outside: 28

2.8K 501 252
                                    

sonraki bölüm için sabırsızlanıyorum

bir an önce 90 oy 200 yorum sınırına ulaşın da aksamadan yarın bölümü atayım

iyi okumalar

--

Sabahın erken saatlerinde Seungmin susuzlukla uyanmış, Chan'ın yanından kalkıp mutfağa geçmişti. Birkaç yudum su içtikten sonra uykusu açılsa bile yapacak başka bir işi olmadığından salonda uyuyan Hyunjin'in yanına yatmış, ona sokulamadan kapı çalınca kaşlarını çatmıştı.

Alacaklı gibi çalan kapıya Jeongin ve Hyunjin de uyanırken Seungmin kapıya ilerledi. "Açma." diyen pürüzlü sesin sahibine döndüğünde Jeongin yüzünü ovuyordu. "Gel yat, birini beklemiyoruz." derken yanını patpatlamıştı. Seungmin Jeongin'in yanına gidip uzandığında Hyunjin uykulu bir halde ikisine bakmış, gülümseyerek o tarafa dönerek uzanmaya devam etmişti. Jeongin yan yatarken Seungmin ona sarılınca kolunu öylece üstüne atmıştı.

"Birkaç ay önce nefret ediyordun benden."

"Hyungum senin yüzünden bana bağırıp duruyordu. Şimdi ödeştik, ben de seninkini çaldım." Seungmin gülerken kapı tekrar çaldı.

"Yardım edin!" diye sızlanan tanıdık sesle Jeongin başını kaldırmıştı. "Jungkook değil mi o?"

"Onun sesine benziyor." dedi Seungmin de kapıya dönerken.

"Kim bu sabahın köründe dünyayı ayağa kaldıran pi" diye söylenerek odadan çıkan Minho'ya cevabı dışarıdaki yardım isteyen verdi.

"Chan, Minho! Yardım edin." Minho kaşlarını çatarak kapıyı açtığında Jungkook oraya yaslandığı için dengesini kaybetmiş, yere yığılmıştı. Elini bastırdığı karnından kanlr akarken Jeongin gördüğü şeye yüzünü buruşturarak Seungmin'in gözlerini kapattı.

"Bakma oraya, bana dön." Seungmin itiraz etmeden arkadaşına dönerken Hyunjin yatağından kalkıp Minho'ya yardım ederek onu koltuğa çıkardı.

"Ne oldu?"

"Adamlarım..." Jungkook gözlerini sıkıca kapatıp inledi. "Yemek için beni öldürmeye kalktılar."

"Bize niye geldin?" dedi Jeongin kaşlarını çatarak. "Senin emrindekiler sana ihanet etmiş, biz niye yardım edelim?"

"Yaralı, yarasını tedavi edelim en azından." Sessizce konuşan Seungmin'i herkes duyarken Jeongin kaşlarını çattı. "Bizim suyumuz bize yetmiyor, aylar önce bizi öldürmeye kalkan adamın yarası için mi harcayalım? Defol git, leşinle farelere yem ol." dedi Jeongin yataktan kalkıp. Seungmin'i yastığa yatırmış, yorganı başına kadar çekmişti.

Seungmin Jungkook'u görmemek için yatağa gömülürken Chan odasından çıktı.

"Bize yaptıkları krizden önceydi, şimdi yardıma ihtiyacı var." dedi Jungkook'a giderken.

"Hyung, Felixler gelmeseydi bu adam seni öldürecekti!" diye bağırdı Jeongin.

"Şimdi de o benim elime düştü diye aynısını mı yapayım Jeongin? Yardına ihtiyacı olana yardım ederim ben." Chan, Minho'nun kaldırdığı tişöttün altındaki yarığa bakarken kaşlarını çattı.

"Dikiş tutar mı burayı?"

"Denemekten başka çarem yok, bayçkınca anlamak zor." dedi Minho. "Yeterli suyumuz yok, temizlemeden buraya müdahale edemem."

Jungkook yattığı yerde acıyla kıvranırken Hyunjin iç çekti. "Ya da duş almaktan vazgeçeriz."

"Hyunjin banyodaki suyu getirir misin?" dedi Chan kesin bir ifadeyle. Hyunjin onaylayarak gözden kaybolurken Jeongin büyüklerine göz devirdi.

"Surat yapıp durma Jeongin."

"Bu tam bir aptallık. Suyumuzu arıtamıyoruz bile, arıtmada kalan son sularımızı bu herif için harcayamayız."

"Gittiğimiz yerde ne kadar çok olursak o kadar iyi. Sus ve yardım et."

"O piçe yardım edeceğime farelere yem olurum." dedi Jeongin.

"Seungmin git odalardan birine, durma burada." dedi Hyunjin elindeki bidonla içeri girerken.

Seungmin ayaklanmış, etrafa bakınıp tavşanını bulduktan sonra küçük hayvanıyla beraber koşarak Jisungların odasına girmişti.

Jisung'ın yanına uzanıp tavşanı ortalarına bırakmış, Jisung'ın uyandığını görünce gülümsemişti. "Günaydın, elin acıyor mu?"

"Çok."

"Bir daha krem sürelim mi? Minho hyung halletti mi?"

"Sürelim. Minho ne yapıyor? Duydum bir şeyler ama anlamadım neyden bahsettiklerini." Seungmin komodindeki kremi alıp gencin sargılarını açmış, yavaşça sürmüştü.

"Jungkook koskocaman bir yarayla geldi. Jeongin yardım etmelerine kızsa da Minho hyung, Hyunjin ve Chan ona yardım etmeyi seçti. Suyu harcadıkları için Jeongin de ortalığı karıştırdı." dedi tekrar sararken. Jisung onaylamış, tekrar sarılan ellerine iç çekerek bakmıştı.

"Bugünkü yemek yeter mi acaba? Yarın yola çıkacağız." dedi Jisung.

"Az yeriz, ölmeyecek kadar." dedi Seungmin de. Bağdaş kurduğu bacaklarının arasına tavşanı gelip yattığında gülümseyerek onu sevdi. "Sen de aç kalmayacak kadar yiyorsun, ama hala pofidiksin."

"Kaç kilo acaba? Şimdiye zayıflamalıydı ama hala aynı."

"Bilmem ki, vardır bayağı." Jeongin odaya girmiş, kendini iki gencin yanına atmıştı.

"Yine gelmiş agresif çocuk."

"Ben haklıyım." Jeongin kolunu gözlerinin üstüne koyarken Jisung onayladı.

"Haklısın. Ama biz yardımı geri çeviren insanlar değiliz. Bugün başkasına, yarın bize. Evrende adalet var, ilahi adalet." dedi Jisung.

"O adalet var olsaydı içerideki hükümet sona ererdi." dedi Jeongin inatla. İki genç ona gülerken Felix ve Changbin sonunda uyanmayı başarmıştı.

"Günaydınlar." dedi Felix yeni uyandığı için daha kalın olan sesiyle. Yan dönmüş, Changbin'in üstüne kolunu ve bacağını atmıştı. İçeriden gelen acı dolu inlemeyle başını kaldırıp oraya baktı.

"Ne oluyor lan içeride?"

"Ameliyat." dedi Seungmin.

"Boş işler." diyen Jeongin'e hepsi gülmüştü.

Gerçekten mutlu değildi.

outside // chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin