Koku

877 81 48
                                    

Beraber okuldan çıkıp arabaya gittik.

Derek: Hey Stiles.

Ona döndüm.

Derek: Sanırım çok dövüldüm. Hareket edecek halim yok. Sen kullan.

Bunları söylerken komik bir rol yapmıştı. Rolünü bitiremeden gülmeye başladı, ben de güldüm.

-Arabanı çizsem beni de döver misin?

Derek: Bizi öldürmediğin sürece senindir.

Güldüm ve şoför koltuğuna bindim. Otomatik olduğu için kullanması jeepe göre çok kolaydı. Sürerken Derek direksiyonu tutup sağa sola çevirmeye çalışıyordu.

-Birazdan kaza yaparsak bu benim yüzümden olmayacak.

Gülüyordu. Sanırım Brett olayını unutturmaya çalışıyordu ama eğleniyorduk. En önemlisi de bu değil mi? Yan yanayken mutlu olmak.

Derek'in evine gittik ve her zamanki gibi yemeğimizi yedik. Derek'in yüzündekiler tamamen geçmişti. Akşama kadar ondan bundan konuştuk. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Saat gece 12 gibi uyuduk.

Sabah Derek'in sesiyle uyandım.

Derek: Stiles. Biraz daha uyursan öldüğünü düşüneceğim.

-İki, üç, beş dakika daha uyusam?

Derek: Uyanmak için üç saniyen var yoksa...

Cevap vermeme kalmadan beni gıdıklamaya başladı. Beraber kahkaha atmaya başladık.

-Hayır, hayır tamam tamam uyandım. Gerçekten uyandım.

Derek: Hadi hazırlan okula geç kalıyoruz.

-Tamam.

Üstümü giyindim ve çantamı aldım. Derek'in arabasına binip okula doğru yola çıktık. Vardığımızda ders başlayana kadar yanımda durdu. Dolabımdan eşyalarımı alıyordum.

Derek: Bugün Scott'la konuşacağım. Yarın yine dolunay var biliyorsun. Bu kez sana zarar vermeyi göze alamam.

-Geçen sefer başardın. Kontrolü tamamen öğrendin. Gerçekten onunla konuşmak zorunda mısın?

Derek: En azından bilmediğim bir şeyler bildiğine eminim. Neden onunla konuşmamı istemiyorsun?

Ona Scott'la yıllardır çok yakın olduğumuzu, beni bırakıp gittiğini anlattım.

Derek: İstersen benimle gelmek zorunda değilsin. Ama bir şeyler öğrenebileceksem bunu yapmak zorundayım biliyorsun.

-Biliyorum. Sen git.

Sınıfıma döndüm. Çoğu derste yaptığım gibi Lydia'ya dalmışken Scott izin isteyip dersten çıktı. Derek'le konuşmaya mı gitmişti? Hiçbir fikrim yoktu. Tek istediğim dersin bir an önce bitmesiydi. Dersin yarısında bir kız sınıfa girdi. Kumral, kısa saçları vardı. Etrafı süzdükten sonra yanıma oturdu.

Öğretmen: Hoş geldin Malia. Kendini tanıtmak ister misin?

Ayağa kalktı.

Malia: Ben Malia Tate. Buraya yeni taşındık.

Öğretmen derse geri döndü. Lydia ve Allison bana bakıyordu. Onları umursamıyormuş gibi önüme döndüm. Malia bana döndü.

Malia: Selam.

-Selam.

Malia: Adın ne?

-Stiles.

Malia: Değişik isimmiş.

"Hı hı" şeklinde ses çıkarıp geçiştirmeye çalıştım. Çünkü o an tek umrumda olan Scott ve Derek'in ne konuştuğuydu.

Malia: Biraz soğuk birisin sanırım.

Bir şey demedim ve yalandan ufak bir gülümseme attım.

Malia: Matematikten nefret ederim.

Konuşmakta ısrarcı olduğunu anlayıp pes ettim.

-Kim etmez ki?

Aslında matematiği severdim. Konuyu uzatmak istememiştim.

Malia: Çalışkan birine benziyorsun.

-Sayılır.

Malia: Yarın çıkışta beni çalıştırır mısın?

-Aslında pek müsa...

Malia: Yarın öğleden sonra 5'te anlaştık.

Defterden bir sayfa koparıp adres ve bir de telefon numarası yazdı. Henüz kendimi açıklayamadan zil çalmıştı.
Derek ve Scott'ı bulma umuduyla hızla sınıftan çıktım. Yarın Malia'yı idare edecek bir yalan uydururdum. Tenefüs bitmişti. Herkes sınıfına gitmişti ama ben, ders Bayan Blake'in olduğu için derse girmeyi düşünmüyordum. Biraz daha aradıktan sonra onları bahçede gördüm. Hala konuştukları için yanlarına gitmek istemedim ve köşeden gizlice izlemeye başladım. Biraz sonra Scott, Derek'in yanından uzaklaştı. Derek bu tarafa geliyordu.

Derek: Stiles, saklanmana gerek yok.

-Bu kez izlerken gözükmediğime eminim.

Derek: Kokunu alabiliyorum.

Geçen sefer de aynısını söylemişti.

-Kokumu nereden biliyorsun?

Birkaç adım yaklaştı. Başını eğdi. Nefesini tenimde hissediyordum. Aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Birkaç saniye böylece durduk. Kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu.

Fısıldayarak:
Derek: Bu kokuyu hatırlamak için bir kurt adam olmam gerekmiyor.

Çok gerilmiştim, tek kelime edemedim. Birkaç saniye sonra bir adım geri çekildim.

-Scott'la ne konuştunuz?

Bir rüyadan uyanmış gibi irkildi.

Derek: Aa, şey, o konu. Eve gidince anlatırım. Se-sen neden derste değilsin?

-Se-seni merak ettim.

Derek: Dersine gir, ben burada beklerim.

-Girmek istemiyorum.

Sınıfıma doğru baktı. Sınıfın kapısı açıktı.

Derek: Bayan Blake'in dersi diye mi?

-Bayan Blake demeye mi başladın artık?

Derek: Stiles, artık böyle davranmana gerek yok. Geçen gün geldiğinde onunla konuştum, hepsini hallettim. Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak.

-Emin misin?

Derek: Eminim. Hadi dersine gir.

Sınıfa girdim. Kendi yerime oturdum. Malia yine benim yerimde oturuyordu. Yine birkaç kelime etti, ben de geçiştirdim. Yaklaşık yirmi dakika sonra ders bitti. Sınıftan çıkıp Derek'in yanına gittim. Malia arkamdan geliyordu.

Malia: Hey, Stiles.

Onu umursamadan Derek'in yanına vardım. Malia hala hızlı adımlarla bana yetişmeye çalışıyordu.

Malia: Yarın 5'te unutma.

Bunu diyip gitti. Derek bana baktı.

Derek: Ya-yarın maçıma gelecektin.

-Ha-hayır geleceğim, sadece...

DEREK'İN MAÇINI NASIL UNUTURDUM? ZATEN MALİAYA BİR BAHANE BULACAKTIM AMA DEREK BUNA İNANMAZDI, ÇÜNKÜ KİM OLSA İNANMAZDI.

Derek: Sorun değil.

Forever <STEREK>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin