41 kere maşallah diyerek başlayalım o zaman bu bölüme ❤
Çocukluk aslında çok bilemediğim bir kavramdı. Ailem evet güzel, eğlenceli olabilirdi ama geçmişin her şeyin üzerine çekilmiş bir toz gibi üzeri örtülmüştü.
Abimin tam ergenlik yılları 13, 14 yaşları... Bense daha 9, 10 yaşlarımdaydım o zamanlar. Baban yurt dışına gitti bize para getirecek derdi annem hep ama sonra anladık ki öyle değilmiş.
Annem ve babam boşanma evresindelerdi. Babam artık eve uğramaya tenezzül bile etmiyordu. Evet bizimle ilgilenirdi ama işin ucunda annemi görmek, konuşmak olunca kaçardı.
O yüzden çocukluğumda çok eğlenememiş, arkadaşlarıma her zaman imrenmiştim. Okul çıkışı babaları ellerinden tutar bir yere götürürdü, ertesi sabah onu bize ballandıra ballandıra anlatırlardı.
Annem ise çok çalışırdı, ev hanımı değildi. Bir süpermarkette tüm gün çalışırdı, eve akşam saat 22.00 gibi anca gelebiliyordu.
O zamanlar şimdiye gelene kadar su gibi akıp geçmişti ama hala travma gibi bir şeydi bende. O yüzden bu gece o anıların canını çıkaracaktım.
"Evet arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz şimdi her kesin çok merak ettiği korku tüneline binecek ve neler yaşayacağız göreceğiz." Efe yanımda telefonunu havaya kaldırmış youtube videosu çekiyordu aklınca. Dikkat çekmek istiyorum 'aklınca'.
"Bakın yanımda Hazal Kaya var evet, o benim bugs bunny'im." Efe saçmalamaya devam ederken Deniz'in yanına yürüyüp koluna girdim.
Bu hareketimle gülümseyip beni daha da sarmladı. "Korkarsın sen."
Korkacağımı biliyordum ama bu eğlenceyi kaç defa yaşayabilirdim ki?
"Biliyorum." diyerek itiraf ettim. "Ama çok da istiyorum binmeyi."
Deniz muzip bir ifadeyle bana gülümsedi. "Korkarsan sarılırsın bana, bende korkarsam sarılırım sana."
Koluna bir tane patlattım.
"Fırsatçı." Bilet sırası sonunda bittiğinde hepimizin ellerinde bir kaç tane bilet ilk önce neyle başlayacağımıza karar vermeye çalışıyorduk.
"Bence ilk gondola binelim." İdil'in fikri çoğunun hoşuna gitmişe benziyordu.
"Gerizekalı ben ilk önce korku tüneline gireceğiz demedim mi?"
Efe düşüncelerini bir şekilde ikna ettirmeyi başarmış ve biz şuan tünelin içerisinde vagonlara binmiş yavaşça hareket ediyorduk.
Tekerleklerden çıkan cızırtılı ses, duvardaki kan lekeleri ve leşler ürkütücü görünse de kendimi buranın gerçek olmadığına inandırıyordum.
"Allah'ın cezası Efe sen bu şehre beni sınamak için geldin zaten."
Rüzgar arkamdan Efe'ye söylenirken önümde oturan Efe ona döndü.
"Göt korkusundan binmemek için itiraz etmek te biraz ötleklik gibi ha?"
Efe, Rüzgar'ın öfkesini aşındırırken birden çıkan uğlama sesi ve tam olarak Rüzgar'ın kafasının üzerinden geçen bir iskeletle bağırması birdi.
"Efe ben senin aklını sikeyim yook öyle olmaz ben Efe'ye uyan aklımı da sikeyim. Hatta bizi buraya getiren Deniz'i de bir güzel sikeyim."
Rüzgar'ın ani küfrü trendekileri şaşkın bir nidaya sokarken ayıplayan bakışlar altındaydık.
"Bana niye bulaşıyorsun oğlum?" Deniz yakınırken Rüzgar'ın arkasında oturan adam,
"Ne küfredip duruyorsunuz? Biz buraya sizi dinlemeye mi geldik yoksa korku tüneline mi anlamadım. Hayır bu yeni nesil nereye gidiyor anlamıyoruz ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışın || Texting
General FictionBilinmeyen Numara: Sen beni koca diye evine al Bilinmeyen Numara: Senin sözünden çıkmam valla bak Bilinmeyen Numara: Hanımcılık kazanır Bilinmeyen Numara: Hem senin gibi sarı sarı çocuklarda yaparız Bilinmeyen Numara: Hayali bile güzel anasını satıy...