Biraz geç oldu çook özür
Umarım seviyorsunuzdur kurguyu Belirtirseniz sevinirim
"Her şey tam mı kontrol edin sonra geri dönemeyiz." diyen Sıla'ya baktım ve elimde ki listeyi açıp ona gösterdim. "Buradaki tikleri görüyorsun değil mi? Her şeyi yanımıza aldık artık rahatlar mısın?"
"Sarı kuşum ben çok heyecanlıyım ya hani bu yüzden eksik bir şey olsun istemiyorum."
"Sanki ilk defa gidiyoruz Sıla." diyerek yanımıza geldi İdil. "Hem sen niye bu kadar çanta aldın? Bir tane neyine yetmedi?"
"Her şeye hazırlıklı olmak zorundayım. Nerden biliyorsunuz orada kaybolmayacağımızı sonra da kurtlar tarafından kaçırılıp yenmeyeceğimizi?"
Hepimiz Sıla'ya göz devirip bahçede duran otobüse yerleşmek üzere yürümeye başladık. O sırada yanımıza koşarak gelen Efe'yi gördüm.
O kadar hızlı geliyordu ki bir ara ayakları birbirine dolanacaktı. Yanıma geldiğinde iki kolumdan tutup arkama geçti. Onun arkasından gelen Rüzgar'ı yeni görüyordum.
"Hazal çekil aradan şu kulaklık hırsızıyla görülmemiş hesabım var!"
Rüzgar sinirli bir şekilde arkamda saklanan Efe'ye bakıyordu. Ne yaptı ki bu kadar sinirlendirdi mağra adamını?
"Ne yaptın yine Efe?" diye sordum bıkkınlıkla. "Bugs bunny'im sadece kulklığı airpods gibi görünsün diye kablolarını kestim ama sırf iyi niyetimden yani."
"Ben senin iyi niyetine de sana da..." derken üzerime yürüdü. Arkamda saklanan Efe bir anda arkamdan çıkarak deli danalar gibi bağırıp koşmaya başladılar.
Onlara herkes gülerken yanımıza Doruk, Deniz ve Emre geldi.
Doruk, "Naber kızlar ve sevgilim?" diyerek İdil'in omzuna kolunu attı. "Hazır mısınız kampa?"
"Çok hazırız eniştecim. Hatta baya hazırız." dedi Sıla büyük bir sevinçle.
"Onu görebiliyoruz." dedi Emre çantaları gösterirken. "Ee hangi otobüstesiniz siz? Biz üçüncüyle gidecekmişiz."
"Bizde." dedi Deren. "Fazla vakit kaybetmeden binelim yoksa kamp başlamadan bitecek."
"Aynen." dedi İdil. Beraber yürüyerek hepimiz üç numaralı otobüse bindik. En arka her zaman tercihim olmuştur. Kimse gelmeden cam kenarına geçtim. Kafamı cama yasladım ve öylece otobüslere binmeye çalışan öğrencileri izledim.
Yanımda bir hareketlilik olunca kafamı çevirdim, Efe'nin oturduğunu anladım.
"Kurtuldun mu mağra adamından?" dedim gülerek.
"Bir şekilde kandırdım diyelim." Sohbetimiz devam ederken telefonumdan gelen bildirimle susutuk.
Whatsapp'ı açtığımda mesajın anonimden geldiğini görüp sohbetimize girdim.
Anonim: Öyle gülme yoksa her an kendimi açığa çıkarabilirim.
Hazal: Efe'den mi kıskanıyorsun beni
Hazal: Yok artık!
Anonim: Seni her Allah'ın kulundan kıskanıyorum sarışın
Anonim: Tek bana gül kimse görmesin senin gülüşünü istiyorum
Efe telefona bakmak için beni ezerken ona göstermemeye çalışıyordum. Şuan da aramızda bir katliam vardı.
"Ya versene kızım ne yazmış bizim ki? Hiç göstertermiyor zaten. Bakim mi bugs bunny'im? Hadi hadi n'olur."
Yanımızda oturanlar bize siz iflas olmazsınız bakışları atarken elimdeki telefon düşmesin diye uğraşıyordum.
