Tünaydınn♡
Akşam attığım bölümü yanlışlıkla yayımladım, kusura bakmayın. Bir de bu bölümü değil, bir sonrakini atmışım o ayrı konu xmpdncpdm 🤦🏻♀️
~
Çocuksu bir heyecanla kampüse doğru geri geri yürürken Helin'e dün Emir'le yaşananları anlatmayı sürdürdüm.
"...sevinmedi Helin. Simay'ın sevgilisiyle arası bozuk diye sevinmedi bile. Tamam yüzüne yüzüne gülmezdi kızın. Ama onu tanıyorum, içten içe ufacık bile sevinseydi yüzündeki en ufak bir mimikten bile anlardım ben."
Geri geri yürüdüğüm için ayağım taşa takıldığında refleks olarak kolumu tutup yere yapışmamı önledi. Ardından, normalde bu duruma aralıksız üç dakika gülebilecek bir yapıda olan Helin, istifini hiç bozmadan beni dinlerken yüzüne yerleşmiş olan ifadeyle hafifçe boğazını temizledi.
"Yankı boşa sevinmeni, sonra hayâl kırıklığına uğramanı istemiyorum. O çocuğun Simay'a ne kadar bağlı olduğunu ben bile yalnızca anlattıklarından anladım. Emin değilim ama yanında Yavuz, yani sen olduğun için sevindiğini çok belli etmemiş olabilir mi acaba?"
Yüzümdeki sırıtış silinmek şöyle dursun, git gide büyürken o da bunu fark etmiş olmalı ki şüpheci bir şekilde tek gözünü yumdu.
"Bir şey daha oldu ve asıl umutlanmanı sağlayan oydu değil mi?"
Şu an onu meraktan kudurtacak kadar vaktim yoktu. Ah pardon, vaktim vardı ama sabrım yoktu.
"Helin, ben onu hastanede ziyaret ettiğimde telefonunu kullandım. Kaya'yı arayabilmek için..."
Devamını beklediğini belirtircesine elini salladığında tıpkı yürüdüğüm süre boyunca yaptığım gibi on saniyede bir düşmemek için arkamı kontrol edip tekrar ona döndüm.
"Onların ayrılmalarının üzerinden bir yıl geçti Helin. Ve onda hâlâ 'Sevgilim' diye kayıtlıydı."
Lafın nereye geleceğini anlayınca heyecanlı bir ifade yerleşti ciddi suratına.
"Şimdiyse?" diyerek devamını beklediğini belirtince yüzümdeki varlığını bir türlü silemediğim sırıtış genişledi.
"Şimdiyse..."
Acun Ilıcalı bekleyişi yaptığımda öne doğru uzanıp kafama vurdu.
"Anlat artık lanet olası çocuk, anlat!"
Serzenişlerine burun kıvırsam da ben ondan da heyecanlı olduğum için bu anlamsız bekleyişi sürdürmedim.
"Şimdiyse isim - soy isimle kayıtlı Helin. Emir'in sevdiği kadın, onun telefonunda 'Simay Kara' diye kayıtlı."
Helin bir anda durduğunda ben de durup ona döndüm. "Neden durdun?"
Başını yukarı doğru kaldırıp "Eskiden sevdiği kadın." dediğinde yaptığı rol playe kahkahalar atarak öne doğru atıldım. Güçlü kollarım onun minik bedenini sararken saçlarını öperek sarılışımı sürdürdüm.
"Helin... Boşa ümitlenmiyorumdur değil mi? Simay'dan vazgeçiyordur, onu kalbinden atıyordur değil mi?"
Korku ve umut karışımıyla sorduğum soru kollarımın arasından sıyrılmasına neden olunca yüzüne çevirdim bakışlarımı. O beklemeden küçük bedenine inat beni sarmaladığında buna itiraz etmeden ve yolun ortasında olmamızı bile umursamadan kafamı ve yüzümü omzuna gömdüm.
"Bundan ben bile umutlandım Yankı. Umarım boş bir umut değildir kardeşim."
Kollarımı ince beline sararken ben "Bu onun için o kadar büyük bir adım ki..." diye mırıldanınca siyah tutamlarımı okşamaya başladı.
"Emir Simay'a resmen tapıyordu. Yani evet, bu çok büyük bir adım kardeşim."
Heyecanla geri çekilip hararetli bir şekilde dün Emir'in evine gitmesinin ardından kafamda yüzlerce kez dönen ihtimalleri, teorileri sıraladım.
