outside: 1

7.9K 711 262
                                    

Seungmin çantasının fermuarını kapattığı sırada odaya giren büyüğüne burukça gülümsemiş yerde oturmaya devam etmişti.

"Selam." dedi Hyunjin gülerek içeri girerken. O da gergindi.

"Selam." Seungmin becerebildiği kadar gülümserken Hyunjin onun yanına oturmuştu. "Koydun mu her şeyini?"

"Evet. Sen hazırladın mı?"

"Hazırladım ama boşuna hazırladık. Gitmiyoruz bir yere." dedi Hyunjin küçüğünü sararken. Seungmin ona sokulmış, sıkıca sarılmıştı. "Korkuyorum."

"Merak etme, geçeceksin sınavdan. Sene boyu çalıştın."

"Ya geçemezsem?" Seungmin ağabeyinin boynuna yüzünü yaslarken Hyunjin onun saçlarını okşadı. "Eğer geçemezsen seneye ben de geçemem. Seni asla bırakmayacağım Seungmin."

"Hwang olmak bunu mu gerektiriyor?" dedi Seungmin gülerek. Küçüklüğünden beri ne zaman birbirlerini destekleseler Hyunjin bunu söylediği için artık ciddiye alamıyordu.

"Evet, Hwang olmak bunu gerektirir köpüş. Hadi bakalım, yatma vakti. Sabaha dinç kalkalım ki soruları çözebilelim." derken altlarında kalan yorganı açmış, kardeşiyle içine girerek yatağa uzanmıştı Hyunjin. Seungmin beline sarılıp gözlerini kapatırken iç çekip gencin alnını öptü. "Bu son beraber uyumamız değil, Seungmin. Yarın gece de berabwr uyuyacağız."

"Umarım Hyunjin."Seungmin büyüğünün kokusunu içine çekip burukça gülümsemiş, uykuya kolayca dalmıştı. Hyunjin'in kokusu ve onu bebek gibi pışpışlaması sınavdan önceki geceler hep kolayca uyumasını sağlıyordu.

Sabaha kadar birbirlerine sıkı sıkıya sarılarak uyuyan gençler alarmla uyanmış, eğer bugün dışarı sürülürlerse aç kalmamak için bolca yemek yemiş ama bunu dile getirmemişlerdi.

Her sene yaşadıkları sınav sabahı stresiyle hazırladıkları çantalarıyla beraber evden çıkıp sınav merkezine doğru yürümeye başladılar.

Göz taraması, parmak izi taraması, ve çip kontrolünün ardından sınav odalarına gitmek için koridorda yürümeye başlamışlardı.

"Hyunjin..." diye seslendi Seungmin merdivenlere yönelen ağaneyinin ardından.

"Efendim güzrlim?"

"Olur da dışarı gidersem gelme. Burada kalıp yaşamayı hak ediyorsun." dedi boğukça.

"Alacağın birkaö haneli bir not senin yaşayıp yaşamayacağına karar veremez. Ben dışarı çıkarsam peşimden geleceğini söyledin, sen dışarı çıkarsan ben de geleceğim. Ama ikimiz de burada kalsak çok iyi olur." dedi Hyunjin kardeşine yürürken. Seungmin içine dolan stresle kendini ağabeyinin kollarına bırakıp sıkıca sarıldı.

"Seni çok seviyorum Hyunjin."

"Ben de köpüş, ben de çok seviyorum seni."

İkisi de birbirini görevliler uyarana kadar sıkıca sarmış, ayrılınca sınav odalarına gitmişlerdi.

Bir saat sürecek bir sınav, her soruya verilecek eşit dakikalar, herkesin takip edeceği aynı düzen...

Seungmin yerine oturup önündeki tableti açmış, iç çekmişti.

Çeşitli sebeplerle dışarı çıkan bir sürü öğrenci olmuştu.

Tableti bozulan, sınava yetişemeyen, düşük puan alan, kopya çekerken yakalanan... Seungmin henüz bunlardan biri olmadığı için şanslıydı ama önündr hala üç sınav varken bir sorun yaşamayacağı belli değildi.

Hyunjin'in iki sınav sonra bu çileden kurtulacak olmasına özeniyordu. Bir an önce bu sistem sona ersin ve ağabeyiyle mutlu bir hayat sürsün istiyordu.

Oysaki hayat bu kez ona sırt çevirmişti.

Sınavın ortasında dokunmatiği algılamayan tablet, onunla ilgilenmeyen görevli, art arda geçip giden sorular, artan stresi onu boğarken gözünden birkaç damla yaş düştü.

Sınavın sonuna kadar sardece yarısını işaretleyebilmişti.

"Lütfen, lütfen geçer not alayım, lütfen."

"Bir dakika içinde sonuçları göreceksiniz. Yerlerinizden ayrılmayın. Tableti.kırmızıya dönenler dışarıya çıkacak öğrenciler." dedi gözetmen.

Seungmin gözlerini elleriylr kapatmış, iç çekmişti.

Ekranının kırmızı olması istediği son şey bile değildi.

"Yeşil ekranlılar çıkabilir." diyen gözetmenle gözlerini açıp ekranına bakmıştı.

"Siktir."

"Dışarıya çıkacak öğrenciler kendilerine ait çantaları alıp sağ kapıya ilerlesin." Seungmin boşluğa düşmüş bir halde eline çantasını almış, sağ kapıya ilerlemeye başlamıştı.

Ortak koridora açılan kapıdan öğrenciler suratsızca ilerlerken Seungmin karşıdan gelen ağabeyini görmüş, başını eğmişti.

"Seungmin?" diye seslenen ağabeyini görmezden geldi.

"Seungmin!" Gözünden akan yaşı silerken dönüp bakmaya cesaret edememişti. Ağabetini hayal kırıklığına uprattığı için ayrıca kızıyordu kendine. "Seni seviyorum Hwang Seungmin! Seneye yanında olacağım, hayatta kal!" siye bağırdı Hyunjin görevliler onu itelerken.

"Bekliyorum, ağabey." demişti Seungmin. Küçüklüğünden beri ilk defa ağabey dediği büyüğünün yüzüne karşı söyleyememek kırmıştı onu zaten.

günaydın

bu fic tutar mı ki?

eğer beğenirseniz devamını yayımlarım 😳😳

outside // chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin