¤Taylor Swift-Look what u made me do¤
•
•
•"Bu da ne ?"
"Ah sevgilim. Teşekkür ederim" dedim Taehyung'a sarılırken.
"Bu bana moral olarak aldığım kahve arabası. Bilirsin kahveyi severim" dedim ve ondan ayrıldım. Şaşkın gözlerle önce okulun bahçesindeki kahve arabasına sonra bana baktı.
"İyi de ben bir şey almadım ki"
"Kartın bende veririm" dedim sessizce ve gülerek arabaya ilerledim. Şerefsiz bir de demez mi bon olmodom ko. Biliyoruz sen almadın. Sende ne gezer bu zeka
"Bana amerikano. Ayrıca bir de latte" dedim ve Rose'a döndüm. Menüye tereddütle bakıyordu.
"Sence Hoseok ne sever ?"
"Git ona sorsana!" Dedim sinirle. Bugün çok gergindim zaten.
"Yok! Onunla bir şey konuşmak için gideceğim yanına. Kahve de götüreyim dedim" dediğinde sinsice gülerek ona baktım.
"Ne konuşacaksınız ?" Dediğimde kolumu itti.
"Yaa o tipte ne öyle " dedi ve arabadaki adama döndü.
"Hımm ben cool lime ve-"
"Latte al garanti" dediğimde beni onayladı."Bana da çilekli süt. Süt laktozsuz olsun" dedi Taehyung ve bize döndü.
"Barıştık mı ?"
"Barışmak ? Tae biz küsmedik bile" dedim ve hazır olan iki kahveyi aldım. Yanından geçerken beni durdurdu.
"Diğeri kime ?"
"Ah bak Jisoo geldi. Hadi koş sahibine kuçu kuçu. İşim var" dedim sinirle ve okula doğru ilerledim. Bilekliğe bakıp gülümsedim. Bugün kıyafetlerimi giymek için eve gittiğimde çantamdan almıştım. Suga'ya vermek için.
"Chimmy!" Dedim sınıfa girer girmez. Beni görünce gülümsedi.
"Tae bana kahve arabası yollamış moral olsun diye. Bende iki kahve kaptım. Al latte" dedim ve bardağı ona uzattım. Bardağı aldığında gözleri bileğimdeki bileklikte durdu. Kahve elleri arasından kayıp masaya düştüğünde hızla ayağa kalktı.
"Kahretsin!" Dediğinde bardağımı yan masaya bıraktım.
"Hey sakin üzerine geldi mi ?"
"Y-yok ben iyiyim. Gelmedi. Sıraya sadece" dediğinde çantama koştum ve mendil çıkarıp ona getirdim. İkimiz de kahve içinde kalan masayı silmeye başladık.
"Neye şaşırdın öyle ?"
"Sadece dikkatsizliğime geldi Jennie." Dediğinde kafa salladım. Masa tamamen bittiğinde ona elimi uzattım.
"Hadi gel beraber kahve almaya gidelim. Döküldü senin ki"
"Yok ya. Gerek yok" dediğinde gözü tekrar bileğime çevrildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high society • Taennie
ChickLitBirbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...