Selamlar, biz geldik^^
Uyarı: Emir'in konuştuğu kısımlarda sürekli işaret diliyle diye belirtmem akışı bozar, göz tırmalar. Bu nedenle Emir konuştuğunda onun işaret diliyle konuştuğunu bilelim^^
~
Emir'i takip ederek parka gittiğini öğrenmeme rağmen, dikkat çekmemek için yanına bir saat kadar sonra gitmeye karar vermiştim. Bunun için sokak başındaki çitlerin arasından onu izlemekle yetiniyordum.
Her daim kulağında olan kulaklıklarıyla, alnına dökülen kumral saçlarıyla, gülümsemese bile belirgin olan gamzeleriyle, arkasındaki duvara yasladığı kafası sayesinde yan profilden rahatça gördüğüm tapılası yüzüyle, mükemmeldi o. Her şeyiyle mükemmel...
Ara sıra gözlerini açıp etrafına bakındığı için, içinde hâlâ Yavuz'u görebilme umudu taşıyor oluşunu fark etmem çok zor olmamıştı. Ve bu farkındalık hastalıklı kalbimin yumuşacık olmasını sağlıyordu.
Yeterince beklediğimi fark ederek yerimden doğrulduğumda, şu anda kulağında kulaklık olduğu için beni birden görürse korkacağını düşünerek tekrar oturdum.
Yaklaşık on dakika sonra kulağındaki kulaklıkları çıkartıp dizlerini kendine doğru çekti.
Hadi be oğlum, yaparsın. Son kez Yavuz olarak görüşeceksin, sonra bir daha yalan söylemeyeceksin.
Kendime ettiğim telkinler sonucu bir cesaretle çıktım çitin arkasından. Parka doğru kendimden emin adımlarla yürürken, onun adım seslerini duyduğu için kafası önüne eğik bir şekilde sesi dinlediğini fark etmemse bu duruşumun tamamen yıkılmasına sebep oldu.
Adımlarım önünde durunca usulca yukarı kaldırdı kafasını. Hızlanan kalbim sertçe yutkunmama neden olurken masum bakışlarıyla bana baktığını görmek kalbimde tarifi olmayan bir hareketlenmeye neden oldu.
"Özür dilerim."
Özrümü hiç duymamış gibi kafasını tekrar önüne indirdiğinde kendime küfürler ederek dizlerimin üzerine çöktüm. Yere tamamen oturup, kafasını dizlerine yasladığı için görüş hizamda olan sarı tutamlarla bakışmaya başladım.
"Özür dilerim."
Tekrarladığım özrün ardından alnını dizlerinden ayırıp kafasını çevirdi. Bu kez şakağını dizine yasladığı için onunla yine yüz yüze gelememiştim. Bu davranışların muhattabı olmayı sonuna kadar hak ettiğim için dişlerimi sıkarak güçlü kalmaya çalıştım.
Dizlerimin üzerinde sürünerek yan tarafına geçince gözlerini kapatmış olduğunu görmek zaten oldukça hızlı atan kalbimin delirmesine sebep oldu. Kirpiklerinin göz kapaklarına düşen gölgesine kadar o kadar güzeldi ki...
"Emir, ben çok özür dilerim."
Gözlerini açmayınca aramızda az bir mesafe bırakarak yanına oturdum.
"Konuşamadığımı söylemem aptallıktı. Ama o gün geldiğinde iyi değildim ben."
"Seni gördüğüm için Emir, seni gördüğüm için heyecan yaptım." diyemedim...
"O an istemsizce tüm tepkilerimi kararpazara verdim, yemin ederim."
Onda hâlâ hiçbir hareketlilik olmayınca dudaklarımı dişledim.
"Affetmiyorsun sanırım beni..."
Nabız yoklamamla elde ettiğim sonuç yine koca bir sessizlik olsa da susmayıp konuşmaya devam ettim. Emir'den cevap alamasam da, ona günlerce yazmış insandım ben. Şu an da bunu yapmamda hiçbir gariplik yoktu benim açımdan. Sadece, umarım mesajlarımdaki gibi her şeyi bok etmezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesik İzleri || Texting [b×b]
Teen Fiction[Tamamlandı] Bilinmeyen: Sanırım ben sana; kahverenginin en güzel tonuna sahip kocaman gözlerinden, o küçük dudaklarını yalnızca oynatmanla bile hatrı sayılır derecede içeri göçen gamzelerine kadar aşık oldum. 🔗20.03.21-31.05.21🔗 🌈Eşcinsel konulu...