B i r: "Dans et benimle bayan."

267 11 11
                                    

Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz.

İyi okumalar:)


Gözlerimi tekrar açtığımda hiçbir şey değişmemişti. Yerde boylu boyuna uzanan beden de, akmaya devam eden kan da.

"Hayır, hayır..." Titreyen ellerimden kayan bıçak yere düştü. Kafamı iki yana sallarken gözümü yerdeki kadından ayıramıyordum. Ölmüş olamazdı di mi? Ne saçmalıyordum ben? Sadece ufak bir yaraydı. Hiçbir şey olmayacaktı. 

"Ölmedi. O iyi." diye tekrarladım kendi kendime.

 Çalan müzik sesiyle sıçradım. Korkuyla etrafa bakarken kafamda bir sürü mazeret geçiyordu.

 Hepsi de birbirinden daha işe yaramaz olan mazeretler.

O an fark ettim. 

Çalan, benim telefonumdu.

Tuttuğum nefesi dışarıya verdim. O kadar paniktim ki, kendi telefonumun çaldığını bile anlayamamıştım. Kot pantolonumun arkasındaki telefonu elime aldığımda ses çoktan kesilmişti. Tuşa bastım, ekran aydınlandı. Arayan Beste'ydi.

"Yar...dım et"

Ekranda olan gözlerim büyürken kadına baktım. Elini bana uzatmaya çalışıyordu. Yarı açık gözleri imdat çığlıkları atıyordu sanki. Ne yapıyordum ben Allah aşkına? Ambulansı aramalıydım. Ayakta dikilmeyi keserek yanına çömeldim. Uzattığı elini tutmamla kanı, elime bulaşmıştı.

"Sana yardım edeceğim." dedim kapanmış gözlerine güven vermek istercesine bakarken. Ambulans düşüncesi bir kez daha kafamı doldurdu. Diğer elimde tuttuğum telefonda rakamlara zorlukla basarken tekrar telefon çaldı. Kulağıma götürdüm.

"Son derse gireceğiz ve sen ikinci dersten beri yoksun İzgi."

Kendimi daha fazla tutamadım. Seslice ağlarken gözümden yaşlar ardı ardına dökülüyordu. Silmek istesem de sıkı sıkı tutunan el bana engel oluyordu.

"İzgi, noluyor?

"E..elimi tuttuğuna göre yaşıyordur değil mi?"

"İzgi sakin olmanı istiyorum. Derin bir nefes al tatlım. İnan, her şey iyi olacak." Beste'nin sesi her zaman bana iyi gelmişti. Sakinleştirici gibiydi. Belki de bu özelliğinden dolayı, psikolog olmak istiyordu. Dediğini yaptım.

Gözlerimi kapattım.

Ve uzun, derin bir nefes çektim içime.

Telefonun diğer ucundan Beste'nin yine sakinliğini koruyan sesini duydum. Benim aksime son derece sakindi. "Şimdi bana ne olduğunu anlat canım. Sana yardım edebilmem için anlatman gerek."

"B..ben hatırlamıyorum. Dersten erken çıkmıştım galiba. Neden çıkmıştım ki?" Gözlerimi daha sıkı yumarken kendimi hatırlamak için zorluyordum. Neden hatırlayamıyordum?

"Bana Okan'la konuşman gereken acil bir şey olduğunu söylemiştin."

Beste'nin araya giren sesiyle hatıralarımın kilidi açıldı. "Buluşacağım kişi Okan değildi, oydu."

"O dediğin kim?"

Gözlerimi açtım. "Beste, kapatmam lazım." İtiraz dolu sözünü umursamadım. Uygulamaya girdiğimde o ismin üzerine bastım. Arama tuşuna basamadım, tereddüde kapılmıştım. Şu ana kadar onu hiç aramamıştım. Hep mesajlaşmıştık. Yanımda kıvrılan belki de son nefesini vermek üzere olan beden tereddüdüme galip geldi ve ara tuşuna baştım. Çalalı bir saniye bile olmamıştı ki telefon yüzüme kapandı.

"Cidden mi?" dedim sinirle. "Yüzüme mi kapattı o?"

Üst kısımdan gelen bildirimle yine mesaj attığını anladım. Üzerine tıklamamla, "Dansımı beğendin mi?" yazısını gördüm.

Ağzımdan sinirli bir gülüş döküldü. Bu adam zırdelinin tekiydi. Ve kim bilir yine ne saçmalıyordu?

Bay Robot: Cevap vermedin?

Boş boş ekrana bakarken bir mesaj daha atıverdi.

Bay Robot: Hoşuna gitmedi mi yoksa?

Bay Robot: Oysa ben tam tersini düşünmüştüm.

Bay Robot: Kandan senin de benim gibi etkileneceğini.

Son attığı mesajla okumaya son vererek parmaklarımı klavyede hareket ettirdim.

                                          Sen yaptın değil mi?

                                         Sen, manyağın tekisin.

                                        Kızı ölüme mi terk ettin?

                                      Benim burada ne işim var peki?

                                      Hiçbir şey hatırlamıyorum.

Bay Robot: Şşşş

Bay Robot: Sakin ol.

                                         Nasıl sakin olabilirim acaba?

                                         Resmen senin yüzünden hapse gireceğim.

Bay Robot: Arkanda orada olduğuna dair hiç delil bırakma.

Bay Robot: Parmak izi bırakabileceğini düşündüğün her şeyi iyice sil.

Bay Robot: Ve oradan arkana bakmadan kaç.

                                         Biliyor musun?"

Bay Robot: ?

                                        Zır delinin tekisin.

Bay Robot: Zır deli... Sanırım bu iltifat hoşuma kaçtı biraz.

                                       Tahmin edeyim.

                                       Bu ilk cinayetin de değil.

Bay Robot: Nope

Bay Robot: Hatırlıyor musun?

Bay Robot: Dansa bayıldığımı söylemiştim sana

Bay Robot: Dans et benimle bayan.

Bay Robot: Dansıma karşı gelecek hamleni sabırsızlıkla bekliyorum.

Bir elimde kadının kanlı elini tutarken diğer elimdeki telefona ruhsuzca bakıyordum.

Kadının eli, elimden kaydı.

Kadın ölmüştü.

Manyak bir zır delinin dans tutkusundan dolayı ölmüştü.

Hayır, asıl suçlu o değildi.

Bendim.

O, benim yüzümden ölmüştü.


Evet böylece ilk bölüm sona erdi.

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Kafamda fazla manyak bir kurgu var. Umarım bunu size de yansıtabilirim. Ve yine umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.

Gelecek bölüme görüşmek üzere:)

Kanlı Dans (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin