▪︎Dans▪︎

176 12 20
                                    

   Gösterişli ve bir o kadar da eski ama bakımlı olan bir bar. Pek büyük bir yer sayılmaz ama hoş. İçerideki loş ışık farklı bir atmosfer yaratıyor.

Masaların kimisi yüksek kimisi ise alçak ve tahtadan. Alkol kokusu tabiki var ama rahatsız etmiyor. Neticede burası ne kadar eski olsada hoş ve güzel bir ortam.

 Herkes kafasına göre takılıyor. Kimisi hafifçe çalan canlı müzikle beraber dans ediyor kimisi de birileriyle oturmuş sohbet ediyor. Her şey oldukça huzurlu...

Burada bir çok farklı kural var. En bilindiği ise maske ile giriliyor olması. Herkesin yüzünde şık ve sade maskeler var. Bu maskeler ortamı daha da farklılaştırıyor. Değişik ama güzel her şey.

   Şarap bardağımı son kez dudaklarıma değdirdiğimde üzümün o ekşi ve acı olan garip ama bir o kadar da güzel olan tadını son kez hissettim boğazımda. Barmenin sesi ile etrafı incelemeyi bırakıp ona doğru döndüm.

"Yenilememi ister misiniz?"

'Sadece biraz daha doldurur musunuz? Ayrıca eğer varsa küçük bir salkım üzüm ve yanına biraz çerez lütfen.'

"Tabikide efendim."

Barmen bardağımın yarısını şarapla doldurdu ve küçük bir tahta tabağa bir salkım üzüm koydu, yanınada çeşitli çerezlerin olduğu daha küçük bir tabak. Gülümseyerek 'Teşekkürler' dedim o da kafasıyla onayladı.

Etrafı incelemeye devam ederken yanımdaki hareketlilikle o tarafa döndüm. Maskesinden dolayı kim olduğu belli olmuyordu. Gizemli biri gibi. Tamamen ona doğru döndüm. Beyaz, büyük ve kemikli elini yavaşça bana doğru uzattı.

"Dans etmek ister misiniz, güzel bayan?"

Kibar bir şekilde sorusunu sordu ve gülümseyerek cevabımı bekledi.

Burada yeterince oturmuştum biraz kalkıp dans etmek iyi gelebilirdi. Onu geri çevirmedim. Bana uzattığı elini yavaşça tuttum. Sadece elini tutmak bile kalp ritmimi hızlandırmıştı. Sesi tanıdık gelen ama tanımadığım biri beni çok çabuk etkileyebilmişti. Şaşırmıştım buna ama pekte önemsemedim. Anın tadını çıkarmalıydım.

   Beni dans pistine doğru götürdü eli ile yavaşça belimi kavradı. Bende ellerimi omuzlarına koydum. Beni kendine doğru çekti ve vücutlarımız biraz daha yakınlaştı.

  Kendimizi parçanın yavaş ritmine bırakmıştık. Yer ve zaman kavramı kayboluyordu. Sadece o ve ben vardık. Kim olduğunu bile bilmediğim bir adamın kollarındaydım. Sadece fazla tanıdık geliyordu. Başka bir tanımadığım kişiyle yine böyle hisseder miydim?

Heycanlıydım sadece soğukkanlı durmaya çalışıyordum. Ama pek becerebildiğim söylenemezdi. Ellerim ve ayaklarımın titrediğini hissediyordum. Heyecanım kaygıya dönüştüğünde her şey daha da kötüye gidiyordu. Ayağımı yüksek bir yerde hissettiğimde gözlerim yere kaydı ve onun ayağına bastığımı gördüm. Kendimi daha fazla sıkmaya başladım ve mahçup bir şekilde özür diledim. O ise sadece gülümsüyordu. Sorun olmadığını belli edercesine. Ben ise hala rahat değildim. Kulağıma yaklaştı. Her hareketiyle biraz daha kendimi sıkıyordum.

"Sakin ol sadece kendini müziğe bırak, ruhuna işlemesine izin ver. Onu tüm benliğinle hisset."

Bu sözlerinin üzerine kendimi sıkmayı bırakmaya çalıştım. Sesi etkileyiciydi. Her seferinde oldukça sakin ve kibardı. Ama ben sakin olamıyordum bunu başaramıyordum.

 Dans etme konusunda iyi değildim. Dansa hayrandım. Dans eden insanları izlerdim. Sadece izlerken bile onların yaptığı farklı, zarif ve uyum içinde olan bütün figürler bende farklı hisler uyandırırdı.

Duygularımı her hangi bir şeye yansıtmak cazip geliyordu. Müziği hissederek o ritmi vücudumda yaşayarak göstermeyi başarabilmeyi istiyordum.

Biraz daha sakinleştiğimde onun gözlerine bakmaya başladım, o ise zaten bana bakıyordu. Bu her ne kadar normal olsada garip ama güzel hissettirmişti. Sanırım uzun zamandır kimse bana bu kadar derin bakmamıştı. Ya da belki de hiç bakmamıştı.

O an sadece bana bakan o gözlerin içinde kaybolup gitmek istemiştim. Farklı bir duyguydu. Ve hafifçe tebessüm etmemi sağlamıştı. Utangaç bir insandım ve şuan ne kadar belli olmasada yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna emindim.

Tebessüm ettiğimi görünce dudakları hafifçe yukarı doğru kıvrıldı. Beni biraz daha kendine doğru çekerek başımı omzuna koymamı sağladı. Sıcak nefesi boynuma değiyordu bu huylanmamı sağlamıştı. Kulağıma yavaşça fısıldadı.

"Şimdi sadece kendini bana bırak."

                                  ~

Game || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin