LXXVI

5.7K 476 204
                                    

# Slander ft. Dylan Matthew - Love Is Gone (Acoustic)

~

Gözlerimi araladığımda Yankı'nın yanımda olmadığını, yatakta yalnız yattığımı fark edince gereksiz olduğunu bildiğim güçlü bir korkunun ruhumu sarıp sarmalamasının önüne geçemesem de mutfaktan gelen seslerle rahatlamayla karışık bir nefes verdim. Tedavisi tamamlanmadığı müddetçe bu korkuyu her daim yaşayacaktım. Neyden veya neden korktuğumu bile bilmiyordum fakat bir şeylerden deli gibi korktuğum kesindi.

Üzerimdeki yorganı kaldırmamla yüzüm şaşkın bir hâl alırken, kısa bir süre içerisinde yerini hoş bir tebessüme bıraktı. Gece uyumadan önce beni temizlemiş ve sıcak tutacak kıyafetler giydirmişti.

Yatağın içinden çıkmadan önce telefonuma gelen bildirimleri kontrol etmek için komodine uzandım. Bildirim olacağını sanmıyordum, zaten tek mesaj beklediğim kişiyle de aynı evdeydim. Ama yine de gayri ihtiyari bildirim panelimi kontrol ettiğimde gözüme bir bildirim takıldı.

Ahmet: Emir matematik ödevinin teslim tarihini sormuştun ya, Aslı hocaya sordum az önce. Pazartesi toplayacakmış.

Gördüğüm mesaj içimden tonlarca küfür sıralamama neden olurken bir hışımla doğruldum yerimden. Yalnızca sevgilimle güzel bir hafta sonu geçirmek istemiştim, onu da matematik ödevimin berbat ediyor oluşu sinir bozucuydu.

Burnuma dolan güzel kokular kazınan midemin sevinç nidaları atmasına neden olurken, Yankı'nın yemek yapmayı bilmediğini hatırlamamla kaşlarım çatıldı. Ardından bana mesajla söyledikleri doluştu zihnime.

"Birinci korkum, benim kişiliklerimin tetiklenmesi. Üstelik çıkarsa hangisi çıkar onu bile bilmiyorum. Velet çıksa bir dert, Mert çıksa ayrı bir dert..."

Alt dudağımı sertçe dişleyerek yataktan kalkıp koşarak kapıyı açtım. Ardından hızımı kesmeden, sesleri takip ederek mutfağa daldım.

Tezgâhın önünde bir şeyler dilimleyen bedeni şüpheci bir bakışla süzerken yavaşça bana dönmesiyle gerildiğimi hissettim. Korku değildi gerilmemin nedeni. Sadece Mert'in zor biri olduğunu biliyordum ve nasıl baş edebileceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Titreyen ellerimle sorarcasına "Yankı?" dediğimde tepkisiz bir yüzle bana bakmayı sürdürünce sertçe yutkundum. Benim yüzümden olmuştu. Başından beri içi rahat değildi, onu ben zorlamıştım.

Suçluluk psikolojisiyle başımı önüme eğdiğimde ondan bir kahkaha sesi yükselince şaşkın bir şekilde yüzüne çevirdim yüzümü.

"Şakalandınız Emir Bey."

Ona üç numaralı öldürücü bakışımı atmaya başladığımda kalçasını tezgâha yasladı.

"Azgınlığının sonuçlarına katlanabilecek miydin bunu çok merak etsem de Mert'ten korkarsın diye çok uzatmadım. Bu korku yeter zaten sana, azgın civciv."

Dudaklarımı büzerek, sinirli bir şekilde arkamı döndüğümde adım sesleri bana doğru yaklaştı. Göğsümde birleştirdiğim kollarımın üzerinden sıkıca sarıldı. Bir süre bu pozisyonda kaldıktan sonra boynuma minik öpücükler kondurup çözdü kollarını. Ve ben bir kez daha ona karşı temas bağımlısı olduğumu kabullenmek durumunda kaldım. Kollarının yeri her zaman belim; dudaklarının, dudağım; ellerinin saçlarımın arası olmasını istememin başka bir açıklaması yoktu çünkü.

Elimden tutup birkaç adım atınca ufak adımlarla onu takip ettim. Tezgâhın az önce önünde durduğu kısmından dilimlenmiş birkaç dilim salatalık alıp ağzıma yaklaştırdığında itiraz etmeden araladım dudaklarımı. Parmaklarının arasındaki salatalıkları ağzıma bırakıp şişmiş ağzım yüzünden büzülmüş duran dudaklarımın üzerine minik bir öpücük bıraktığında sanki daha dün gece ona ağız işi veren arsız ben değilmişim gibi, bu ufak öpücüğünün verdiği utançla önüme eğdim başımı.

Kesik İzleri || Texting [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin