LXX

6.3K 518 192
                                    

Selamm^^

Akşamı bekleyemedim, bittiği gibi atayım dedim 🤭

Keyifli okumalar 💙

~

Dün ben ne olduğunu bile anlamadan yerime geçen Mert'in yaşattığı amnezi yüzünden kayıp olan saatlerimin yalnızca Helin'in dahil olduğu ve Mert'in Emir'le olanlardan Helin'e anlattığı kadarlık kısmını defalarca onun ağzından dinlediğim için inanmam gereken; Emir'in benden, daha doğrusu Mert'ten korkmadığı gerçeğini kabullenmemi engelleyen unsur Emir'in bu sabah ben olarak uyandığımdan beri attığım mesajların hiçbirine geri dönüş yapmamasıydı. Şu an hava kararmak üzereydi ve ben onun Helin'e belli etmese de içten içe korkmuş olduğunu düşünüyordum. Belki de bu psikolojisini kötü etkilemişti ve şu an iyi değildi.

Bu korkunç düşünceler eşliğinde nefes nefese kalacak kadar hızlı adımlarla oturduğu apartmanın kapısının önüne geldiğimde merdivenleri hızlı hızlı çıkmaya başladım. Benden korkmuşsa bile -ki bu beni en çok korkutan ihtimaldi- onun iyi olduğuna emin olduktan sonra bırakırdım ancak. Bunu da yalnızca onun iyiliği için yapardım. Kalbim parçalansa da onun için katlanırdım onsuzluğa...

Açık apartman kapısının bana yaptığı güzellikle çabucak dairesinin önüne ulaştığımda vakit kaybetmeden zil düğmesine dokundum. Elim kapıyı yumruklamak için kalkarken, bunun onu daha çok korkutacağını düşününce istemeye istemeye indirdim elimi.

Sakin bekleyişin zulüm gibi geldiği bu saniyeler, kapının açıldığını belirten bir ses duyulmasıyla sona erdiğinde nefesimi tutup karşımda göreceğim bana korkuyla bakan gözlerin gözlerimi bulmasını bekledim.

Kapının arkasından çıkıp görüş alanıma giren, ayıcıklı pijamasının üzerine giydiği oldukça kalın görünümlü hırkanın kollarını çekiştirerek titreyen bedenindeki üşümeyi geçirmeye çalışan Emir gözlerimin şokla büyümesine neden olurken, telaşlı bir şekilde adını söyledim.

Yüksek ateşten dolayı olsa gerek bilincinin bile yerinde olmadığını tepkisiz hâlinden anlayınca içeri girmeden elimi alnına koydum. Tenime yayılan kor sıcaklığı sert bir siktir çekmeme neden olurken onun bu hasta ve halsiz hâli ciğerimi dağlamaya fazla fazla yetiyordu.

"Emir'im içeri girip sana yardımcı olabilir miyim?"

Baygın bakan gözlerini uykusu varmış gibi kırpıştırmakla yetinince ayakkabılarımı çıkartıp içeri ilk adımı attım. Ardından vakit kaybetmeden, başının ağrıyabileceğini hesaba katıp sarsmamaya çalışarak kucakladım onu. Banyoya doğru koşar adım ilerlerken beni anlamayacağını bildiğim hâlde "Bebeğim benim, tüm gün bu hâlde miydin sen?" diye mırıldanmaktan alamadım kendimi.

Kapıyı açıp içeri gidikten sonra kucağımdaki minik bedeni yavaşça klozet kapağının üzerine oturttum.

Onunla şu an bilincinin tamamen kapalı olup olmadığından emin olmak için göz teması kurarken tek amacım onu aceleci bir şekilde soyarken kötü anılarını canlandırıp ürkütmemekti.

Tişörtünü eteklerinden tutup yukarı doğru kaldırdığımda güçsüz kolları da istemsizce havalanmış, hiç zorluk çıkarmadan tişörtünü çıkarmamı sağlamıştı. Pijama altının lastik kısmına parmaklarımı takıp bir kez daha kontrol ettim onu. Ama çok şükür ki hâlâ bir sorun yoktu. Baygın bakışlarla beni izliyordu sadece.

Eşofmanını indirip baksırına uzanırken duşa soktuğumda bilinci yerine gelirse -ki böyle olmasını umuyordum- tamamen çıplak olmasının ona kendini güvensiz hissettirmemesi için vazgeçerek sadece alt iç çamaşırı olan sıcak bedenini kucağıma alarak duşakabinin içerisine soktum. Yavaş bir şekilde oturttuğum Emir'i düşmemesi için tutmaya devam ederken duş başlığını elime alıp çok soğuk olmayan bir sıcaklık derecesine ayarladım.

Kesik İzleri || Texting [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin