¤Miley- True Friend¤
"Dik dur biraz." Diye fısıldadı annem kulağıma. Yüzüme bir gülümseme yerleştirip sırtımı dikleştirdim. Ailecek bir kaçama- hayır bu doğru olmaz. Ailecek bir geziye çıkmak istemiş ve haftasonu için Taehyung'ların çiftliğine gelmiştik. Karşımda oturan Taehyung gülümsediğinde suratımı buruşturdum. Aynı şekilde suratını buruşturunca ikimizde kıkırdadık. Bir anda masadaki dört kişide ellerindekileri bırakıp bize döndü. Yüzüm eski ciddiyetini döndü.
"Özür dilerim"
"Özür dilerim" diye fısıldadım Taehyung'dan sonra. Herkes tekrar önüne döndü.
"Jennie sen doysun gibi" dedi annem önümden tabağını alırken. Doymamıştım demek için cesaretim olmalıydı. Bu yüzden sadece kafa salladım.
"Evet Dong Hyun ne diyordum ? Ah doğru. Çocuklar liseye başlayacaklar. Herkes zaten evleneceklerini biliyor ama artık net bir şey söyleyelim" dedi Taehyung'un babası. Babam yavaşça kafasını sallayarak onaylarken Taehyung'la göz göze geldik.
"Dediğimiz gibi olsun. Mezuniyet törenlerinden sonra düğünü yapalım" dedi annem. Elimle elbisemin eteğini avucumda toparladım.
"Ama olur mu ki öyle ? Üniversiteleri var" dedi Taehyung'un annesi. Evet üniversite var.
"İkisinin de hangi üniversiteye gideceği zaten belli. Taehyung üniversiteye geçince zaten bir ayağı Amerika'da olacak ve işlerle ilgilenecek. Jennie ise çalışmayacak. Liseden mezun olup evlenirler. İsterlerse Amerika'da otururlar. Kendi kararları" dedi Bay Kim. Ne güzel ama! Bizim kararımız.
"Biz biraz ahıra gideceğiz ininizle" dedi Taehyung ayağa kalkarken. Onayladıklarını görmek için kafamı annem ve babama çevirdim. İkisi de kafa salladı.
"Sizin hakkınız da konuşurken ne gezmeyi Kim Taehyung !?" Dedi Bay Kim.
"Bırak gezsinler. Önce biz bir konuşalım da" dedi babam. Taehyung'u hep savunurdu. Bay Kimsin beni savunduğu gibi. Lakin az önce ben deseydim babamın da buna karşı geleceğine emindim. Ayağa kalkıp yavaşça Taehyung'un yanına ilerledim.
"Geç kalmayın. Plan yapıyoruz burada"
"Siz geleceğimize net karar verin. Biz öğreniriz zaten baba" dedi Taehyung ve bana yolu gösterdi. Yan yana atların olduğu ahıra doğru yürüdük. Atlar görevliler tarafından yemek yemeğe çıkarılırken beni kaldırıp çite oturttu ve yanıma yerleşti. Sonunda ailelerden uzak olduğumuz için derin bir nefes aldım.
"O nasıl bir laf sokuştu öyle ?" Dediğimde Tae omuz silkti.
"Eve dönünce hesabını soracak."
"Yine olsa yine yapardın biliyorum" dedim omzuna omzuma vururken.
"Hadi ama Taetae moralini bozma." Dediğimde güldü ve cebinden peçete çıkarıp bana uzattı. Peçeteye açtığımda masada olan çöreklerden birini içinde gördüm ve hemen ağzıma attım.
"Sen birtanesin" dedim atlara dönerken.
"Bu konuyu..böylece kapatacak mıyız? " dedi sonunda. Neyden bahsettiğini biliyordum ama sorunlarla mücadele etmek için on numara bir kuralım vardı; Onları görmemezlikten gel.
"Ne dememi istersin ?" Dedim sinirle. Benden bir şey bekliyordu. Bir cevap ya da bir itiraz. Bense bunların hiç birini yapamazdım.
"Sen benim en iyi arkadaşımsın Nini"
"Sende benim" diye fısıldadım. Her zamanda öyle kalmasını istiyordum. Sevgilim yada kocam olsun değil. Her şeyi paylaşabildiğim, en yakın arkadaşım olarak kalmasını.
"Evlenirsek" dedi ama sustu. Elimdeki peçeteye kimsenin görmeyeceğinden emin olup yere attım.
"Onlara karşı gelebilecek kadar güçlü musun Taehyung ? Ya da kim o kadar güçlü ?" Dedim sinirle. Babalarımız yıllardır ortaktı. Ortaklıktan ziyade en yakın arkadaşlarıydı birbirlerinin. Ülkenin en büyük şirketi olan KIMs şirketini yöneten, paralarını saysalar günler alacak adamlardı. Para güç demekti. Onlar en güçlüleriydi.
"Of ne olacaksa olsun! Zaten herkes geleceğimizi biliyor. Bizi yakıştırıyorlar. Öyle yada böyle buna mecburuz" dediğinde kafa salladım
"En azından...en azından birbirimizi tanıyoruz. Benim en yakın arkadaşımsın. Bu evlensek bile eğlenebiliriz demek oluyor....dimi ?" Dedim ona dönerken. O kare gülüşü yüzünü kapladı.
"Tabi ki akıllım! Onlar evlenmemizi istiyorlar. Kabul ama en azından mutlu olacağız. İkimiz de mutlu olacağız ve hiç biri buna karışamayacak" dediğinde kafa salladım. Elini omzuma koydu.
"Merak etme. Evlendiğimiz de istediğin kadar yemek yemeni sağlayacağım"
"Evlendiğimiz de...Taetae evlendiğimizde senin için ne yapabilirim bilmiyorum...ama seninle fotoğraf çekilmeye gelirim. Hani şu çekmek istediğin yerler vardı"
"Bir şey yapmana gerek yok nini. İkimizin de mutlu olacağına emin olacağım. İkimizi de kurtaracağım ve asla ağlamamanı sağlayacağım. Sanırım bizi sadece evliliğimiz kurtarabilir ama sorun değil. Sonuna kadar buradayım"
"Biliyorum Taetae. Sonuna kadar buradasın"
Ben cidden kurgusuz yaşayamıyorum...illa yazacağım bir şeyler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high society • Taennie
ChickLitBirbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...