GÜNAYDIN
-
Birkaç hafta sonra
Hyunjin ikinci fırtınayı da yaşamış, öncekine göre daha deneyimli bir şekilde hazırlıklara da yardım etmişti. Şimdi ise biten erzakları yenilemek için plan yapıyorlardı.
"Ok kullanabiliyorum." dedi Hyunjin. Bir silah kullanamadığı için Jeongin onu avlanmaya götürmek istemiyordu."Güzelim, orman şartları seni zorlar bak güzelliğine yazık." dedi Jeongin koltuğa kolunu yaslarken. Hyunjin iç çekmiş, bıkkınlıkla Jeongin'e bakmıştı. "Yemin ederim elimde kalacaksın."
"Hyunjin, çok da şey yapma." dedi Seungmin büyüğüne sarılıp. "Haklı, ormandaki hayvanlar fırtınadan sonra çok yabani olabiliyorlar."
"Ben o ava gideceğim. Sen ister gelirsin ister gelmezsin." dedi Hyunjin kardeşinden ayrılırken. Odalardan birine bıraktığı kıyafet ve yayını almaya gitmişti.
Jeongin iç çekip arkasından bakarken Felix güldü. "Zoru mu oynuyor gerçekten mi seni sevmiyor?"
"Bilmiyorum." dedi Jeongin dudak büzerek.
"Sevmezse sıçtın, Ryujin artık sana bakmaz." Jeongin göz devirmişti Felix'e.
"Ryujin arkadaşım ya da kız kardeşimdi. O bana yan gözle baktı." Seungmin ikisine gülerken odadan Chan ve Hyunjin aynı anda çıkmıştı.
"Geliyor musun sevgilim?" dedi Chan çantasını takarken.
"Evet!" Seungmin yerden kalkmış, köşede duran çantasını alıp takmış ve yağmurluğunu omzuna bağlamıştı.Chan gülerek elini uzattığında Seungmin ağabeyinden çekinme işine son verdiği için rahatça tutmuştu. Dört genç evden çıkarken Jeongin hiç şaşırtmayan bir şekilde Hyunjin'e yılışıklık yapıyordu. Seungmin iki gence gülüp Chan'a yaklaştı.
"Hyunjin Jeongin'i vuracak."
"Hiç karışmıyorum, bezdirdi adamı." dedi Chan da. Küçüğünün elinim üstünü öpmüş, eliyle içeriyi göstermişti.
"Şu ağaca çıkabilir misin?"
"Çıkarım ama inemem." dedi Seungmin. "Üstüne atlarım beni yakalarsın."
"Öyle yaparız." dedi Chan gülerek. Fırtınadan sonra hayvan avlamaktan çekinmiyordu aslında ama tek başına olmadığından diğerlerine zarar gelme ihtimali var diye istememişti.
Seungmin büyüğünün elini bırakıp koşarak ağaca çıkmış, onu taşıyabilecek en yüksek dala ulaşana kadar tırmanmıştı. "Chan, burada kuş yuvası var!"
"Dikkat et düşürme." dedi Chan gülerek. "Meyve var mı?"
"Birkaç tane. Neden meyveler azalmaya başladı?" dedi Seungmin sağlam meyveleri çantasına atarken. Eline aldığı çürük çıkınca direkt aşağı bırakıyordu.
Chan dalında çürüyen meyvelere kaşlarını çatmış, yere çöküp bıçağını meyveye saplamıştı. Ortadan ayırdığı meyvenin içinin sümük gibi bir sıvıyla dolu olduğunu görünce yere atmıştı.
"Seungmin in aşağı."
"Ama sekiz tane olmadı."
"İn güzelim, bu ağaçtan meyve yiyemeyiz." dedi Chan bıçağını sevgilisine zarar vermeyecek bir yerine sabitlerken. Seungmin birkaç dal aşağıya inmiş, kendini uçan sincaplar gibi sevgilisinin üstüne salıvermişti. Chan kucakladığı sevgilisini yavaşça yere indirip Seungmin'in topladığı meyveleri eline aldı. Yedi meyveden üç tanesinin içi az önceki gibiydi. Diğerlerinde bir şey görememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
outside // chanmin
Fanfictionülkenin nüfus politikasına göre başarısız olanlar 'dışarı' gönderilirdi. bu kez dışarı sürülenlerden biri hwang seungmin oldu.