Tekrar merhaba
Hızlıca başlıyoruz yine ve yine
Deniz'e gözlerimi ve kaşlarımı oynatarak anlamasını diledim. Ne işiniz var burada? Aynı şekilde cevap verdi. Ne bileyim Efe getirdi.
Başka bir yere gidin çabuk. Kafasını beni onaylayarak salladı ve kendisine masa bulmaya çalışan Efe'nin kulağına fısıldadı.
Efe gözlerini mekanda bizi bulmak için gezdirirken Rüzgar inadımıza yaparmış gibi en köşe masaya yerleşti. Efe bana dudak büzerek baktığında bende önüme döndüm.
"Bunların ne işi var burada yahu?" İdil'e omuz silktim ve Onları umursamamaya çalıştım. "Neyse ya sen iyi misin onu söyle." diyerek çikolata aromalı nargilemden içtim. Evet yine çikolata ve ben...
"İyiyim." dedi ama iyi değildi. "Ben diyorum hep bunlar boş iş sen üzülme gönül için." İdil alayla Deren'e söylendi. "Bunu diyen kız Efe gibi biriyle çıkıyor şuan..."
Deren İdil'in omzuna vurarak güldü. "Salak konumuz bu değil şuan."
"Ha doğru." diyerek onayladı İdil. "Durun ya ben sorumun cevabını alamadım." diyerek Sıla'nın arka masaya takılan gözlerini bu tarafa çektim.
"Şey yani... bilmiyorum." dedi sıkıntıyla. "Anlat." Deren ısrarla duygularını anlatmasını isterken bu kızları çok ama çok sevdiğimi anladım.
"Yani böyle kalp atışım hızlanıyor, zaten pek konuşamam iyice bocalayacakmış gibi hissediyorum ve ona böyle bakma isteğime engel olamıyorum. Kalbim ve mantığım çoğu zaman ters düşüyor ve onu sürekli düşünüyorum. Sizce seviyor muyumdur?"
Hepimiz ağzımız beş karış aşağıda Sıla'yı dinlerken masumluğuna içimden kahkahalar attım. "E sen abayı yakmışsın." dedik aynı anda.
"Demeyin yav" Sıla sanki hiç istemiyormuş gibi dudak bükünce güldüm. "Dedik. Hem ne güzel olur siz sevgili olsanız. Hem ben zaten sizi shipliyordum ve bu mükemmel haberi duyduğuma göre harekete geçmem gerekiyor!"
Sevinçle söylediğim şeyden sonra İdil, "Kanka az abarttın sanki, hani kız hamile değil sadece aşık." dedi. Kafamda tarttıktan sonra bende azıcık abartmış olabileceğimi düşündüm.
Ay kaç yıllık shipim gerçekleşiyor aslında şurada göbek atasım vardı.
Yalnız hatırlatmak isterim canım kendim bu işin Rüzgar'ı da var.
O zaten cepte...
"O zaman bu çocuk senin kalbini de kırdı." Deren yine zekasını konuştururken olaya farklı yönden yaklaşmıştı. "Maalesef ama bu bir gerçek ki ilk defa ruhsal olarak canım bu kadar yandı."
İçimde Rüzgar'a karşı küçük bir öfke oluşmuştu. İlk önce dinlemeliydi, anlamalıydı. "Lan ben bunu gebertirim ha. Kim oluyor da kırıyor bu senin kalbini?" Sıla hüzünle gülümsedi.
"Kalp kırışı bile o kadar mükemmeldi ki insan suçu bir an kendinde arıyor." Aha Sıla da ocağımıza sonunda düşmüştü.
"Biz halletcez sen merak etme sen de saplıktan kurtulacaksın."[Hala kurtulamayan ben..] Histerik şekilde güldü. "Ben sanmam ama neyse."
Arkama dönüp baktığımda bizimkilerin hararetli bir şekilde konuştuklarını gördüm. Deniz'den sanırım faydalanabilirdim.
Hazal: Neler oluyor sizin masada dökül bakalım
Suların Efendisi: Vaaay kullanacaksın beni ha?
Hazal: Evet
Suların Efendisi:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışın || Texting
General FictionBilinmeyen Numara: Sen beni koca diye evine al Bilinmeyen Numara: Senin sözünden çıkmam valla bak Bilinmeyen Numara: Hanımcılık kazanır Bilinmeyen Numara: Hem senin gibi sarı sarı çocuklarda yaparız Bilinmeyen Numara: Hayali bile güzel anasını satıy...