▪︎Yine ve yeniden▪︎ (F)

122 6 7
                                    

Boş hissediyorum.

Bomboş...

Neler oldu hatırlayamıyorum. İçimde bir boşluk varmış gibi. Yenilenmiş gibi ama bir o kadar da yorulmuş ve parçalanmış gibi.

Kafamda senin için çalan piyano sesleri sustu. Notalarımın hepsi kayboldu.

Bilincim yerine geldiğinde yavaşça gözlerimi araladım. Pekte bir şey hatırladığım söylenemezdi. Loş bir ışık aydınlatıyor odayı. Bir yataktayım. Yavaşça etrafı inceliyorum. Duvarları kirli gri bir oda. Odaya temizlik kokusu hakim. Oldukça tanıdık geliyor.

Hiçbir şey hatırlamıyorum. Sadece üç kişi vardı aklımda dolanan. Telefonum neredeydi, kızlarla konuşmalıydım. Kafamı yan tarafa doğru çevirdim. Önümde bir adam var ve bana bakıyor. Şaşırmış gibi değildi daha çok beklediği bir şey olmuş gibiydi. O kimdi?

"Sen kimsin?"

Bu soru aklımda bazı şeyleri canlandırıyor. Kesik kesik bir şeyler hatırlıyor gibiyim.

Ben senin aradığın kişiyim.

Aradığım kişi? Ben kimseyi aramıyordum ki.

Gözleri gözlerimdeydi. Bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi. Her şeyden haberi vardı belkide. Üzgündü bunun için.

"Desem hatırlayacak mısın?"

Bana ne olmuştu? Bir şeyleri unutmuşum gibi konuşuyordu. Unutmak. Biraz korkutucu değil mi? Ölse canını verebileceğin insanları unutmak. Onunla geçirdiğin tüm günlerin silinmiş olması. Boşluktaymış gibi hissettiriyor. Ama sen onu bile hatırlayamıyorsun.

Kendimi bile hatırlamıyorum. Ben kimim? Beni ben yapan şeyler tek tek silinmiş. Sadece hayattan haberi olmayan küçük bir kız kalmış geriye. Hiçbir şey hatırlamayan çaresiz küçük bir kız.

Tüm o yaşanmış anılar nereye kayboldu? Tek hatırladığım o üç kişi. Her şey silik olsada üç kişi hatırlıyorum. Hayata bağlanmak için sebep gerekirdi onlar benim tek sebebimdi değil mi?

Bilinmeyen bir çölde kayboldum.
Çok mu tehlikeliydi ya da çok mu sessiz? Fırtınaların arasından bir umut, o kör edici sıcak ve can yakan kumlardan sonra bir vaha. Denizin karanlık dibinde nefes alamazken onlar beni kıyıya sürüklüyor.

Hatırlıyorum. Ne kadar uzak olduğumuzu. Aramızda yüzlerce kilometre olduğunu ama yine kalbime dokunduklarını hatırlıyorum. Can yakan gerçeklere karşı olan umudumuz geliyor aklıma.

Ya her şey size aşıktı ya da ben her şeyde sizi buluyordum. Kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda birbirine sarılarak uyuyordur. Bizim gibi. Hep birbirimizi bekliyorduk belki bir gün kapımdan içeri girerler diye?

Hatırlıyorum. Karanlığıma ışık olan sizi seviyordum, kelimelerin yetmeyeceği kadar. Hissediyor musunuz kalbimi kalbinizde? Rüyalarda buluşalım ama bir sefer de gerçekte olsun olur mu?

Tüm olanları hatırlıyorum ama hâlâ eksik olan şeyler varmış gibi. Bir boşlukta var tüm bu hatırladığım güzel anların içinde.

"Ben hatırlıyorum."

Şaşkın şaşkın bana bakmaya başladı. Bunu beklemiyor olmalıydı. Neden her şeyi unutmuştum ki? Tek hatırladığım o üç kişiydi. Onu hatırlamıyordum. Sadece bir kesit aklıma gelmişti ama ona bir anlam yükleyememiştim.

"Sen hatırlıyorsun..."

Burukça gülümsüyordu. Belkide onu hatırlayabileceğimi düşünmüştü. Bana sıkıca sarıldı. Kalbime büyük bir ağırlık çökmüş gibi hissettim. Onun kolları arasında çok ruhsuz duruyordum. Ben onu unutmuştum.

Belki bana sıkıca sarılan senle bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır ya da bir şarkıda aynı duyguları hissetmişizdir. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilirdi.

"Ama... Ben seni hatırlamıyorum."

Bana sardığı kolları gevşedi. Yavaşça geri çekildi. O an gözüme üzgün gözleri takıldı. Bana önem veriyor olmalıydı. Onu unuttuğumu söylemeseydim şuan böyle olmayacaktı. Ama yalan söyleseydim her şey daha da kötü olabilirdi.

Gerçekler ne kadar canımızı acıtsada en iyisi onlar. Yalan söyledikçe daha da büyür en sonunda içinden çıkılmayacak bir hâl alır ve büyük zararlarla karşı karşıya kalırız. En iyisi doğrudur. Ama doğrular her zaman en iyiler midir?

"Sen ne hatırladın?"

"Üç kişiyi... Sana bakınca o üç kişiyi hatırladım. Onları her şeyden çok seviyordum değil mi? Asla göremesemde onları hep kalbimde taşıyordum."

Gözlerini kaçırdı, üzgün olduğu her şeyiyle ortadaydı. Biraz düşündü ve beni onaylarcasına kafasını salladı. Onları hatırlıyordum. Karşımda duran kim bilmezken ona baktığımda aklımda üç kişi canlanmıştı.

Onu unuttuğum için kendimi kötü hissediyordum.

"Her şeyi unuttum, ne yapacağım? Kendimi kötü hissediyorum..."

Sona doğru fısıltıya dönüşen sesimle sorduğum soru ona değil daha çok kendimeydi.

Hüzün ikimizide ele geçirmişti. Onun gözleri her şeyi ortaya koyuyordu. Ama kalbimizin en derinlerinde umut olmalıydı değil mi? Umutsuz kalmak ölmekle eş değer sayılabilirdi belki. Buruk bir şekilde gülümsedi.

"Yeniden başlayacağız."

Gözleri gözlerimdeyken söylediği şey bir çok şeyi hatırlatmıştı bana. Gözlerinde gördüğüm umut bana hatırlatmaya başlıyordu. Belkide onu hatırlamıştım kim bilir...

Yardım et bana. Söylediklerimden daha fazlasını anla!

~

Game || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin