XXXIX

6.6K 634 204
                                    

# Teoman - Serseri

6K okunma, 1K oy... 💙

Şimdi bir ilk yapıyoruuuzz🙊
Bölüm bebeğimin ağzından🐣

~

●Emir'in Ağzından●

Gözlerimi yavaşça araladığımda, kapalı olduğu süre boyunca göz kapaklarımı delip gözüme girmek ister gibi yüzüme vuran güneş ışığına gülümseyerek yerimden doğruldum.

Dudaklarımdaki tebessüm eşliğinde uzandığım telefonumu elime alınca beklediğim kişiden mesaj gelmediğini görmemle yüzüm ister istemez düştü.

Ne zamandan beri ondan mesaj beklediğim bilmiyordum, ya da neden beklediğimi... Tek bildiğim onun bana iyi geldiğiydi. Hem de çok, çok iyi geldiği...

Kafamı yavaşça yatak başlığına yaslayıp yataktan çıkmak için bir sebep aramaya başladım. Evet, bir sebep bulamazsam tüm gün bu şekilde, tıpkı kuluçkaya yatmış bir tavuk gibi yatabilirdim.

Tam hiçbir sebep bulamadığım için kafamı tekrar yastığa bırakmak üzereyken aklıma, dün akşam zaten güçsüz olan bedenimin ayakkabı dolabını iterek iyice güçsüz düşmesine sebep oduğum için uykusuzluktan ve yorgunluktan dolayı yarım bırakmak zorunda kaldığım kitap gelince gülümseyerek üzerimdeki örtüyü kaldırdım.

Banyodaki işlerimi halledip odama döndüğümde evde okumaktansa parka gidip oksijen almanın daha yararlı olacağını düşünerek üzerimi değiştirdim.

Altıma giydiğim gri eşofman ve onun üzerine geçirdiğim mavi sweatshirt ile tamamen rahat hissettiğime emin olunca ayna karşısına geçip saçlarımı dağıttım.

İçimden "Ya o da oradaysa." diye geçirdiğimi fark edince elim daha düzgün kıyafetler seçmeye gitse de kendimi anında durdurdum. Kimse için değişemez, değişmezdim. Üstelik o karşısında süslenmem gereken biri değildi. Kaya geldiğinde nasıl giyiniyorsam, onda da aynı şekilde olmalıydı bu.

Dalin konusu açıldığı gün söylemeye çekindiğim için konusunu açmadığım dalin parfümümü bileklerime sıktığımda burnuma dolan kokuyla gülümseyerek omuz silktim. Güzel kokuyordu işte.

Cebime özellikle cep boy olmasına dikkat ederek aldığım kitabı koyup kulaklığım ve kitap okurken kullandığım siyah yuvarlak gözlüklerimi de koyduktan sonra komodinde duran telefonuma uzandım. Orta tuşa basıp bildirim ekranını kontrol ettiğimde bomboş olduğunu görünce  kendimi gülümsemeye zorladım.

Hayır Emir, her zaman sana mesaj atamaz. Onun da bir özel hayatı ve okulu var.

Kendime yaptığım telkinler sonucu tekrar yüzüme yerleşen içten gülümseme beni aynaya bakmaya zorladı. Çünkü gülümsediğim zamanlarda ona daha çok benziyordum. Saç, göz ve ten rengimle, yüz yapımla ve yanaklarımdaki iki çukurla tamamen oydum. Bedenimi bu yüzden seviyor, aynadaki görüntüme bu yüzden sonsuz saygı duyuyordum. Bu beden benim güzeller güzeli annemin yansımasıydı...

Dolan gözlerimi hızlıca silip aynaya bakarak ellerimi göğüs hizama kaldırdım.

"Erken gittin. Çok erken ve usul usul..."

Annesini kollarının arasında kaybetmiş bir çocuk olarak, korkuyordum. Çok korkuyordum sevdiklerimi kaybetmekten... Hatta en büyük korkum da buydu. Güven problemimi bir şekilde aşabiliyordum. Haptofobim için de çabalıyordum. Ama kaybetme korkusu her şeyden daha baskındı bende.

Kesik İzleri || Texting [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin