Bazı şeyler gün doğumu gibidir umut verici, kurtuluşu anımsatır çölde susuz kalmışken bir damla olsa bile su bulmuşsun gibi. Belki bir damla su sana yetmez ama en azından tamamen susuz kalmamışsındır, bir damla su sana güç vermiştir toparlanıp koca bir su birikintisi bulman için. Ve sen toparlanırsın yavaşta olsa düzene sokmaya çalışırsın daha sonrası için bulacağın sular seni kurtarır vücudundaki bu yorgunluğu geçirir.
Umut dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında tam olarak bir damla su bulmuş gibi hissettim. Belki ufacık olsa da ruhuma iyi gelmişti, toparlanıp bu karmaşık ruhumdan ayrılmam için benim için ilk adım olmuştu öpücüğü.
Sakallarının yeni çıkmaya başladığı yanaklarına ısıttığı ellerimi koyuyorum, gözlerimi açıyorum ve Umut'un yüzünü inceliyorum. Harika olduğunu düşünüyorum ve benim kırmızı rujuma bulanmış dudaklarına bakıyorum yüzüme tebessümümü yerleştiriyorum ve Umut'un dudaklarının kıvrıldığını görüyorum.
"Dudakların ruj olmuş."
"Önemli değil."
"Ama kırmızı, silmemi ister misin?"
"Evet."
Çantamdan Umut'la tanıştığımız gün bir bakkaldan aldığım ıslak mendil paketinden bir tane ıslak mendil çıkartıyorum ve dudaklarını yavaşça siliyorum sonra Umut elimdeki paketi alıyor ve içinden ıslak mendil çıkartıp benim dudaklarımdaki ruju siliyor ıslak mendil kıpkırmızı oluyor.
"Kendi rengi daha güzel." Umut'un kelimeleri beni utandırıyor, yanaklarımın kızardığına eminim.
"Umut." Diyorum ne diyeceğimi bilmeden. Bir şey demek istiyorum ama kelimeler birbirine dolaşıyor kafamda tüm kelimeler yok oluyor bir anda ve ben konuşacak kelime bulamıyorum.
"Efendim." Umut'un sesinin güzelliğinde kalıyorum sesini duymak istiyorum daha fazla. Gerçek aşk bu mu ya da sadece hoşlanmak olabilir mi emin değilim.
Kelimelerim yok, kelimesiz kendimi ifade etmek istiyorum, usulca dudaklarına yanaşıp öpüyorum bir saniye sonra karşılık veriyor. Kızıl saçlarına ellerimi sokuyorum.
"Hey ne oluyor."
Baranın sesiyle birbirimizden ayrıldığımızda, utanmaktan kırmızı rujumun kırmızılığından daha fazla kızardığına emin olduğum yüzüm yanıyordu.
Umut'un Baran'a karşı delici bakışları Baran'ı öldürmek ister gibiydi.
"Pardon ben çıkıyorum."
Baran kapıyı kapatıp çıkıyor. Ve Umut kahkaha atmaya başlıyor.
"Domatese döndün." Umut'un kahkahaları arasında söylediği şey benim daha çok utanmama sebep oluyor.
Ellerimle yüzümü kapatıp, "Gülme!" diyorum.
"Tamam, gülmüyorum." Dedikten sonra kahkaha atmayı bırakıyor. Çenemi avuçlarının arasına alıyor. "Çok güzelsin." Diyor. Yüzüm yine yanmaya başlıyor.
"Sana her iltifat ettiğimde utanacak mısın?"
"Evet." Diyorum çünkü bu gerçek bana her iltifat ettiğinde kızaracağım.
"Artık derse gidelim mi?" diyorum.
Umut "Tamam." Dedikten sonra elimi tutuyor, Umut'un gözlerine bakıyorum,
"Çağla'dan daha yeni ayrıldın, sınıftakilerin diyeceği şeyleri düşünmek istemiyorum."
"Onların diyeceği şeyler umurumda değil, benim için sen önemlisin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya
ChickLit🌼 Bana göre üç renk var dünyada ya da benim hayatımda üç renk var. Siyah, beyaz ve sarı. Siyah benim için kötülük yerine iyiliği temsil eder, kusurlarımızı ve bizim kötülüklerimizi örter. Bu yüzden bizde yaptığımız kötülükleri unuturuz ve iyi bir i...