"Anlayacağın daha iki hafta bile olmadı, İzmir'e geleli. Ya sen, ne zamandır buralardasın?"
Avcı'yı şaşkınlıkla izlemekten kendimi alamıyordum. Tamam, onu fazla tanıdığım söylenemezdi. Yine de onu böyle ağzı kulaklarında görmek garipti. Ben daha çok ciddi ve ağır bir havası olduğunu düşünmüştüm ama anlaşılan pek öyle biri değildi.
"Daha bugün geldim." Bakışlarım yanımdaki bedene düştü. Beni fark edeli birkaç dakika oluyordu. Ama hakkını yememek lazım, şaşkınlığını hiç belli etmemişti. İlk kez görüyormuş gibi bakıp ardından tekrar Avcı'ya ilgisini vermişti. "Gökçe sağ olsun, burada bulaşacağınızı söyledi. Sahi o nerede?"
Soruyla birlikte sanki Avcı'nın neşesi sönmüştü biraz. "İşi çıktı aniden."
"Yaa." Bakışlarını hissetmemle bende gözlerimi yana çevirdim. Ne diye bana dik dik bakıyordu? Hiç tanışmadık rolünü devam ettirmeyi unutmuş muydu acaba?
"Hata bende, sizi tanıştırmayı unuttum." diye araya girdi Avcı.
Bakışlarımı masaya çevirdim. İkisinin neşesi beni sinir ediyordu. Zaten aralarındaki tek asık suratlı duran bendim.
"İzgi, bir öğrencim."
"Öğretmenlik mi yapıyorsun?" dedi hayretle.
Avcı temkinlice bana baktıktan sonra Enes'e kaş göz hareketleri yapmaya başladı. Kafamı yana eğdim. Tüm dikkatim Avcı'daydı. Ne anlatmaya çalışıyordu acaba?
Malum anladığım kadarıyla herkesten mutlaka bir şey saklıyordu. Muhtemelen her şeyini paylaştığı biri yoktu hayatında. Psikopat katilimizin peşinde olduğunu kardeşi gibi gördüğü birinden bile sakladığına bakılırsa.
"Evet." diye noktaladı soruyu. "Neyse, Gencer de kardeşim."
"Kardeşin mi?" sorusunun ağzımdan dökülmesine engel olamadım. Avcı'da olan şaşkın gözlerim Enes'e döndü. Ne yani Avcı'nın gizemli kardeşi son sınıf mıydı? Gözleri sus dercesine bana bakıyordu.
Gülümsedim.
Bu masadaki üç kişinin de birbirinden sakladığı sırlar vardı.
"Abi sen içecek getirsene."
Enes'in panik dolu sözleri Avcı'yı şüphelendirmişti. İkimizin arasında dolaştı bakışları. Kim bilir, önceden tanıştığımızı anlamıştı belki de.
"Tam tersine sen gitmeye ne dersin, İzgi?"
Galiba az önce nazikçe masadan kovulmuştum. Neyse önemi yoktu. Kardeşinin ağzından istediği kadar laf almaya çalışabilirdi. Benim için hiçbir şey fark etmezdi.
Avcı'nın 'kalk artık.' der gibi bakışlarına daha fazla kayıtsız kalamadım. "Olur tabi." diye mırıldanarak masadan kalktım. İki adım atmıştım ki durdum. Ne içecek alacaklarını söylememişlerdi. Göz ucuyla arkama baktığımda ikisinin oldukça hararetli bir konuşmanın ortasında olduklarını gördüm. Bence sormasam da sorun olmazdı.
Etrafı inceleyerek yürümeye devam ettim. Hem ne içeceklerini tahmin etmek ne kadar zor olabilirdi ki. Sonuçta bir kafede belirli şeyler bulunurdu. Masaların yanından geçerken henüz kasa ya da tezgaha benzer bir şey bulamamıştım.
"Bir şey mi istemiştiniz?"
Ne şans, yine aynı garsona denk gelmiştim.
"İçecek almak istiyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Dans (DÜZENLENİYOR)
ActionDansı kafaya takmış olan psikopat bir katil, Bu katilin izini süren bir avcı, Ve dans partneri olmaya zorlanan liseli bir kız. Peki bu kanlı dansın sonunda kazanan kim olacaktı? Başlangıç Tarihi: 24 Nisan 2021