Rekabet

892 81 28
                                    

Dersler her zamanki sıkıcılıkla geçmişti. Dersler biter bitmez çantamı alıp önden yer kapmak için tribüne koştum. Henüz karşı takım yeni gelmişti ve bizim takım biraz alıştırma yapıyordu. Yandaki öğrencilerin konuştuklarını duyuyordum. Karşı takımın çok iyi olduğundan bahsediyorlardı. Ne kadar iyi olurlarsa olsun Derek'i geçmek gerçekten fazlasıyla zor olacaktı. Nihayet maç başladı. Topu takip etmek zordu. Top Derek'e geçti ve potaya yöneldi. Topu kaptırma riskinden dolayı kimseye pas vermiyordu. Potaya doğu koşup topu attı. Ancak top potayı tutturamadı. Top karşı takıma geçti. Topu tutan kişiden onu almak zordu ki şimdiden topu almaya çalışan üç kişiyi atlatmıştı bile. Sonunda Derek'le karşı karşıya kaldı. Birbirlerine sert bakışlarla kitlenmişlerdi. Bir yandan karşı takımın oyuncusu topu bir sağa, bir sola sektiriyordu. Derek topu alma girişiminde bulundu ama çocuk onu atlattı ve topu potadan geçirdi.

Brett (formasında Brett yazıyordu): Ahahah, beni böyle bir ezikle oynatmanız şaka gibi.

İnanamıyordum, Derek basit birine yenilemezdi. Siniri gözlerinden anlaşılıyordu. Topu karşı takımdan hızlıca aldı ve potaya uzak olduğundan Jackson'a pas verdi. Jackson topu biraz ileri götürdükten sonra karşı takıma kaptırdı.

Derek: Jackson çık. Danny, oyuna gir.

Jackson: Ama Derek...

Derek: Bir itirazın mı var!?

Jackson bir şey diyemeden oyundan çıktı. Derek Brett'e fazla sinirlenmişti ve başkalarına patlıyordu. Tek isteğim bu öfkenin onu dönüştürmemesiydi. Top yine Brett'e geçti. Derek'le yine karşı karşıyaydılar. Brett, Derek'e yine bir şeyler demişti ama ne dediğini seslerden duyamıyordum. Ne söylediğini bilmiyorum ama bu dediğinden sonra Derek'in öfkesi ikiye katlanmıştı. Derek topu ani bir hamleyle alıp potaya yaklaşık iki buçuk metre uzaktan topu potaya geçirdi. Herkes tezahürat yapmaya başladı. Birçok kişi aldığı sayıya hayran kalmıştı. Nihayet Derek gerçek Derek gibi oynamaya başlamıştı. Attığı sayıyla rahatlamış olsa da bu kez Brett sinirlenmişti. Artık resmen sadece Derek ve Brett oynuyor gibilerdi. Derek, maç bitene kadar sayı atmaya devam etti ve topun Brett'in eline geçmesine dahi izin vermedi. Sanırım başlarda kötü oynamak bir taktikti ya da yalnızca tesadüftü.

Maç biter bitmez herkes Derek'in yanına üşüştü. Bunca kalabalığın arasına girmek istemedim ama on dakika beklemeden sonra hala dağılmamışlardı. Ben de artık benim de onun yanına gitmem gerektiğini düşündüm. Yanına geldiğimi gördü.

Derek: Teşekkür ederim ama artık dağılabilir miyiz? Eve gitmem gerek.

Kalabalıkta birbirimizi kaybetmememiz için elini sırtıma doğru hafifçe dokunarak yürümeye başladı. Ancak arabanın yanında bir de misafir vardı. Brett, Derek'in arabasının yanında bekliyordu. Aramızda bir buçuk metre falan vardı.

Derek: Burada bekle.

"Neden bekliyormuşum?" diyecektim ama ortam bu muhabbete girmek için fazla gergindi.

Brett: Tebrik ederim.

Derek'in ortamı yumuşatmaya pek niyeti yok gibiydi.

Derek: Müsadenle arabama bineceğim.

Brett: Güzel araba.

Elindeki anahtarla şoför kapısını çizdi. Derek için arabasının çok değerli olduğunu biliyordum. Şimdi kesinlikle patlayacaktı. Brett'i boğazından tutup bahçe duvarına kadar sürükledi.

Derek: Neden bütün orospu çocukları beni bulmak zorunda ki? Siktir git ve yenilgiyi kabullenmeyi öğren.

Brett: Senin gibi mi yani? Bir sayı attığımda bile sinirden çılgına döndün. Sence burada yenilgiyi kabullenemeyen kim?

Derek hala boğazını sıktığı için zorla konuşuyordu. Ancak nefesi daralırken bile hala ahmakça konuşmayı başarabiliyordu.

Brett: Yarın, sen ve ben, burada teke tek maç. Kabul mü? Gerçi kabul etmek için fazla mı korkaksın?

-Derek...

Derek bana dönüp baktı ve tekrar önüne döndü.

Derek: Yenilmeye asla doymuyorsun değil mi?

Brett: Bunu evet olarak kabul ediyorum.

Derek, Brett'i bırakmadan önce karnına sert bir yumruk attı.

Derek: Bu araba içindi.

Bana arabaya binmemi işaret etti. Bindim ve Derek sürmeye başlar başlamaz konuşmaya başladım.

-BU DA NEYDİ ŞİMDİ? NEDEN KABUL ETTİN Kİ?

Derek: Beni korkak gibi mi görseydi?

-Onu zaten biraz önce zibilyon sayı farkla yendin, neden hala kendini kanıtlamaya çalışıyorsun?

Derek: Bilmiyorum.

Derin bir nefes aldı.

Derek: Sadece rekabeti fazla ciddiye alıyorum.

Ben de derin bir nefes alıp önüme döndüm.

Forever <STEREK>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin