2.1

11K 456 81
                                    

Hazırsanız anonimimizin ve Hazal'ın buluşmasını okuyabilirsiniz.

Yorumlarınızı çok merak ediyorum umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi de unutmayın.

Hazal: Geliyorum yoldayım

Anonim: Sabırsızlıkla bekliyorum

Anonimin mesajıyla daha hızlı yürümeye başladım. Onu çok ama çok merak ediyordum.

Sokak boyunca hızla koşarken sonunda sahile gelmiştim. Sahilde havanın güzel olmasından kaynaklı baya kişi vardı. Hangisi nasıl bulacaktım?

Hemen cebimdeki telefonu aldım ve sohbetimize girdim.

Hazal: Nerdesin?

Hazal: Çok kişi var seni göremiyorum 

Anonim: Onca kişi arasından sadece seni görebiliyorum

Anonim: Sana dediğim gibi

Anonim: Senden başkasına kör bu gözlerim

Yanaklarım yine kızarmıştı işte. Allah kahretsin ya. Ben yanına nasıl gidicem şimdi?

Anonim: Elimi sallıyorum havada

Kafamı telefondan kaldırıp baktım. Arkası dönük kolunu havada bir sağa bir sola sallayan biri vardı.

Siyah bir kot giymişti. Üzerinde uçuşan kahve tonlarında ki ekose desenli ceketiyle buradan bile dikkat çekiyordu. Saçları hafif dağınık olduğundan rüzgarda savruluyordu.

Hazal: Gördüm

Anonim: Yanıma gel ve gözlerini kapat

Kıkırdadım ve ona doğru yürüdüm.  Boyu uzun gibiydi. Yani sanırım.

Yanına geldiğim an gözlerimi kapattım. Bakmayacaktım. Saygı duymalıydım. Yavaşça dudaklarımı kıpırdatıp konuştum.

"Geldim anonim. Merak etme gözlerim kapalı." Hafif kıkırdadı. Kıkırdaması...güzeldi.

Elimdeki telefon titreyince anonime bir saniye bile bakmadan elime çevirdim bakışlarımı.

Anonim: Konuşamıyorum

Anonim: Şuana kadar sustuklarımı sana yazarak anlatmak çok zor olacak

İç çektim. Hâlâ arkasında ayakta durduğumu fark edince konuştum. "Yanına oturmak istiyorum. Yardım eder misin? Gözlerim kapalı da."

Bir kaç hışırtıdan sonra koluma bir el deydi. Beni çekti ve otutturdu. Burnuma gelen kokuyla gülümsedim. Nane ve odun kokusunun karışımı gibiydi ama değil gibiydi de.

Birden google translate'in robot sesi doldurdu kulaklarımı.

"Kokun muhteşem. Sen muhteşemsin bunlar zaten gerçekler ama seni bunları söylemek için çağırmadım. Sana bazı anlardan bahsetmek ve içim dökmek istiyorum."

Usulca başımı salladım. Bu an o kadar garipti ki...

Bu sefer kulaklarımı tuş sesi doldurdu. Kıkırdadım. Bir şeyler yazıyordu.

"Seni ilk gördüğüm an kardeşimin bir piskopat, şerefsiz, tecavüzcü biri tarafından öldürüldüğünü öğrenmiştim."

Derin derin nefes aldım ağlamamak için. Bir kız çocuğuna bunu yapmak üstüne bir de öldürmek...çok kötüydü.

"O gün intihar edecektim. O kadar hızlı yürüyordum ki ölmek için can atıyorumdum adeta. Sonra sen çıktın karşıma. Bana bir adres sordun. Sana cevap bile veremedim o an nutkum tutulmuştu çünkü."

Sarışın || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin