selam sınavıma 8 gün var malsf bu kes 8 isn't a good number yorum oy bir şeyler işte mutlu edin beni teşekkürler öptüm bay
sınır var çünkü şak şak şak bölüm yayımlamak istemiyorum bu fice 200 yorum 90 oya salarım 27. bölümü
--
Jeongin aylar önce geldiği ve çıkarken neredeyse süründüğü bölgeye bakarken oldukça şaşkındı.
Sur gibi çevrilen kamp alanından eder kalmamıştı. Susuzluğun sonucu olan hastalıklar burayı kırıp geçirmişe benziyordu. Kamptan birkaç yüz metre ilerideki açıklıkta gördüğü cesetlerin külleri bile ürpermesine sebep olmuştu.
Dakikalar içinde ilk girdiğinde enselendiği yere kadar gelmişti ama kimse kalmamış gibi görünüyordu. Şimdiye kadar fark edilmemişti bile.
İlerlemeye devam etmiş, merkezdeki yıkık binanın duvarına yaslanmıştı. İçeride bugün gördüğü dört gençten fazlası yoktu.
"Bu koduğumun aleti nasıl çalışıyor?" dedi Jungkook sinirle.
"O çocuğu da almalıydık, kullanmayı biliyordur." dedi başka bir ses de.
"Yemek ister misin?"
"Açlıktan ölürüm daha iyi." Jungkook ona karşı gelen cevabı beğenmemiş, elindeki meyveyi teklifte bulunduğu gence fırlatmıştı.
Jeongin saklandığı yerden çıkmış, rahat bir tavırla içeri girip konuşmuştu. "Çaldığın aletin nasıl çalışacağını bilmiyorsan, çalmamalısın." dedi alayla.
Jungkook yerinden kalkarken Jeongin eliyle oturmasını işaret etti.
"Şimdi seninle anlaşma yapma vakti."
"Ne sikim saçmalıyorsun?" dedi Jungkook ters bir şekilde. Jeongin gencin karşısına oturmuş, dirseklerini dizlerine yaslayarak öne eğilmişti.
"Sen adamlarını gönderip bulabildiğin kadar yiyecek buluyorsun. Ben de hepsini tarayıp yiyebileceğinizden emin oluyorum." dedi sakince. "Ardından makinemi alıp gidiyorum ve sen tekrar yiyecek taratmak istediğinde kapımıza kadar gelip, karşılığında işimize yarayacak bir şey veriyorsun."
"Bunu neden yapayım?" dedi Jungkook arkasına yaslanırken.
"Adamlarının çoğu ölmüş, açsın, yemek bulmak zor, suyunuz yok, teknolojiden de anlamıyorsunuz... Daha sayayım mı?" Jeongin alayla konuşurken Jungkook için çekip pes etti.
"Dediğin gibi olsun."
"Ha şöyle." dedi Jeongin rahatlıkla.
Hem canını hem makineyi korumayı başarmış, üstüne karlı bir anlaşma da yapabilmişti. Jungkook, günlerdir aç ve susuz olduğundan kolayca kabul etti. Artık bir şeyler yemeli ve içmeliydi.
Jeongin'in hayatından endişe eden diğer gençler evde toplanmıştı. Jisung iyice kaşınıp tahriş olan ellerinin acısıyla sevgilisine sızlanırken, daha çok ağlıyordu ama o bunu kabul etmiyor, Chan sonunda kendine gelen sevgilisinin başında bekliyordu.
Felix ve Changbin'den ise hala haber yoktu.
Hyunjin iç çekmiş, salonun ortasında dolanıp durmaya bir son vermişti. "Olmayacak böyle, gidelim yanına."
"Seni gördüğü yerde boğazlar." dedi Chan. "Jeongin kudurdu mu karşısındakini tanımıyor."
"Hayatı tehlikede olabilir. Siz de gitmiyorsunuz, ne yapacak orada? Ya aylar önceki gibi esir alındıysa?" dedi Hyunjin telaşla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
outside // chanmin
Fanfictionülkenin nüfus politikasına göre başarısız olanlar 'dışarı' gönderilirdi. bu kez dışarı sürülenlerden biri hwang seungmin oldu.