Begüm'den...
Yetkin Hoca anahtarı çevirdikten sonra kapıyı açarak anahtarı cebine attı. Kapıyı ittirerek arkaya, bana döndü.
''Köpeklerden korkar mısın?''
Bu hayattaki en sevdiğim şeylerden birisinden nasıl korkabilirdim? Her zaman bir köpeğim olmasını istemişimdir. Üvey babama bu konuyu açtığımda yemediğim tokat kalmamıştı. Bu anı yüzümde hafif bir burukluk bıraktığında Yetkin Hocanın gözlerine baktım.
''Çok severim.'' Dedim.
Yüzünde büyük bir tebessüm oluştuğunda ayakkabılarını çıkararak eve adımladı. Kapının yanına geçerek geçmem için beni beklediğinde ben de ayakkabılarımı çıkararak eve girdim.
''Evimde fazladan yatak odası yok. Bu yüzden sen bu gece benim odamda yatarsın. Ben de salonda yat-''
Lafını kestim.
''Hocam, buna hiç gerek yok. Ben salonda yatarım.'' Dedim.
Gözlerime bakarak kafasını iki yana salladığında buna izin vermediğini anladım. Deri ceketimi çıkararak kapının yanındaki askılığa astığımda o da araba anahtarını ilerideki masanın üstüne koydu. Masanın karşısındaki yüz aynasına kendine baktığında hafifçe gülümsedim. Yakışıklı bir adamdı. Bakışları bir anda bana döndüğünde hemen önüme döndüm. Ona bakarken yakalanmıştım.
''Begüm, sen istersen şuradan salona geç ben de hemen geliyorum.''
Sesiyle beraber kafamı sallayarak bana gösterdiği odaya ilerledim. Odanın kapısını açarak içeriye girdim. Küçük ama güzel bir odaydı. Adımlarımı koltuğa doğru attığımda etrafı incelemeye devam ettim. Çoğu yerde okuma kitapları vardı. Kitaplara ve edebiyatta çok fazla ilgim olduğu için oturduğum yerden kalkarak odadaki kitaplıklardan birine ilerledim. Parmaklarımı kitaplarda gezdirmeye başladım. Aralarından bir kitabı seçerek elime aldım. Kitabın arkasını okuyordum ki kulağıma bir ses ilişti.
''O kitabı çok severim.''
Duyduğum sesle ileriye baktığımda elinde bir kaç ilk yardım malzemesiyle içeriye giren Yetkin Hocayı gördüm. Elimdeki kitabı kitaplığa bıraktığım sıra da yeniden sesini duydum.
''Gel, şöyle otur.''
Emriyle beraber yanına adımladım. Koltuğa yakın sandalyeyi biraz daha koltuğa çekerek masanın üstüne oturdu. Ben de tam karşısındaki koltuğa oturduğumda bacaklarımız birbirine temas etti.
''Bunlara gerek yoktu.''
Yanındaki ilk yardım malzemelerine bakarak konuştuğumda bana kısa bir bakış attı. Bu bakışıyla ağzımı kapattığımda elindeki pamuğa kolonya döktü. Yüzümü buruşturdum. Dudağımın çok fazla yanacağını biliyordum. Kolonyayı dökmesi bittiğinde gözlerimin içine baktı.
''Canın biraz yanacaktır.'' Dedi.
Bildiğimi belli ederek kafamı salladığımda pamuğu dudağıma yaklaştırdı. Dudağıma ilişen pamukla gözlerimi sımsıkı kapattım. Canım yanmaya başladığında elimde bir el hissettim. Gözlerimi açtığımda Yetkin Hocanın sol eliyle, elimi tuttuğunu gördüm. Ellerimize baktığım sıra da kulağıma sesi ilişti.
''Canının yandığını biliyorum. Elimi tutarak acının birazını benimle paylaşırsan senin için daha iyi olur.''
Söylediğiyle tebessüm ettim. O gerçekten çok iyiydi. Pamuğu dudağımdan çektiğinde sağ elini yanağıma koydu. Yanağımın morardığını tahmin ettim. Yüzündeki sinirli ifadeyle bunu onayladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanındayım {Daddy}
Dla nastolatków"Ve her ne olursa olsun ben senin tarafındayım." Uyarı: Daddy Issues ve Öğretmen-Öğrenci ilişkisi içerir. Başlangıç:22.04.2021