▪︎Sesler▪︎

63 8 3
                                    

Beynimi kemiren düşünce ile evime doğru ilerliyordum. Yağmurdan dolayı sırılsıklamdım. Yoongi beni takip etmemişti. Zaten takip etmesini de istemezdim. Çünkü fikrimi değiştirip geri dönebilirdim bu şuan hiç istemediğik bir şeydi. Gitmeyi başarmıştım.

Evime geri dönmüştüm. Sakinleşmiştim ama içimde tarif edemeyeceğim bir boşluk vardı. Gitmekle doğru mu yapmıştım emin olamıyordum.

Yatak odama doğu ilerledim sıcak bir duş iyi gelebilirdi belki. Her şeyi silmek istiyordum. Belki de geri dönmek eski günlere ama istemeyen tarafımın varlığı şuanlık ağır basıyordu.

"Bana dolu gözlerle bakma tamam mı!?"

Kafamda susmaları için yalvardığım sesler var. Kafamdaki sesler beni yormaya başlamıştı. Hiçkimseden hiçbir şey duymak istemiyordum artık. Ne yaparsam yapayım susmuyorlar

İnsanlar asla karşısındaki kişinin neler hissedeceğini düşünmeden konuşuyorlar. Ama bilmiyorlar ki arkalarında bıraktıkları kırık kalpleri. Zaten bilseler konuşurlar mıydı? Sende o insanlardansın Yoongi.

Söyledikleri her gereksiz şey kulaklarımda boşuna çınlıyor. Rahatsız ediyor beni. Bana yanlış yapıyorsun denilenleri kendileride yapıyorlar. Bunun farkında mısınız? Görebiliyor musunuz? Tabiki hayır değil mi, sadece
Söyleyebiliyorsunuz. Konuşmak kolay nasıl olsa.

Dalgın dalgın evin içinde yürürken önümdeki sandalyeye oturdum. Etrafıma göz gezdirdiğimde mutfakta olduğumu anladım. Karşımdaki sandalyede Yoongi oturuyordu. Bakışlarımı ondan çekip tekrar düşüncelerime geri döndüm.

Buraya geleceğini biliyordum. Ondan koşarak kaçarken takip etmemesinden belliydi. Burada olmasından asla şikayetçi değildim. Kendime hala anlatamasamda onu bırakamazdım işte.

Masadaki bardaklara bakıyorken Yoongi'nin sakin sesini duydum.

"Biraz gergin gözüküyorsun."

Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaktı. Bana uyardı. Olanların hiçbirini hatırlamak istemiyordum. Hatırlayacağım o zamanları düşünmek istemiyordum.

Oldukça gergindim. Dışarıdan anlaşılması gayet kolaydı. Ama Yoongi kulaklarımda çınlayan sözleri bilemezdi. Ne kadar kalbimi acıttığını bilemezdi. Susmuyordu. Kafamın içindeki o ses susmuyordu. Her şeyi denemiştim ama değişen tek şey daha da çökmüş olmamdı.

Müzik bile bana yardımcı olamıyordu. Dinlediğimde kendimi daha da çok boğuluyormuş gibi hissediyordum.

Piyano çalamıyordum. Ona bakarken içimde bir burukluk hissediyordum. Dokunmak istiyordum. Bunu denemiştim de ama her piyanonun başına oturup çalmaya başladığımda beni ele geçen düşünceler ondan beni soğutmuştu. Yapamıyordum.

Yoongi sandalyesinden kalktığında gözlerim ona kaydı. Gözlerimle onu takip ederken o ayağa kalkıp tahta rafa doğru yürümeye başladı. Bir viski şişesi aldıktan sonra onu masaya koydu. Ben ise aklımdakileri bir süre olsun unutmak için onu izliyordum sadece.

Onun yaptıkları ve söyledikleri unutmak için yine onu kullanıyordum. Trojikomik.

Önümdeki içki bardağını doldurmaya başladı. Biraz doldurduktan sonra kendisininkini de doldurdu. Bardağını doldurduğunda şişeyi masaya koyup sandalyesine oturdu. Bardağındaki viskiden bir yudum aldıktan sonra bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Anlatmak ister misin?"

Bir süre öylece ona baktım. Gerçekten bunu nasıl başarabiliyordu? Her şeyi yapan olup şuan bana anlat diyen oydu. Belki konuşmak iyi gelebilirdi. Bir şeyler içmeyi pek tercih etmesemde biraz olsun kafamı dağıtabilirdi. Bardağıma bakarken konuşmaya başladım.