Düşerse annem benim ağzıma ederdi.
Anonim: Lan Efe kalk kızın üstünden
Anonim: ALLAH'IM DELİRECEĞİM
Bir taraftan nesajları okuyordum bir taraftan da Efe'yle ilgilenmeye çalışıyordum. Büyük bir savaştan sonra hem otobüs kalkmış hem de Efe elimden telefonu almıştı.
"Ya versene Efe!" Beni duymuyordu resmen ya. "Dur bir bugs bunny." Tek eliyle beni engelliyor bir taraftan da bir şeyler yazıyordu. "Ne yazıyorsun sen?"
Yazacakları bitmiş ki bana geri verdi telefonu. Hemen yazdıklarını okuyayım dedim ama silmişti pislik.
"Siz niye debeleniyordunuz Allah aşkına arkada?" Deren ve Sıla önümüzdeki ikili koltuktan arkalarına dönmüş bize anlamazca bakıyorlardı.
"Yok bir şey Sılasella. Birileri mesaj meraklısı da."
Sıla ve Deren anladıklarını belirtircesine kafa salladıktan sonra önlerine dönmüşlerdi.
"Efe, niye siliyorsun yazdıklarını?"
"Bizim aramızda özel bir konuşmaydı sadece. Hem benim çok uykum geldi. Ben Emre kuşumun yanına gideyim. Sen de uyu."
Birden ne oldu ki şimdi? Efe yanımdan kalkarken çokta umursamayarak kafamı cama geri yaslayıp yolculuğun keyfini çıkardım.
Biraz sonra uykusuzluktan gözlerim ağırlaşırken tek hissettiğim yanıma birinin gelip kafamı omzuna koymasıydı.
***
Kızların başımda konuşmasıyla gözlerimi araladım.
"Sonunda be uykucu. Hadi herkes dışarıda artık çıkalım şu havasız yerden." Deren'in sitemleriyle çantamı omzuma taktım telefonumu da siyah kotumun cebine koyduktan sonra otobüsten çıktık.
Herkes çadırlarını kurmak için yer ararken Doruk'un bize el sallayarak yanında ki olan boşluğu gösterdi.
"Gelin buraya kurun çadırı." Yanlarına doğru ilerlerledik. Sıla yine konuşmaya başladı.
"Bir an bu koca yerde bizim çadır kurmamız için yer kalmayacak sandım. Çok iyi oldu böyle yan yana olmamız. Hem Efe'den de uzak kalmayız. Aslında bir bakıma da kötü çünkü..." devam etmesine izin verilmedi.
"Kızım sen susmayı bilmez misin? Otobüste de vır vır konuştun. Hiç mi çenen yorulmuyor?" Bunu söyleyen tabii ki mağra adamı Rüzgar'dı.
"Sanane be. İstediğim gibi konuşurum ben. Hem çok konuşmuyorum ki. Yoksa konuşuyor muyum?"
Deniz bıkmış bir şekilde "Kızlar artık çadırı mı kursanız diyorum. Herkes neredeyse bitirdi." dedi. Eh haklıydı tabi.
"Evet Deniz haklı. Hazal sen internetten bak şu çadır nasıl kuruluyormuş?" Bunu söyleyen Deren aynı zamanda çadırı açmaya çalışıyordu.
"İnternete ne gerek var burada Emre Selek varken. Çok ayıp Deren."
Onları umursamadan çadırı nasıl kurmamız gerektiğine bakmak için telefonumu açtığımda bir mesaj vardı.
Anonim: Seninle olan bir hayalimi gerçekleştirmiş oldum sarışın
Sizce anonim neyden bahsediyor?
Efe ve anonim ne konuştu?
Sonra ki bölüm hızlı bir şekilde gelecek heyecanla bekleyin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışın || Texting
General FictionBilinmeyen Numara: Sen beni koca diye evine al Bilinmeyen Numara: Senin sözünden çıkmam valla bak Bilinmeyen Numara: Hanımcılık kazanır Bilinmeyen Numara: Hem senin gibi sarı sarı çocuklarda yaparız Bilinmeyen Numara: Hayali bile güzel anasını satıy...