Y i r m i Ü ç : "Geçecek"

16 2 0
                                    

25 Haziran 2021~ 12:10

"Kafayı yemiş olmalıyım." Diye söylendi saçları ağarmış olan yaşlı adam. "Deli bir müşterinin lafına bakarak buraya geldiğim için."

Sıcaktan bunalmıştı. Telefonunun saatine baktığında müşterisinin verdiği saatten beri yarım saat geçtiğini fark etti. Besbelli, adam onu kandırmıştı. Taksisine doğru yol aldı, kızını kreşten almanın vakti gelmişti. Aracı sürerken aptal olduğunu düşünüp duruyordu. O kadar borcu varken böyle saçmalıklara vakit ayıramazdı. Hadi kendi yaşayacağı hayat maksimum on seneydi ama ya kızı? Onun önünde daha yaşayacağı çok yıl vardı.

Kızı için çalışmalıydı.

Kreşin önüne gelmesiyle taksiyi boş bir yere park etti. Onca sıkıntısına ve yorgunluğuna rağmen kızı için kusursuz bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.

Dağılan öğrencilerin arasından kendi kızını aradı ve sonunda buldu. Ama yanında başka bir adam daha vardı. Kavurucu sıcağa rağmen kapşonlusunu giyen adam kendisini çağırmış olan müşterisiydi. Hızla yanlarına gitti. Kızını kendi tarafına çekerek korumaya aldı. Müşterisine baktığında gülümsediğini gördü.

"Tekrar görüştüğümüze sevindim Yılmaz Bey. Önceden de dediğim gibi sıkıntınızın farkındayım. Size yardımcı olmak istiyorum. İsterseniz önce kızınızı taksiye bırakın. Eminim on dakikalığına tek kalırsa hiçbir sıkıntı çıkmaz."

Yılmaz, her ne kadar müşterisi olsa da bu adamdan hiç iyi bir enerji almamıştı. Ama paraya ihtiyacı olduğu da su götürmez bir gerçekti. Her akşam karısının ve akrabalarının azarını yemekten bıkmıştı.

Kızını taksiye bıraktıktan sonra kreşin önünde karşıya karşıya geldi ikili.

Kapşonundan dışarı fırlayan gür siyah saçlı adamın isteği belliydi.

"Açtığın her yaraya beş bin tl." Diyordu.

Kapşonlu karşısındaki ihtiyarın anlamaya çalışan bakışlarıyla ilgilenmedi. O sırada tahmin etmeye çalışıyordu, kızın kaçıncı darbede mücadele edip bu ihtiyarı öldüreceğini.

......................

Uyku ve uyanıklık arasında geçirdiğim saatler yorgunluğumdan hiçbir şey kaybettirmemiş, tam tersine arttırmıştı. 

Bedenimi sağa döndürdüm, uykuya dalabilmek için.

 Ama nafile bir çaba olmuştu. Zihnim uykuyu reddediyordu, düşünmekle meşguldü. Parmaklarım da zihnimin bu çabasına ayak uydurarak yatağın yan tarafında kalan komodinin üzerindeki telefona gitti. Otomatikman son atılan mesajlara girdim. Karşıma bilmem kaçıncı kere okuduğum mesajlar çıktı. 

"Kafandaki tüm soruların cevaplarını bilmek istiyorsan dediğim saatte dediğim yerde ol."

İstediğim de buydu.

Sorularımın cevaplarını alarak her şeyi çözüme kavuşturmak ve hayatıma kaldığım yerden devam etmek.

Yüzümü buruşturdum. "Bu kulağa neden imkansız gibi geliyor?"

Kapı ansızın açılıverdi. Gözlerim odanın girişindeki şahsa giderken, hala burada ne aradığını düşünüyordum.

"Günaydın." dedi, sanki burada olması oldukça normalmiş gibi. Yüzünde bana göstermeyi pek  tercih etmediği nazik bir gülümseme vardı. "Kahvaltıya gelmek ister misin?"

Bakışlarımı yorganıma çevirdim. "Sanırım uyuyorum ve bunlar da rüya." Kaşlarım çatılırken tekrar Avcı'ya baktım. "İyi de senin rüyamda ne işin var? Defol git, burası bana ait."

Kanlı Dans (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin