O n Y e d i: "Haklıymışım. Sizin tüm aile kafadan kontak."

25 2 0
                                    



23 Mayıs 18:05- 58 saat 45 dakika kala

"Sana dansıma karşılık vermeyenleri öldürdüğümü söylemiştim."

"Bence sana da yeterince istisna yaptım."

"Önünde 60 saat var."

"Bu 60 saat içinde dansıma karşılık vermezsen seni öldürürüm."

" Keyifli danslar dilerim."

Dark'ın sözlerinden oluşan bir hortumun içindeydim sanki. Kafam çatlayacaktı, bir çözüm yolu aramaktan. Ama yoktu işte. Öyle bir çözüm yoktu. Sadece boş bir umut vardı içimde. 

Kolumun dürtülmesiyle hortum yok oldu, düşünceler yok oldu. 

Evimdeydim. Salonda oturuyordum. Karşımda bana bakan teyzemin varlığına inanamasam da ciddi ciddi buradaydı.

"İyi misin?" dedi, sanki endişelenmiş gibi.

"Cevabını merak etmediğin soruları sormamalısın." dedim, içinde olduğum buhrandan kurtulmaya çalışırken.

"Ne zaman taşındın?" Neşeyle sorduğu soru normalde başarılı olabilecek bir konu değiştirme taktiğiydi. Tabi onu 10 sene gibi uzun bir süredir tanımasaydım. "Eski evin daha iyi değil miydi?"

"Masrafları da baya iyiydi." Acıma dolu bakışlarına bir saniye bile dayanamadım. Hızla ayağa kalktım. Garipsedi ani hareketimi. "Kendime kahve yapacağım. Sen de ister misin?"

Onu düşündüğüm gibi yanlış bir yargıya kapılmış olmalı ki neşesi gözle görülür şekilde arttı. "Çok iyi olur." 

Normalde sahte de olsa bir gülümseme yerleştirirdim dudaklarıma, naziklik olsun diye. Ama bugün kendimi o kadar dağılmış hissediyordum ki gülümseyecek gücüm bile yoktu. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Ne yapacağımı düşünmem gerekiyordu. Düşünmek ise evde bir çocuğun varlığında oldukça zordu.

"İzgiciğim, telefonuna mesaj geldi sanırım."

Salondan seslenen teyzemle seslice ofladım. Mutfakta bile rahat yoktu. Bezgin adımlarım telefonumun karıştırıldığını görünce bezginliğinden sıyrılıp hız kazandı. Telefonumu elinden kurtardım.

"O benim telefonum." 

"Anladım." dedi, ondan beklemeyeceğim uysallıkta. Gözlerimi kıstım, her hareketini incelerken. 

"Bir şey yaptın değil mi?"

"Onu da nereden çıkardın canım?" Abartılı bir kahkaha attı. "Kahve içmeyeceğim. Kendimi yorgun hissediyorum. Biraz dinleneceğim."

Dişimi alt dudağıma geçirdim. Dinlenecekti demek. Odama doğru yol almasıyla, "şaka yapıyorsun herhalde." diye sızlandım.

Anlam verememişti. "Bir sorun mu var?"

"Orası benim odam."

"Benim telefonum, benim odam." Sesini inceltince benim taklidimi yaptığını mı sanıyordu?  "Çok bencilsin tatlım." Pekala, sanıyormuş. Sağına soluna bakındı. "Ben nerede kalacağım o zaman? Bu ev fazla küçük."

Şikayet edercesine söylediği sözler üzerine sabretmeye çalıştım. "Sağda kalan ufak bir oda var. Yerde yatabilirsin."

"Yerde mi?" 

Buram buram sinir kokan bir gülümseme yayıldı yüzüme. " Kusura bakma, sana oda ayırmadım çünkü olmadığın 3 senenin ardından geri geleceğin aklımın ucundan bile geçmiyordu."

Kanlı Dans (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin