5.0

4.5K 205 57
                                    

Selam, geç olduğu için kusura bakmayın ama sınavım vardı anca atabiliyorum...

Medya: 50. bölüm şerefine 

Başlayalımmm


Deniz Olgaç (Bir kaç saat önce)

Hava artık tamamen kararmıştı ve biz karakoldan yeni çıkabiliyorduk. "Ya aklım almıyor aklım! Daha saatler öncesine kadar yanımdaydı of." 

Karakola gidince de bir şey değişmemişti tabii

24 saot goçmodon hoçbor şoy yopomoyoz

"Kardeşim bir sakin ol bulacağız Hazal'ı." Doruk beni sakinleştirmeye çalışırken sakin olamıyordum aksine daha da öfkeleniyordum kendime karşı.

"Benim yüzümden oldu, ben gidelim dedim işte olana bak! Salak kafam benim, mal kafam." Kafama vurmaya başlayınca Efe ellerimi sertçe tutup kendine çekti.

"Sen böyle yapınca Hazal'ı bulacağız mı sanıyorsun Deniz? Artık bir sakin ol ve kim kaçırmış olabilir düşünelim." Sonra Deren'e döndü.

"Güzelim senin bildiğin bir şey var mı? Hazal son zamanlarda bir olay bir şey anlattı mı hiç size?" Deren kafasını iki yana salladı.

"Hiçbir şey söylemedi bize, düşmanı olduğunun haberi yokmuş anlaşılan." İdil de otururken banka nefesimi verdim gökyüzüne doğru.

"Arkadaşlar." Emre'nin sesiyle hepimiz oraya döndüğümüzde elindeki telefonu hepimizin görebileceği şekilde tuttu ve konuşmaya başladı.

"Aslında size söylemesem de benim bir tahminim vardı. İnternette ki yazılar da tahminimin yüzde doksan doğru olduğunun kanıtı. Ali Tufan, Tufan şirketinin tek veliahtı. Hastanede sinir hastalıkları bölümünde yatıp çıkmış. Annesi babası ayrı ayrı yaşıyor ve o babasıyla kalıyor. Ona bakılırsa Antalya da Hazal'ı yere fırlatmıştı, seni dövmüştü. Bunlar zaten şiddete meyilli olduğunu gösterir. Yani demem o ki Hazal'ı kaçıran ve onun tek düşmanı olabilecek kişi Ali." 

Tabi ya! Çok mantıklıydı!

Şimdi ebeni siktim Ali

"Abi biz bunu nasıl atlarız?" Efe'nin ellerini yanaklarına koyup şaşkın nidasını izleyecek durumda olmadığımdan aklıma gelen dahiyane fikri onlarla paylaştım.

"Ali'nin evine gidelim." Rüzgar telefondan kafasını kaldırıp bana döndü. "Saçmalama, evine götürecek hali yok ya!"

"19 yaşında biri eğer bir insan kaçırırsa nereye saklayabilir acaba? Tabii ki evine götürmüştür." Sıcaklamış olacak ki tişörtünü çekiştirdi.

"Hayır Deniz atladığın şey bu çocuk dünya zengini. Belli ki bu planlanmış bir şey ve Ali'ye iletişime geçmeden yapamayacağımız bir şey." Ellerimi teslim olmuş gibi kaldırdım.

"Evet sizi dinliyorum." O sırada bir telefon zili sardı etrafı. Cebimden geldiğini anladığımda çıkardım. Herkes telefona bakarken bilinmeyen bir numaranın görüntülü aradığını anladım.

Kimsenin fikrini sormadan parmağım yeşil tuşa gitti ve açtım.

Bir kaç saniye sonra karşıma çıkan görüntü de sokuk herif vardı. "Merhaba Denizcim nasılsın? Görüyorum ki üzgünsün ne oldu, Hazal'ı bulamadın mı yoksa?" 

Ben bu piçin ağzına sıçardım ben ama!

"Lan şerefsiz it sen yürek mi yedin? Hazal'ı kaçırmak ne gerizekalı. Seni bulayım eşek sudan gelinceye kadar nasıl dayak yenilirmiş öğreteceğim ben sana sen bekle." Arkamdan Efe sövmeye başladı bu sefer.

Sarışın || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin