XLIX

6.2K 593 170
                                    

# Loïc Notted - Million Eyes

Şarkıyı açarsanız sesini kısın. Yoksa kulaklarınızdan vazgeçmek durumunda kalabilirsiniz. Adam birden şey yapılmış gibi bağırmaya başlıyor xmsşmcldn

Civcivimizin ağzından okuyalım bakalım 😌

Bu arada 10K olmuşuz. Stüdyoda duygusal anlar... 🥺💙

~

●Emir'in Ağzından

Yavaş adımlarla parka doğru yürürken, ona nasıl davranmam gerektiği konusunda hayatımda yaşamadığım kafa karışıklığını yaşıyordum.

Ona her şeyiyle değer veriyordum. Mesajlarıyla, yalnızca bir kez bıraktığı notuyla, duygularıyla, güzel kalbiyle... Ve bu durum Yavuz veya Yankı olmasına göre değişmiyordu. Ama bunu bana neden yaptığını çözemiyordum. Zaten benimle öyle ya da böyle yüz yüze konuşuyordu. Neden 'ben sana haftalardır mesaj atan kişiyim Emir' diyemiyordu? Bu bu kadar zor bir şey miydi?

Dış görünüş bahanesini atmıştı ortaya, ama bu konuda da yalan söylemişti. Çünkü onun simsiyah dalgalı saçlarıyla, aynı renk hafif çekik gözleriyle, gür kirpikleriyle, belirgin elmacık kemikleriyle, alt dudağındaki piercing ve kaşındaki çizikle tamamen farklı bir havası vardı. Farklı ve... Güzel işte.

Parka yaklaştıkça hızlanan kalbimi, nasıl davranacağımı bilmediğim için yaşadığım gerginliğe bağlayarak rahat bir tavırla ceplerime soktum ellerimi.

Park girişinde onunla göz göze gelince sert bir şekilde yutkundum. Etrafa bakarken oldukça keskin olan, ama bana döndüğü an yumuşacık olan bakışları kalbimin hızlanması için yeterli bir sebepti.

"Hoş geldin."

Gülümseyerek başımı sallamakla yetinip ona doğru ilerledim. Onun yanına, sırtım duvara denk gelecek şekilde oturduğumda o, yüzündeki gülümsemeyle beni ilk kez görüyormuş gibi süzmekle meşguldü. Şu ana kadar onun Yankı olduğunu anlamamış olsam bile bana olan bu güzel bakışları içimde şüphe uyandırmaya yeter de atardı.

"Nasılsın?" diye sordum.

"İyiyim Emir'i- Emir."

Kırdığı potu fark ettiği an çevirerek düzelttiğinde -ya da düzelttiğini sandığında- bu telaşlı hâli içimden kahkahalarla gülmeme neden oluyordu. Ona onun Yankı olduğunu bildiğimi belli etmeden devam edebilmek için az önceki boş bulunuşunu anladığımı çaktırmadım.

"Sen nasılsın Emir?"

Ellerimi rahatça görebilmesi için ona doğru döndüm.

"İyiyim ben de." derken gülümsediğimde bakışları  gamzelerime kaydı. İkisi arasında gidip gelen göz bebekleri benim içimde tarifi olmayan bir heyecana neden olurken bu hayran bakışlarını çabuk bir şekilde toparlayıp tekrar kahvelerime çevirdi.

"Hep iyi ol Emir. Her zaman çıksın o gamzelerin."

Hiçbir şey söylemeden dizlerimi kendime doğru çektim. Kafamı, yüzüm ona bakacak şekilde dizlerime yaslayıp yüzüne bakmaya devam ederken o da kafasını duvara yasladı ve yalnızca gözlerini çevirdi bana. Birbirimizin yüzüne daldığımızda istemeden içine düştüğümüz bu bakışma, klişe türk dizilerindeki sahne başı iki buçuk dakika gösterilen bakışmalardan oldukça farklıydı.

İkimizin yüzünde de hafif bir tebessüm oluşurken titreşimdeki telefonuma gelen arama toparlanmamı sağlamıştı.

Elimi siyah eşofmanımın cebine atıp telefonumu çıkarttım. Evet, Yankı'ya Yavuz için hazırlanacağımı düşündürüp eşofman ve sweatshirt giymiştim. Çünkü onun da bir şeyler anlamasını istiyordum. Farkında olduğumu tam olarak anlamasa da, en azından ufak ufak sezmesini istiyordum.

Kesik İzleri || Texting [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin