LXXV

6.9K 512 302
                                    

Selamlaar^^

Evimde olmadığım için ve biraz uzun bir bölüm (4 bin kelime) yazdığım için geciktim kusura bakmayın 🤭

Keyifli okumalar 💙

~

Dün okul çıkışı onun psikoterapi seansına gidip ardından eve geçeceğimizi kararlaştırmış olmamıza rağmen aniden çıkan ek dersim yüzünden o seansa tek başına gitmiş, ama planı bozmayıp beni almaya gelmişti. Çocuksu bir heyecanla sınıftan çıkarken, sınıftaki tek arkadaşım Ahmet'e hafif bir baş selamı verip gülümseyerek bahçeye indim. Yüzüme vurmaya başlayan hafif esinti bir teneffüs öncesinden düzelttiğim saçlarımı bozduğunda dudağımı büzerek çıkış kapısında beni bekleyen sevgilime doğru yürümeyi sürdürdüm. Ne olurdu yani o bir kere güzel güzel gördükten sonra bozulsaydı?

Demir kapıdan çıktığımda geçen sefer beni yapmamam konusunda defalarca uyarmasına rağmen onu dinlemeden boynuna doğru atıldım. Yanağına uzun bir öpücük kondurduktan sonra, ayak uçlarımda durarak ona sarılmayı sürdürürken bir elini hafifçe belimde gezdirip hızlı bir şekilde çekti. Hemen ardından beni kendinden yavaşça uzaklaştırdı.

O çevredeki yargılayıcı bakışlardan ürkerek kızgın olması için çabaladığını anlayabileceğim bir şekilde gözlerimin içine bakarken içten gülümsememi etrafa saçarak, şaşkınlıkla bizi izleyen arkadaşlarıma(!) dil çıkarttım. Yankı'nın nazikçe bileğimi kavrayıp beni yürütmeye başlamasıyla bu eylemimi bölmek zorunda kalsam da onların şaşkın bakışlarının hatırımda kalan kadarına sırıtmayı sürdürdüm. Yankı ile olan ilişkim normal bir durumdu ve normal karşılamayanlara karşı takındığım bu tavır bana deli gibi keyif veriyordu.

Bir süre beni bu şekilde yürüttükten sonran nihayet insanların olmadığı bir sokağa ulaşmış olmamızın rahatlamasıyla durup anında bana çevirdi kızgın göründüğünü sandığı ama aslında özlemle bakan gözlerini.

"Ne yapıyorsun sen?"

Dudağımın kenarıyla gülümseyerek omuz silktim. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi flört eder gibi kafamı sallayarak aşıp yanağına minik bir öpücük kondurduğumda yüzünü ifadesiz tutmaya çabalayarak uyarır tonda adımı söyledi. Onu umursamadığımı gösterircesine yanaklarındaki ellerimi çekmeden bu kez daha uzun bir öpücük bıraktığımda gözleri hafifçe kapandı. Geri çekilip onun gözlerini açmasını beklerken, gelecek olan cümlelere hazırladım kendimi. Nitekim fazla uzun sürmeden araladı gözlerini.

"Emir, çok hafife alıyorsun. Sen aşkın cinsiyetinin olmayacağını savunuyorsun ama maalesef ki toplumumuz seninle aynı fikirde değil. Zaten iletişim sorunu yaşayan insanlarız. Bir de sevgilinin bir erkek olduğu öğrenilirse zorbalığa uğrarsın. Bunun olmasını istemiyorum. Sana kötü davranılmasına katlanamam ben. Lütfen yalnız olduğumuz zamanlarda yakınlaşalım sadece olur mu bir tanem?"

Bu cümlelerin çok benzerlerini defalarca kez onun ağzından dinlemiş olmama rağmen mantıklı gelmiyordu işte. Benim kiminle sevgili olduğum kimseyi ilgilendirmezdi ki. İnsanlar neden bu kadar kötüydü?

Gözlerimi abartılı bir şekilde devirerek oflanarak nefes verdiğimde usulca çenemi kavradı.

"Hayatını zorlaştırma Emir. Yalvarırım hayatının zehir olmasına sebep olma."

Dişlerimi sıkarak bıkkın şekilde onaylarcasına kafa salladığımda gergin çene kemiğime bastırdı dudaklarını.

"Kızma bana, seni düşünüyorum."

Okulun önünde insanlara yaptığımın benzeri şekilde ona dil çıkarttığımda öne doğru eğilmesinden dilimi ısıracağını anlayınca hızlı bir şekilde içeri çekip kollarımı göğsümde birleştirdim. Evet, suçu yoktu. Sadece canım trip atmak istiyordu. Sevgilime de atamayacaksam kime atacaktım ki tribimi?

Kesik İzleri || Texting [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin