Gelin odasında aynanın karşısına geçtim. Gözlerimi açıp kendime bakmaya cesaretim yoktu. Saatler boyunca özenerek saçlarım yapılmış, makyajım yapılmıştı. Üstümdeki gelinliğe çok fazla para verilmişti. Bunların hepsinin karşılığında ise benim gençliğim ve hayatım alınmıştı.
Gözlerimi açtığımda aynadaki görüntümle burukça gülümsemeye çalıştım. Gerçekten gelin olmuştum. Gelinliğin boynumun oradaki kısmı nefesimi kesmeye başladığında yanımdaki küçük masayı tutarak nefes almaya çalıştım. Astımım şimdi tutamazdı. Adımlarımı pencerenin önüne atarak nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Nefesim yavaş yavaş düzene oturmaya başladığında kapı çalındı.
''Kim o?''
Kapının arkasındaki sesi duymamla hafifçe iç çektim.
''Benim, güzelim.''
İlyas gelmişti. Hızlıca aynanın önüne adımlayarak gayet normal gözükmeye çalıştım. İlyas çok iyi bir adamdı ve onu üzmek istemiyordum. Kendimi düzelterek kapıya döndüm.
''Gelebilirsin.'' Dedim.
Kapı açıldığında içeriye damatlığıyla İlyas girdi. Beni gelinlikle görünce yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.
''P-Peri gibi olmuşsun.''
Söylediği cümleyle hafifçe gülümseyerek kafamı eğdim. O da bu sıra da yanıma geldi. Ardından ellerime uzandığında, ellerimi tutmasına izin verdim.
''Sana haksızlık ediyormuş gibi hissediyorum.'' Dedi.
Ve ekledi,
''O kadar güzelsin ki ben seni hak ediyor muyum? Bilmiyorum.''
İlyas'ın konuşmasıyla hafifçe tebessüm ettim. Evet belki o hayalimdeki eş, gerçekten sevdiğim adam değildi ama beni gerçekten seven, çok iyi bir adamdı. Bu yüzden onunla evlenecektim. Onu şu anda sevmesem bile evliliğimizin gerçek olması için bir şans verecektim. Belki de zamanla ona aşık olacaktım. Bilmiyordum... Tek bildiğim şey karşımdaki adamı mutlu etmek istediğimdi. Sağ elimle, sol elini tutarak gülümsedim.