yorum sınırı 200+ ve oy sınırı 50+
iyi okumalar
Seungmin tüm gün Chan'ın odasına girmekten kaçınmış, Chan onu çağırdıkça yanına başkalarını gönderip Jeongin'le ilgilenmişti.
Jeongin sonunda hyunglarına seslenmesine rağmen dibinde biten Seungmin'den sıkılıp ofladı.
''Hyung çağırıyor gitsene ya, yapıştın sülük gibi."
"Gitmem."
"Seungmin, git başımdan." dediğinde Seungmin uzandığı koştuğa eğilip dudak büzdü. "Gitmeyeyim başından. Çişim geldi mi? Aç mısın, su vereyim mi?"
"Hayır, hayır, hayır. Git dedim." dedi Jeongin başını yastığa vurup. "İmdat ya!"
"Ya gitmeyeyim."
"Niye kaçıyorsun hyungdan?" Jeongin sabırla onuncu kere aynı soruyu sorarken Seungmin göndermemesi için dudak büzüp fısıldadı. "Ondan hoşlandığımı söyledim."
"Yemez seni, git başımdan."
"Jeongin utanıyorum. Gitmeyeyim." dedi Seungmin sızlanarak.
Konuşmalara şahit olan Jisung gülmüştü.
"Gel seninle köye gidelim Seungmin." Seungmin heyecanla onayladı. "Gidelim gidelim!"
"Yağmurluğunu giyip çantanı al." dedi gülerek. "Minho'm, çıkalım hadi!"
"Bekle iki dakika güzelim." dedi Minho odadan. Seungmin Chan'ın odasındaki yağmurluğu ve çantasını almak için hızla odaya girmiş, ama çıkamamıştı.
"Kaçma artık çocuk." dedi Chan kapıyı kapatırken.
"Ama ayağa kalkmaman gerekiyor." dedi Seungmin büyüğüne bakarken. Olduğu yerde öylece kalmış, elindeki yağmurluğu sıkmıştı.
"Senin yüzünden kalktım. İki gündür odama girmiyorsun, seni çağırdığımda da gelmiyorsun." dedi Chan ona doğru yavaş adımlarken. Seungmin kaçmak yerine beklemişti Çünkü Chan yürürken acı çekiyordu.
"Köye gideceğiz." dedi Seungmin dudak büzerek.
"Hayır kaçamazsın."
"Tamam, kaçmayayım ama yerine yat, bak yaran kanıyor." dedi Seungmin eliyle onu işaret ederken. Chan başını iki yana salladı.
"Ben uzanırken kaçıp gidersin." Seungmin iç çekmiş, elindekileri kenara bırakıp gidip yatağın kenarına oturmuştu. "Gitmiyorum, gel hadi."
Chan gülümseyerek gencin yanına oturmuş, elini uzatmıştı. Seungmin ne olduğunu anlamasa da elini büyüğünün avucuna bıraktı. Chan küçüğünün avucunu çevirmiş, içine ufak bir öpücük bırakmıştı. "İki gün önce odamdan kaçmasaydın ve yanıma uğrasaydım şimdiye söylerdim. Ben de senden hoşlanıyorum Seungmin."
"Ne?" derken cevabını alamadan Jisung seslenmişti.
"Seungmin gelmiyor musun?"
"Geliyorum!" demiş, Chan'a dönmüştü. "Ciddi misin? Çok mu ciddisin?"
"Hm, çok ciddiyim. Çok hoşlanıyorum senden, seninle uyumak için bir bıçak darbesi daha yerim."
"Ay, hayır. Yeme bıçak falan. Yatarım ben yanına, yani, evet. O zaman, güle güle." demiş, elini Chan'ın elinden çekip yerdeki eşyalarını aldıktan sonra koşarak odadan çıkmıştı.
Minho, Jisung ve Seungmin üçlüsü dışarı çıkarken Jisung kapıda durdurdu Seungmin'i. "Bakracı alsana."
"Şey, bakraç ne?" Seungmin neyi söylediğini bilmediğinden etrafa bakarken Changbin gülerek buzdolabının kenarına yıkanıp koyulmuş bakır kovayı gösterdi. "Şu, süt koyduğumuz şeye bakraç diyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
outside // chanmin
Fanfictionülkenin nüfus politikasına göre başarısız olanlar 'dışarı' gönderilirdi. bu kez dışarı sürülenlerden biri hwang seungmin oldu.