"Üstelik benim Yankı olduğumu bilmiyordu ya, ben mutlu olayım diye o şekilde davranmış da olamaz Simay'a. İçinden geldiği gibi davranmıştır, Yavuz ona aşık değil sonuçta. En azından o bunu bilmiyor."
"Tamamen doğal davrandıysa ve sen tartışmış olmalarına sevinmediğine eminsen... Lan bu çocuk baya baya unutuyor Simay'ı!"
Helin'in de bana katılmış olması içimdeki heyecanı büyütürken dışarıdan nasıl göründüğümü bile umursamadan kampüse doğru heyecanlı bir şekilde, geri geri yürümeyi sürdürdüm.
"Yankı, onu kalbinden siliyor olabilir ama sen yine de sana karşı bir şeyler hissettiği konusunda çok umutlanma olur mu?"
"Umutlanmak mi? O konuda umudun gramı yok içimde, eşcinsel bile değil Emir. Ama Simay'ı o güzel kalbinin içinden atıyor olması bile mucize yani. Az önce dediğin gibi Helin, Emir Simay'a tapıyordu. Resmen tapıyordu. Dini bir ritüel yapar gibi her gün aynı yerde, aynı şekilde Simay'ın onunla son paylaştığı şarkıyı dinliyordu. Şimdiyse... Şimdi bir şeyler değişiyor."
"Peki bu olaydan sonra konuştun mu hiç onunla? Yani konuşmalarında bir değişiklik oldu mu?"
"Dün konuştum, telefonu kapattıktan sonra."
"Evet, Yavuz olarak konuştun. Peki ya Yankı olarak?"
Helin'in yardımıyla fark ettiğim durum derin bir siktir çekmeme neden oldu.
"Ben dünden beri Yankı olarak yazmıyorum ona. Sikeyim sikeyim of! Onu benden çok sevip benimseyecek diye ödüm kopuyor Helin."
Kahkaha atarak "Salak mısın Yankı? Aynı kişisiniz." deyip hafifçe kafama vurduğunda bile büzülmüş dudağımın düzelmediğini fark edince konuyu tekrar değerlendirmeye aldı. Bir süre düşündükten sonra "Oğlum harbiden." deyince içimdeki korku ateşi büyüdü.
"Şimdi sen Yankı'yken Yavuz gibi, Yavuz'ken de Yankı gibi davranmıyorsun. İkinizi farklı kişi olarak düşündüğü için Yavuz hâlinin davranışlarını daha çok benimserse sıçtın."
"Sağ ol ya, içime su serptin."
İmalı konuşmamı duymamış gibi "Son ver buna." deyince bunu her söylediğinde yaptığım gibi gözlerimi devirdim.
"Söyleyemeyeceğimi biliyorsun. Tıpkı nedenini bildiğin gibi..."
Onun da omuzları düşerken arkamı kontrol ettiğimde kampüsün bahçesindeki uzun leylandi ağaçlarının tepelerini görünce bu çocuksu hareketlerimi bir kenara bırakmam gerektiğinin farkına vardım. Bad boy saçmalığı yüzünden değildi ama sınıftakilerin ve hatta okuldakilerin çoğu çekiniyordu benden. Kimi korktuğu için, kimi... Hepsi korktuğu için.
Başlarda bu sinirimi bozsa da artık çok alışmıştım ve benimle gereksiz samimiyet içerisine girmeye cesaret edemedikleri için de bu bozulsun istemiyordum.
Helin'in yanına geçip az öncekinden farklı olarak geriye doğru değil, ileriye doğru yürümeye başladım. Yüzümdeki mutluluk saçan ifadeyi de silip genel sert duruşumu takındım. Ardından, onu sıkmamak adına çok yazmamak için kendime koyduğum günlük Emir'e yazma hakkımı anatomi dersinde kullanıp dersi daha katlanılabilir kılmak için adımlarımı serileştirdim.
-Bölüm Sonu-
Şaka maka 50 bölüm olmuş hâlâ bi' öpüşemediniz yani. Bir de benim çocuklarım olacaksınız... Püü verdiğim emeklere yazıklar olsun 🤧
🔗|23.04.21|🔗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesik İzleri || Texting [b×b]
Teen Fiction[Tamamlandı] Bilinmeyen: Sanırım ben sana; kahverenginin en güzel tonuna sahip kocaman gözlerinden, o küçük dudaklarını yalnızca oynatmanla bile hatrı sayılır derecede içeri göçen gamzelerine kadar aşık oldum. 🔗20.03.21-31.05.21🔗 🌈Eşcinsel konulu...