olmak için çok küçük değil misiniz?" diye soruyor doktor.
"Evet, öyleyiz." Diyorum sinirle.
"Peki evli misiniz?"
"Hayır."
"Anladım." Doktorun neyi anladığını merak ettim. Onun görevi özgeçmişimizi araştırmak değildi.
"Bebeğinizin cinsiyetini öğrenmek ister misiniz?"
"Buraya bunun için gelmiştik zaten." Diye mırıldanıyorum ve doktorun arkasında olan Umut bir hemşireyi andıracak şekilde parmağını dudaklarına bastırıp gözlerini büyütüyor.
"Peki o zaman söylüyorum."
"Sizi merakla dinliyoruz." Diyorum. Doktor televizyonlardaki gibi reklamlar diyecek diye korkuyorum.
"Kız, bir kızınız olacak." Kız bebek mi benim kızım mı olacak? Umut'a sarılmak istiyorum ama karnımdaki jeli hatırlayıp bu fikirden vazgeçiyorum. Umut'a baktığımda gözlerinin içinin parladığını görüyorum. Doktorun uzattığı peçeteyle jeli temizleyip Umut'a sarılıyorum. Ağlamamak için zor duruyorum, mutluluktan ağlamamak için. Bu bebeği arık tamamen kabullenmiştim. Anne olmak ne kadar erken olsa da istiyordum. Benim bir kızım olacaktı. Pembe tokalarla saçını süsleyeceğim bir kız bebeği.
Hastaneden Umut'la el ele çıkıp bir pasta almak için pastaneye gitmeye karar veriyoruz. Pastaneden büyük bir çilekli pasta alıyoruz ve Umut'un evine gidiyoruz. Umut pastayı dilimlerken ben annemi arayacağımı söyleyerek salona geçiyorum.
Annem ilk çalışta açıyor.
"Ne yapıyorsun anne."
"Yemek yapmaya başlayacaktım birazdan. Siz ne yaptınız öğrendiniz mi cinsiyetini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya
ChickLit🌼 Bana göre üç renk var dünyada ya da benim hayatımda üç renk var. Siyah, beyaz ve sarı. Siyah benim için kötülük yerine iyiliği temsil eder, kusurlarımızı ve bizim kötülüklerimizi örter. Bu yüzden bizde yaptığımız kötülükleri unuturuz ve iyi bir i...