outside: final

3.9K 524 303
                                    

Seungmin ağlasa da zırlasa da bir şekilde açlığını bastıracak kadar yemek yemiş, Araca eşyaları taşıyan arkadaşlarına yardım etmeye başlamıştı.

Bugün hava açık olduğu için bir an önce sığınabilecekleri bir yere gitmeleri gerekiyordu artık.

Kızlar gelmiş, eşyalarını arabaya yerleştirmiş, Jungkook'un burada olmasına kısa bir şaşkınlık geçirdikten sonra onun da arabaya binmesine yardım etmişlerdi.

Minho aracın demirlerine birkaç gaz lambası astıktan sonra boynundaki filtreli maskeyle sürücü koltuğuna geçti.

Herkes arabaya yerleşmiş, evde önemli bir şey bırakılmamış ve almaları gereken ne varsa alınmıştı.

Minho arabayı çalıştırdığında Seungmin ağabeyine sarılmıştı. Hyunjin göğsüne yaslanan kardeşinin saçlarını okşarken engebeli yolda hafif hafif sallanan arabayla geçtikleri yolları izliyorlardı.

Her şey düzelecekti.

Ya da bu biraz daha zaman alacaktı.

Kulaklarını çınlatan büyük bir patlamaya kadar hepsi sakindi. Seungmin çınlayan kulağının acısıyla yüzünü büyüğünün göğsüne bastırdı. Jeongin hemen yanında oturan iki kızın üzerine kapanarak onları korumaya çalışmıştı.

Felix ani hareketle Changbin'in üzerine kapanırken büyüğünün maskesini taktı.

"Maskelerinizi takın!" diye bağıran Chan'la Hyunjin kendi maskesindenönce Jisung'ın maskesini takmıştı. Felix kendi maskesinden hemen sonra Jungkook'a maskeyi geçirdi, genç yarı baygındı.

Kızıla dönen gökyüzünün hemen ardından gözleri yanmaya başlamıştı hepsinin. "Hat sikeyim." Minho sulanan gözlerine rağmen aracı hızlandırmış, kızıl toz bulutunu geçmeye çalışmıştı.

"Sıkı tutunun." diye bağırdığında Hyunjin Jisung'ı belinden kavramış, kardeşini iki koltuğun arasından arkaya geçen Chan'a bırakmıştı.

Minho'nun pes etmeden toz bulutunun kapladığı alandan uzaklaşması ve sonunda gözlerini yakan o kimyasal bombanın etkisinin azalmasıyla rahatlamışlardı. Minho hiç durmadan aynı hızla sürmeye devam etti.

"Herkes iyi mi?"

"Jungkook itinin kanaması var." dedi Jeongin.

"Biz iyiyiz." dedi iki genç kız. Jisung, Hyunjin, Felix ve Changbin de onay verdiğinde Chan sevgilisine döndü. "Her şey yolunda mı?"

"Hm hm."

"Sabret bebeğim, çok az kaldı her şeyin yeniden başlamasına." dedi Chan küçüğünün şakağını başparmağıyla okşarken.

Seungmin tekrar onayladığında Chan doğruldu. Tutunarak Jungkook'a gideceğinde Seungmin ona seslenmişti. "Chan."

"Efendim?"

"Seni seviyorum."

"Ben de bebeğim." dedi Chan gülümserken, gözleri kısıldığı için anlaşılıyordu.

"Sizin olduğunuz her yerde yeniden başlayabiliriz." dedi Seungmin heyecanla.

Hepsi gülerken Seungmin kıkırdamıştı. "Hepinizi çok seviyorum!"

"Biraz fazla ağlaksın ama biz de seni çok seviyoruz." dedi Jeongin gülerek.

"Yeni hayatımızda en fazla senin kadar ağlayacağım, görürsün bak." diye meydan okudu Seungmin.

"İmkansız."

"Bana imkansız de ve oturup izle Jeongin." dedi Seungmin eğlenirken. İki küçüğün yerine gelen neşesi, diğerlerini de arkalarında bıraktıkları hayata çok takılmamalarını sağlamıştı.

Chan ve Hyunjin yere yatırdıkları Jungkook'un yarasıyla ilgilenirken, diğer küçükler -Jisung, Jeongin, Ryujin ve Seungmin- hala didişiyorlardı.

Seungmin haklıydı, hepsi beraberken yıkılsalar bile yeniden ayağa kalkıp devam ederlerdi.

----

evet, bir kurgu daha bitti.

ikinci kitabı olabilir mi, hayır. yoruldum ben bu kurguda. belki "yeni hayatları" için özel bölüm olabilir çok özlersem, ki o da ihtimal yani.

kurgu hakkında düşünceleriniz nelerdi? sizce "yeni hayatları"nda ne yaşarlardı ve düzenleri nasıl olurdu?

bir önceki bölümde seungmin çok ferihaydı, bu konuda ne düşündüğünüzü de merak ettim. bence haklıydı, bence o bölümde hepsi haklıydı.

bu kurgu benim için biraz zor oldu ama umarım berbat etmemişimdir. umarım beğenmişsinizdir. diğer kurgularımda görüşmek üzere ♡♡

outside // chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin