LXII

6.1K 560 189
                                    

Selamm^^

~

Gözlerimi mutfaktan gelen seslerle aralarken uyandığım gibi aklıma gelen isim güne güzel başlama sebebim olmuştu; Emir Güçlü...

Bunu nasıl başardığı konusunda en ufak bir fikrim yoktu fakat durum buydu. Geceleri gözümü kapatmadan son düşündüğüm o olduğu gibi, uyandığım an aklıma ilk gelen yine o oluyordu. Ben onunla uyuyup onunla uyanıyordum.

Üzerimdeki yorganı tekmeleyerek mutfaktan gelen güzel kokuları takip ederken odalarda göreceğim değişikliklere sinirlenmemek için büyük bir çaba sarf etmeye başladım. Çünkü Mert geldiğinde asla rahat durmaz, evin düzenini alt üst ederdi.

Helin'in güzel olmadığını bildiğim, ama varlığının bile yettiği sesiyle söylediği yabancı şarkının sözleri netleşmeye başlarken, mutfağa adımımı attığım ilk adımda 'günaydın' demek için açtığım ağzımdan sert bir "Siktir!" döküldü. "Ben bu çocuğu sikerim!"

Helin irkilerek bana dönüp bu çıkışımı anlamlandıramadığını haykırır bir şekilde bakmaya başlayınca aklımdan sıraladığım sözleri, hararetli bir şekilde dile dökmeye başladım.

"Odamdaki posterleri kaldırmış, köpürdüğüm hâlde göz yumdum. Salonumun şeklini değiştirmiş, tamam dedim. Banyodaki şampuanlar değişmiş, eyvallah. Ama mutfağımdaki mavi yemek masamın rengini değiştirip siyah yapmak nedir amına koyayım!"

Helin kısa bir kahkaha atıp elindeki tahta kaşığı kaşıklığa bırakarak yanıma geldi.

"Sen eve bakacağına aynaya baksana."

Dün yaşadıklarımdan sonra yorgun düşen bedenimi Emir'le mesajlaştıktan hemen sonra yatağa bıraktığım için evdeki gariplikleri bile yeni yeni fark ediyorken, kendimle ilgilenmediğim için yüzümü görmemiş olmam doğaldı. Doğal ve bir o kadar da korkunç...

"Ne yapmış o sokuk herif?"

Normal zamanda özellikle Helin'in yanında bu denli bozmayacağım ağzımın sinir esnasında vidalarının gevşediğini bildiği için beni alttan alarak gülümsedi.

"Kaşındaki çiziğin olduğu kısmı makyajla kapatmış. Göz kalemi yok gözünde ve bu garip duruyor. Saçlarını saçma bir şekilde taramış, böyle kalması için de fönlemiş sanırım. Dağınık hâlini yeğlerim. Ve son olarak da alnına 'bok Yankı' yazmış."

Son cümlesinden sonra kahkahalarla gülmeye başladığında dudaklarım istemsizce büzüldü.

"Dünden beri alnımda bok Yankı yazıyor ve sen bunu yeni mi söylüyorsun?"

"Ne yapsaydım Yankı? Normal bir durumda bulmadım ki seni. Ölüyordun salak o an bok Yankı yazısını düşünüp eğlenecek durumda mıydım?"

Kafamı haklı olduğunu kabullenircesine salladığımda sırıtışı genişledi. "Ama bu artık eğlenmeyeceğim anlamına gelmiyor."

Cebinden telefonunu çıkartıp yüzüme doğrulttu. Ardından ben ne olduğunu bile anlamadan fotoğraf çektiğini belirten ses duyuldu, yaklaşık beş kez...

"Helin çok kötüsün."

Omuzlarımı çocuk gibi kaldırıp indirerek mutfaktan çıktığımda arkamdan "Yankı sana mesaj geldi!" diye seslenmesiyle koşarak geri döndüm. Heyecanlı bir sesle "Kim, Emir mi yazmış?" diye sorunca onaylarcasına kafa sallayıp "Evet." cevabını verdiğinde gülümsemem tüm yüzüme yayıldı.

"Oy benim güzelim bana mesaj da mı atarmış?" türünde çocuk sever gibi kurduğum cümleleri kesen onun moral bozucu sesi oldu.

"Yalnız sana değil, Yavuz'a yazmış."

Kesik İzleri || Texting [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin