▪︎İşkence▪︎

89 9 10
                                    

Burnumun hemen önünde bir şey vardı. Gerçekten çok keskin bir kokuyordu. Anında kafamı geriye doğru çektim.

"Günaydın güzelim. Üzgünüm seni öpücükle uyandırmaya çalıştım ama uyanmadın. Sanırım amonyağı daha çok seviyorsun."

Kötü kahkahası odada yankılandı. Bu adam gerçektende tam bir psikopattı. Beynimi yakmaya falan çalışıyordu resmen. Lanet olası güzel gülüyordu. Buraya gelince sanırım bende psikopat olmuştum.

Şuan bayıldığım yerden farklı bir yerdeydim. Bir sandalyedeydim. Normal bir şeye benzemiyordu. Ellerim ve ayaklarım bileklerinden demirlerle sandalyeye kelepçeliydi. Farklı bir fantezi daha. Bir katilden başka ne beklersin ki.

"Daha fazla acı çekmek istemiyorsan eğer neden buraya geldiğini söyle! Boşuna gelmiş olamazsın!"

Bu soruya cevap vermeliydim değil mi? Ama nedenini ben bile bilmiyorken ona nasıl açıklayabilirdim ki. Onu tanıyordum sadece biraz bile olsa.

Sadece duvarın arkasından az ileride konuşan iki adamı dinledim. Bir seri katilden bahsediyorlardı. O şuan tam karşımdaki bana sinirli gözlerle delirmiş bir şekilde bakan kişiydi.

Bahsettiklerine göre geçmişte kötü şeyler yaşamıştı ve geçmişinden oldukça etkilenip şuan ki haline dönüşmüştü. Belkide haklıydı bu kişiye dönüşmekte.

Çok değişik işkence yöntemlerinin olduğunu ve kim olursa olsun asla tereddüt etmeden acı çektirerek öldürdüğünü öğrenmiştim. Ama bana neden daha fazla acı istemiyorsan dedi?

Merak uyandırıcıydı. Bir seri katili görmek kim isterdi ki. Hatta düşünmek bile istemiyor olabilirlerdi. Ama ben merak etmiştim. Onun bölgesine gitsem en fazla ne olurdu ki. Beni öldürürdü. İşkenceleriyle beraber.

Fazla merakım beni buralara kadar getirmişti ve şimdi o benden bir açıklama bekliyordu. Ve istediğini vermeliydim. İnanacağını hiç sanmıyordum ama ona diyeceklerim yalan olmayacaktı.

"İki adam buranın tehlikeli olacağını söylemişti. Merak edip buraya geldim."

Vücumda hissettiğim elektrik akımıyla kıpırdayamadım. Fazlasıyla canım yanıyordu.

"Buna inanmamı falan bekleme!"

Bana bağırıyordu ama gerçekler buydu. Peki ya sen bana neden böyle davranıyorsun? Beni bilmene rağmen.

"Senin kafan falan yerinde mi? Neden geldin diyorum! Ölüme falan mı?! Ne istiyorsun?!"

Duyanda beni suçlu sanardı. Kendisi insanları kim olursa olsun gözünü kırpmadan anında öldüren biriydi ve şuan bana hesap soruyordu.

"Bir.. Ben buraya geldiğimde sana... kafam yerinde dediğimi hatırlamıyorum."

Buraya cesaret edip geldiğime göre kafam yerinde değildi. Çoğu zaman kendi kafamı bende anlamıyordum.

"İki.. Senin kafan çok mu yerinde sanki."

Bir seri katilin bana dediği şey oldukça garipti. Herkesin üzerinde garip fanteziler deneyen bir adam bana saçmalıyordu resmen.

Vücudumu ele geçiren elektrikle tekrar kasıldım. Titriyordum. Oldukça acı vericiydi. Ağzımdan çıkan acı çığlıklar boğazımı deliyordu resmen.

"Ve son olarakta.. gerçekten merak ettiğim için geldim... inanıp inanma-."

Elektriği vücudumun her yerinde hissettiğimde söylediğim şey yarım kaldı. Artık vücudum uyuşuyordu.

İnanmayacağını biliyordum. Beni bu nedenle daha fazla acı çektirerek öldürecekti. Ki gerçekler bunlardı. İnansa bile eninde sonunda ölecektim. O bir seri katil.