"Sesler... Kafamın içindeki sesler susmuyorlar."

Diyebilecek başka bir şeyim yoktu. Eskiden yaptığım tüm hatalar beni içine alıyordu. Tüm yaşadıklarım zihnimde canlanıyor. Onları silemiyordum.

Yoongi'ye baktığımda bir şeyler düşünüyor gibiydi. Bakışlarını bardağından bana çevirdiğinde sakince konuşmaya başladı.

"Seni gördüğümde defterinlesin ve düşünceli bir şekilde bir şeyler yazıyorsun."

Konuyu biraz olsun dağıtmak istiyor gibiydi. Bakışları tekrar bardağına kaydı. Biraz düşünür gibi oldu. Bakışlarını tekrar bende sabitleyip konuşmasına devam etti.

"Oraya içini döküyosun sanırım. Rahatlatıyor olmalı."

Kafamla onu onayladım ve bardağımdan bir yudum aldım. İçmeyi pek sevdiğim söylenemezdi ama belki şuan biraz olsun kafamdaki sesleri susturabilirdi.

"O deftere yaşadıklarımı ve hissettiklerimi yazıyorum. Belki ileride bir kitap bile olabilir, bilemiyorum."

Derin bir nefes aldım. Ona defterimi anlatmak istemiyordum. Merak ediyordu biliyordum ama cesaretim asla yoktu. Sadece bahsetmek bile kriz geçirmeme neden olacak gibiydi. Önümdeki bardaktan büyük bir yudum daha aldım.

"Bir kitap demek... Yapabileceğine inanıyorum."

Onunla konuşmak biraz olsun rahatlatmıştı ve dedikleri yüzümde hafif bir tebessüm bırakmıştı. Yapabilirdim değil mi istediklerimi, hayalini kurduklarımı...

Burada olması ne kadar iyi hissettirse de gitmesini istiyordum. Biraz dinlenmek istiyordum. Ayağa kalktım ve Yoongi'nin yanına doğru gittim. Yürürken biraz yalpalıyordum. Sanırım sarhoş olmuştum. Yere düşmemek adına Yoongi'nin koluna tutundum.

"Yoongi beni yalnız bırakabilir misin?"

"Benimle evimize gel lütfen."

"Hayır, Yoongi beni yalnız bırakır mısın?"

"Yalnız kaldığında her şey daha da kötü olmuyor mu senin için?"

Biraz düşündüm. Yalnız kalmak şuan iyi gelecekti. Ya tam tersi olursa? Düşüncelerimin arasında kaybolmayı sevmiyordum.

"Bilmiyorum."

Kendi kendime konuşuyordum daha çok. Kafamdaki karışık düşüncelerle konuşuyordum. Yoongi çenemden tutup ona bakmamı sağladı.

"Sen kendinde değilsin. Hadi gidelim lütfen. İyi hissedeceksin söz veriyorum."

"Sana güvenebilir miyim Min Yoongi?"

Bir şey dememişti. Belki duymamıştı bile. Ben sadece kendi kendime mırıldanmıştım.

Yoongi bana kendi montunu giydirdi ve kucağına aldı. Evimden çıktı ve merdivenlerden yavaş ve dikkatlice indi. Dışarıya çıktığımızda hala yağmur yağıyordu. Yağmurun altında ıslanmak istemiştim.

"Yoongi benimle yağmurun altında ıslanmaya ne dersin?"

"Şuan bunun için uygun bir zaman olduğunu sanmıyorum."

"Yoongi bana söz ver lütfen bunu bir gün yapalım."

"Söz veriyorum."

Gözlerim kapanıyordu. Uykum gelmişti.  Yoongi beni arabasının koltuğuna oturtup kemerimi bağladı. Kapımı kapattı ve kendiside oturup arabayı çalıştırdı.

Hareketlilikle gözlerimi araladım. Eve gelmiş olmalıydık. Bedenim yumuşak bir zemine değmişti. Beni yatağa yatırmış olmalıydı. Oldukça uykum vardı. Kendimei uykuya bırakacakken. Yoongi'nin fısıltıyla söylediği şeyi duydum.

"Sana verdiğim tüm sözleri tutacağım ve asla seni üzmedim. Sen sadece..."

Sessizleşmişti. Devamında ne diyeceğini merak etmiştim ama beni içine alan yorgunlukla uykuya daldım.

Sana güvenebilir miyim?

                                    ~

Game || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin