günaydın, oy ve yorum sınırına başlıyoruz.
60+ yorum ve 30+ oy gelmezse muhtemelen bölüm gelmez
iyi okumalar~
Seungmin bileğindeki çipli saati ovarken iç çekip sınırda duran otobüsten indi. Onunla beraber inen bir otobüs çocuktan hiçbirine güvenesi gelmemişti. Çoğu zaten dışarı'nın insanı gibi görünüyordu.
Sessizce dışarı'ya açılan kapıya ilerlemiş, son kimlik denetiminden de geçince, öğlen sıcağında dışarı çıkarılmışlardı.
Arkasında bıraktığı büyük surlu şehre bakarken iç çekti.
Çocukluğundan itibaren hatırladığı bütün anılarda hep Hyunjin vardı. Hyunjinsiz kalmak onu korkutuyordu.
İç çekerek önüne dönmüş, güçlü görünmek için sırtını dikleştirip yürümeye başlamıştı. Nereye gideceğini de bilmiyordu ki. Surların dışındaki ormanlık alanın ilerisinde ne olduğunu içeridekiler hiçbir zaman tam olarak bilememişti.
"Pekala, Seungmin. Hyunjin sana dövüşmeyi boşuna öğretmedi, iyi bir dövüşçüsün. Tek yapman gereken 365 gün hayatta kalmak. Sonra Hyunjin gelecek." dedi kendi kendine.
"O kim? İyi dövüşür müsün gerçekten?"
Yan tarafından gelen sesle yerinden sıçramış, geri adımlayarak ona bakmıştı. "Kimsin sen?" dedi korkuyla. Otobüste gördüğünü hatırlıyordu biraz.
"Yang Jeongin, 18 yaşımdayım."
Seungmin çocuğa bomboş bakarken genç olan gülümseyerek önüne döndü ve sırtındaki büyük çantaya asıldı. "Memnun oldum." demişti iğneleyici bir tonda.
Gideceği yeri biliyormuşçasına emin adımlarla yürüyordu, oysaki Seungmin deminden beri dikiliyordu duvarın önünde.
"Yürüsene, zehirli gazı daha fazla solumak istiyorsan bilemem tabii." demişti adının Jeongin olduğunu söyleyen çocuk.
"Ne gazı?"
"Bizi öylece dışarı mı attılar sanıyorsun? Duvarın etrafındaki gaz seni kısa sürede öldürür." derken bile yürümeye devam ediyordu. Seungmin hızlanıp çocuğa yetişmiş, yanından yürümeye başlamıştı.
"Dışarı'yı nereden biliyorsun?"
"Bütün ailem dışarı'da. Kalacak bir yerin var mı?" dedi çocuk eğlenerek.
"Bulurum bir yer. Nereye gidiyorsun? Bir şehir mi var bu yolda?"
"Hayır, sessiz çocuk. Ailemin yaşadığı kamp alanına gidiyorum. Seneler öncesinde, henüz ben doğmamışken, dışarı'yla iletişim kuruluyordu. Bu yüzden dışarıda olup bitenleri biliyorum." dedi Jeongin. Seungmin onaylarken arkadan gelen gürültüyle kaşlarını çattı.
"Çocuk bayıldı!" dediğinde etrafa dağılan onlarca kişinin umrunda bile olmamıştı.
"Fazlasıyla soludu." dedi Jeongin olduğu yerden çocuğa bakarken.
"Yardım etmeliyiz."
"Ölecek muhtemelen."
"Ama ölmeyebilir." Seungmin o tarafa yürürken çocuk arkasından konuştu.
"Yerinde olsam çantasını alır kaçardım!" Seungmin onu görmezden gelip yerde yatan zayıf bedeni kaldırmış, beline kolunu sarıp kolunu boynuna dolattıktan sonra onu sürüklemeye başlamıştı. "Hey, uyan. Gözlerini açmalısın."
Seungmin hem Jeongin'i takip ediyor hem de sürüklediği zayıf bedeni uyandırmaya çalışıyorken birdenbire bastıran yağmurla küfretmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
outside // chanmin
Fanfictionülkenin nüfus politikasına göre başarısız olanlar 'dışarı' gönderilirdi. bu kez dışarı sürülenlerden biri hwang seungmin oldu.