"Bir seri katil olabilirim ama hayatımda senin kadar yalan söylemedim!"

"Acı çekmek hoşuna mı gidiyor?!"

"Sana ömür boyu işkence edebilirim. Hem daha denememiş olduğum bir sürü fantezim var."

Kahkahası tekrar odayı ele geçirdi. Gerçekten güzel gülüyordu. Ya da ben burada dura dura delirmiştim.

Elektriği vücudumda tekrar hissettiğimde tek yapabildiğim beklemekti. Çaresizce beklemek. Sesimi çıkartamıyordum.

His durduğunda kafam öne doğru düştü. O halinden memnun gibiydi.

"Demek hala gerçeklerden kaçıyorsun."

O beni nereden biliyordu ki?

Gerçeklerden mi kaçıyordum? Söylediklerim doğruydu oysa. Yoksa ben doğru mu sanıyordum? Ya doğru değillerse.

Her şey kafamı daha da çok karıştırıyordu. İlk başta her şey güzel değil miydi? Neden kötüye dönmüştü en iyi bile?

Kafamdaki düşünceleri unutmamı sağlayan acıyla sadece öylece geçmesini bekledim. Gücüm kalmamıştı ve tepki veremiyordum.

Bir anda sandalyenin kelepçelerini açtı ve beni sert bir şekilde oturduğum yerden kaldırdı. Karanlık koridorda bir süre ilerledikten sonra bir kapıdan içeriye girmiştik.

"Son kez soruyorum neden buradasın!?"

Az sonra patlayacak bir bomba gibiydi. Gerçekler neydi? Ben sadece bir yalancıydım değil mi? Sonra söylediğim yalanlardan pişman olan. Tam konuşmak için dudaklarımı aralamıştım ki

"Bana eğer gerçekleri söylemezsen seni öldürmem. Sadece acı çekersin!"

Ben zaten acı çekmiyor muydum? Ondan öncede, ondan sonrada. Bana daha fazla acı çektirse ne olurdu? Bu sefer o konuşmaya başlamadan ben konuşmalıydım.

"Çünkü benim kaybedecek bir şeyim yok."

Sesim zar zor çıkmıştı. Bir şey demedi. Beni odanın bir köşesine doğru sertçe attı ve odanın kapısını çarparak kapattı.

Ayağa kalkacak halim yoktu. Sonuç olarak yine burada ölüp gidecektim. Gözlerimi kapattım ve bilincimin kapanmasına izin verdim.

Kapı sertçe açıldığında gözümü açabilecek gücü kendimde bulamıyordum. Sertçe beni tuttu ve ayağa kaldırdı. Dengemi sağlayamadım ve onun üzerine düştüm. Beni tutmuştu ama bundan memnun olduğunu sanmıyordum.

"Gözlerini aç!"

Ne kadar bunu bağırarak söylesede dedikleri bir ninni gibi geliyordu. Algılayamıyordum. Bilincim tekrar kapanacak gibiydi.

"Gözlerini aç dedim sana!"

Kafama değen sert ve soğuk bir metalle irkildim. Ama yinede uyuyacaktım.

"Gözlerini aç ve benim gözlerimin içine bak!"

Aklını kaybetsen bile sadece karşımda duracak ve acı çekişimi izleyeceksin.


Kafama soğuk metalle vurmaya başlamıştı. Yavaşça gözlerimi araladım. Gözlerim ışığa alışınca tamamen açtım. Kafama değen soğuk metal bir silahtı. Sadece gözlerine bakmaya başladım. Tetiği çekti. Bana neden bunu yapıyorsun Yoongi?

"Sen çok yalancı birisin!"

Dedikleri ile eş zamanlı olarak kafamın delindiğini hissettim. Sadece kaskatı bir şekilde durabildim. Ne hareket edebildim ne de bir ses çıkartabildimBir şey söyleyemedim. Sadece onun bana nefretle bakan gözlerine bakmaya devam ettim. Sinirli bir şekilde beni yere attı ve odadan çıktı. Beni bırakıp gittin Min Yoongi.

Gözlerimi kapattım bir daha açmamak üzere.

                                  ~

Game || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin