▪︎Uzaklara▪︎

42 9 3
                                    

Bu evde daha fazla duramazdım. Karışık olaylar istemiyordum. Ona orada sıkıca sarıldıktan sonra beynimi kemiren düşünceler rahat bırakmıyordu. Belkide en iyisi uzaklaşmaktı. Ondan ve ona dair şeylerden.

Merdivenlerden sinirle inmeye başladım. Bir yandan ağlıyor bir yandan da kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ellerim titriyordu. Binadan tam çıkacakken birine çarptım.

Yine oydu. O heryerde. Nereye gidersem orada ama neden?

Beni kollarının arasına aldığında sesimi çıkarmadım. Tam o an da ihtiyacım olan şey oydu sanırım. Bana endişeyle bakıp sıkıca sarılmasıydı. Her şeyi unut ben senin yanındayım dercesine beni kollarının arasına almasıydı.

Tereddüt ediyorum. Ondan uzak durmam gerekti. Ya her şey kötü olursa? Kalbim o iyi diyordu. Kalbimi dinlemek istiyordum. Güçsüz hissediyordum ve ona ihtiyacım vardı.

Min Yoongi neden aklımı her seferinde karıştırıyorsun? Senden uzaklaşmak isterken beni daha sıkı sarıyorsun. Bırakta gideyim.

Bırakmıyordu. Artık üstesinden gelemeyecek gibi hissediyorum. Sanırım yine o iyi olandı bende yaptığı kötülüklere rağmen onun lekeli iyiliğine sığınan güçsüz.

Sarıldım ona. İhtiyacım var. O iyi olan. Tişörtümü ve bedenimi kanlara bulayan o adamın kollarındayım. Kan yerine göz yaşlarım onun tişörtünü ıslatıyor bu sefer. Yanımdaydı, bana sarılıyordu. Daha ne isteyebilirdim ki...

Ondan uzaklaşmayı. Bir daha asla görmemeyi, duymamayı. Onu unutmayı ve daha fazlası... Sakinleşmem için bana sarılan Yoongi beni en derin yaralarla bırakıp gidiyordu.

Bir elini saçlarıma çıkardı. Yavaşça saçlarımı okşamaya başladı. Biliyordu beni nasıl sakinleştirebileceğini. Onun sevgisini kalbimde hissediyordum. Saçlarımda yavaşça dolanan parmakları çok güzel hissettiriyordu. Her şeyi unutmamı sağlıyordu.

Biraz geriye doğru çekildi ve yanağımdaki yaşları parmağıyla sildi. Hatırlamaktan nefret ediyordum ama o hatırlatmayı seviyordu. Aklımda dolanan anların beni her seferinde parçaladığını bilmiyordu.

"Ağlama... Lütfen ağlama..."

Bana tekrar sıkıca sarıldı. Kollarının arasından kaçıp gidecekmişim gibi sarılıyordu. Gitmekte istiyordum. Ondan oldukça uzaklara. Belki o aan her şey daha farklı olurdu. Gidecek cesaretim olsaydı tabi...

"Senin üzülmene bir daha asla izin vermeyeceğim. Asla..."

Beni üzen oydu. Kötülüğü yapan yine oydu. Kendimi onunla çok kötü hissediyordum ama bana iyi gelen yine oydu. Sadece kurtulmak istiyordum, her şeyinden.

"Peki ya beni üzen sensen?"

Fısıltı gibi söylediğim şeyle Yoongi şok geçiriyor gibiydi. Oldukça gerçekçi davranıyordu ama hepsi yalandı değil mi?

"Sen iyi misin? Ben... Ben nasıl? Seni nasıl üzüyorum?"

Şaşkındı oldukça. Belkide iyi rol yapıyordu ama neden? Kendimden şüphelenmeye başlıyordum artık. Ama o bana zarar vermiyor muydu? Vücudumdaki yara izleri gerçek diye bas bas bağırıyor. Ben neyin içindeydim böyle. Neler oluyor?

"Sen... Ben gördüm Yoongi... Sana anlattıklarım. Onlar gerçekti."

"Sen nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

Rolünü iyi oynuyor gibi duruyor. Ama artık her şeyin açığa çıkması gerekti. Yavaşça üzerimdeki tişörtü sıyırdım ve gözlerimi gözleriyle buluşturdum.

"Bunu nasıl açıklayacaksın?"

Gözleri karnıma kaydığında anlamsızca bakmaya başladı. Garip olan neydi ki? Gözlerimi ondan çekip bende karnıma bakmaya başladım. Hiçbir şey yoktu. Bu olamazdı. İmkansızdı. Birlikte kaldığımız onun dairesinde izlerin geçmesi için krem sürmüştüm. Geçen zaman oldukça az.

Gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı. Bana yaptıklarını nasıl unutabilirdi ki. Gerçek olan neden şuan yoktu. Biranda ne olmuş olabilirdi? O yalan söylüyordu. Gözlerimin içine baka baka...

Yoongi kollarımı tuttu. Gözlerimin içine baktı ve konuşmaya başladı.

"Bana dolu dolu gözlerle bakma tamam mı!?"

Bana söylediğiyle gözyaşlarım yanaklarımdan aşağıya doğrü süzüldü ve ellerinden kurtulup kapıya doğru gittim. Tam kapıyı açacağım sırada Yoongi bileğimi tuttu ve dışarıya çıkmamı engelledi.

"Dur. Lütfen beni dinle. Özür dilerim, ben çok özür dilerim."

Bileğimi elinden kurtarıp sertçe gözyaşlarımı sildim. Son bulmalıydı. Ondan uzaklara gidecektim.

"Özür dileyince her şey geçiyor mu sanıyorsun he!?"

Tam konuşacaktı ki ona izin vermeden ben devam ettim.

"Benden uzak dur Yoongi. Beni rahat bırak anladın mı!?"

Hızlı bir şekilde kapıdan çıkıp sertçe kapattım. Yağmur yağıyordu. Yağmuru severdim ne olursa olsun. Güzel hissettirirdi. Yağmurun altında koşmaya başladım.

Bir süre sonra sırılsıklam olmuştum ama umursamadım. Hasta olsam bile elbet iyileşirdim. Hem ıslanmak bana iyi hissettiriyordu.

Nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum.

                                   ~

Game || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin