O n A l t ı: "Keyifli danslar dilerim."

25 2 0
                                    





22 Mayıs 2020

Diğer tarafımda kalan üç kıza baktım. Hepsi de birbirinden özgüvenliydi. Onlar karşısında hiçbir şansım yoktu. Kesin kaybedecektim. 

Adının Ahmet olduğunu söyleyen kafenin sahibi bir sonuca varmış olmalı ki tekrar aramıza katıldı. O kızlardan birinin ismini duymayı bekleyerek ümitsizce başımı eğdim. Ama beklemediğim bir şeydi , kendi adımı duymak.

Beceriksiz bir gülümsemeyle baktım. 

"Ben mi seçildim?" dedim, emin olmaya çalışarak.

Sıcacık gülümsedi, elini bana doğru uzatırken. "Tebrikler. Seninle çalışmak benim için büyük bir zevk olacak."

Elini tuttum ben de.  "Çok teşekkürler." 

Yarın saat kaçta burada olmam gerektiğine  dair bir şeyler söyledikten sonra gitti. 

Gülümsemem daha da arttı. İşi almıştım ciddi ciddi. 

Hala kafede olduğumu fark ettim. Çıkmak için hareket edecektim ki ön tarafta bir gölge çekti dikkatimi. Merakla  bakarken istemsizce oraya doğru ilerlemeye başladım. 

Gölge arkası dönük bir adama aitti. Gür siyah saçlarıydı tek görebildiğim. 

"İstediğin olduğuna göre mutlusundur."  dedi, başka biri. Görüş alanımın dışında kalıyordu. 

"Sana borcum olsun." Gölgenin sahibi konuşmuştu. Omuzlarının hareket etmesinden anlamıştım. 

"Borç mu? Ayıp ediyorsun dostum."

Garip bir sessizlik oluştu. Ne yapıyorlardı içeride? Merakıma yenik düşerek kafamı içeriye doğru uzattım ve karşı karşıya geldiğim yüzle avazım çıktığı kadar bağırdım.

 Korkuyla bir adım geriye gittim.

"B...ben" dedim.

"Sen?" diye sordu.

Bir şey söylemem için yüzüme bakıyordu. Ama dilim tutulmuştu sanki, tek kelime çıkmıyordu ağzımdan. Gözlerimi kaçırdım. Ve yine o gölgeyi gördüm. Odanın kapısı kapandı arkasından.

Seslice boğazını temizlemesi üzerine kaybolan gölgeye dikkatimi vermeye keserek karşımdaki adama baktım. 

"Ben İzgi Kılıç. Yeni garsonum." dedim, cesaretli olmaya çalışarak.

Gülümsedi, "ben de Okan." derken.

...................

"Ne isterdiniz?"

 Nazik bir gülümseme eşliğinde cam kenarındaki masasının önünde duruyordum. Elimde kalem ve boş bir kağıt, siparişini not almam için hazır bekliyordu.

Hiçbir şey bilmiyormuş numarası mı? 

Hiç de fena değildim.

Dudaklarımı uçuklatacak, etkileyici bir gülümse belirdi yüzünde.

"Sade filtre kahve." dedi, benimkimi sollayacak kibarlıkta.

Pekala, kabul etmem gerekiyordu ki rol yapmada benden çok daha iyiydi. Daha düne kadar ben de kanıyordum, bu ben iyiyim tavırlarına. Gencer beni uyarmasaydı daha da inanmaya devam edebilirdim.  Bunu düşündüğüme inanamıyordum ama iyiki Gencer'le aynı taraftaydım.

"Tabiki de." dedim, sahte nazikliğime devam ederek. "Tatlı istemez miydiniz?"

Yüzünü buruşturdu. Gülmemek için yanağımın içini ısırdım. Aklına en sonki denediği spesiyal tatlı gelmiş olmalıydı.

Kanlı Dans (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin