O t u z İ k i: "Kimlik Hırsızı"

8 2 0
                                    


Elimle musluktan akan suyu yüzüme tekrar tekrar çarptım. Kenarda duran makineden aldığım peçeteyi yüzümü kurulamak için kullanıp çöpe attım ve aynada kendime baktım. Her zamankinden daha dağınık görünüyordum. Gözlerimden heyecanım okunabiliyordu. Elimin titremeye başlamasıyla bakışlarım ellerime indi.

"Heyecanlısın."

Yapılan yorumla gözlerim aynanın ucuna gitti, Beste'ydi. Lavabodan çıkmıştı. Heyecansız, sakin adımlarla yanıma geldi. Musluğu açtı, elini yıkadı.

"Sen iyi bir arkadaşsın İzgi."

Dudaklarım iki yana kıvrıldı. "Değerlendirmeden geçtim mi yani?"

Gülümsedi ama bu mutlu bir gülümseme değildi. Daha çok hüznünü yansıtıyordu.

"Buradakiler aptalca bir hülyaya kapılmışlar. Kimse zarar  görmeden Armiz'den kurtulabileceklerini sanıyorlar. Ne saflık ama."

Tuhaf sözleriyle neşem ve heyecanım  sönmüş, ciddileşmiştim. "Ne demek istiyorsun Beste?"

Aynaya bakmayı kesip bana döndü. "Çakır'ın bu kadar yakınında olmamalısın. Doğru, Armiz kadar ileri gitmez ama gerçekler ortaya çıkınca ne yapacağı hiç belli olmaz."

Gözümün önüne gelen saçı geriye atarken, "Gerçekler." Diye tekrarladım. "Hangi gerçeklerden bahsediyorsun sen?"

Cevaplamadı. Omzuna astığı çantasından bir mektup çıkardı, bana uzattı. Beyaz zarfa baktım. "Alsana" dedi iteleyerek.

Mektubu aldım. Açmak için uğraşmamla,"dur." Diye bağırdı. Abartılı tepkisi ile şaşkınca ona baktım. "Şimdi olmaz. Burada okuyamazsın. Buradan, buradakilerden uzaklaştığında mektubu oku. O zamana kadar okumayacağına bana söz ver."

Kuşkulu bakışlarımla tekrarladı. "Bana söz ver."

Ha şimdi ha sonra, ne fark ederdi. Bu düşünceyle ısrarla istediği söz çıktı ağzımdan. "Söz."

Yüz ifademi inceledi ve, "Delirdiğimi düşünüyor olmalısın."dedi.

Düşüncemi saklamadım. "Seni anlayabiliyorum. Armiz'le karşılaşacağın için gerginsin ama yine de söylediklerin..."

"Mektubu okuyunca dediklerimi anlayacaksın." Samimi bir gülümseme yerleşti dudaklarına. "Seninle tanışmak hayatımda başıma gelen en güzel şeylerden biriydi. İyi ki dostumsun İzgi."

Dün Armiz'le olan bağını anlatırken bile böyle değildi. Şu an tanıdığım Beste'den eser yoktu. O kadar dağılmış görünüyordu ki. Onu bu hale getiren neydi? Sadece Armiz'le karşılaşacak olması olamazdı.

Elini tutmamla titrediğini fark ettim. Yanında olduğumu göstermek istercesine elini sımsıkı tuttum. "Sen de iyi ki dostumsun." Fark ettiğim detayla kıkırdamama engel olamadım. Beste'nin sorar bakışlarıyla açıkladım.  "Biz neden vedalaşıyormuş gibi konuşuyoruz?"

Ufak bir gülümseme oluştu yüzünde. "Ne olacağını kim bilebilir?"

Lavabodan çıktı. Ben işim olduğunu söylemiştim. Mektuba kararsızlıkla bakarken içimde bir sıkıntı yeşerdi. Oysaki bunun hiç de böyle olmaması gerekiyordu. Bugün Armiz'den kurtulacağım için mutluluktan ayakta duramıyor olmam lazımdı. Ama Beste'nin bitik hali ve garip sözleri bende bir şeylerin ters gideceği düşüncesi uyandırmıştı.

Kanlı Dans (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin