¤ Sia- Cheap Thrills¤
•
•
•"Öhm öhm. Jeon Jungkook, Kim Namjoon ve Kim Taehyung" dediğimde üçü de bana döndü.
"Arka bahçeye gidelim. Konuşmalıyız" dediğimde üçü de kalktı. Lisa zaten Rose'la kalacaktı bunu konuşmuştuk. Jin de ayağa kalktı.
"Beni çağırmana gerek yok ben gelirim" dedi ve beni kolumdan tutup sınıftan çıkardı.
"Seni çağırmaya sebebim vardı" dedim koluna girerken. Yan yan bana baktığında güldüm.
"Aslında Joon'u da bu işe kalmayacaktım ama bana bir zeka küpü lazım"
"O benim işte"
"Doğru bu grupta entrikaya çalışan tek beyin bizde" dediğimde yumruklarımızı tokuşturduk. Arkada hep beraber toplandık.
"Evet şimdi gelelim konuya."
"Yalnız hızlı olursak öğlen bir basket maçım var" dedi Jin. Göz devirdim.
"Cidden beynin entrikaya iyi çalışıyor ama çok boşsun" dedim ve üçlüye döndüm.
"Olay Bay Kim"
"Jennie babamı öldürmeyeceğiz. Kimseyi öldürmeyeceğiz çünkü katil değiliz biz" dedi Taehyung hızla. Kafamı iki yana salladım.
"Merak etme onu öldürmeyeceğiz çünkü bir plan yaptım ve bu sefer on numara bir plan. Belgeler bile hazır" dediğimde hepsinin kaşları çatıldı
"Size belgeleri tek tek anlatmayacağım ya da planı. Sadece bana yardım lazım. Bu sabah magazinde fotoğraflarımız çıkınca babam beni aradı ve barıştığım mi gibisine konuştu"
"Bir dakika siz kavga ki ettiniz ?" Dedi Jin. Ona döndüm.
"Hayır kavga değil. Sadece nişan attık ama şimdi sorun yok. Artık konuya dönebilir miyim !?" Dedim sinirle. Ay en nefret ettiğim şeydir lafımın bölünmesi ve Jin bunu çok iyi bildiği için sırıtıyor!
"Devam et canım"
"Güzel! Jk bana adam lazım. Bu konuyu sessiz halletmemiz gerektiği için bir tek sana güvenebilirim...baban bilmese iyi olur"
"Neden ?"
"Çünkü baban yapacağımız şeyi onaylamaz Jungkook" dediğimde kafasını iki yana salladı.
"Babam için önemli olan iki şey var. Ben ve Rose. Yani ne istersek yapar" dediğinde iç çektim. İşte baba vardı bir de bizimki gibi denyolar vardı.
"Tamam çok kişi olmasına gerek yok. Göz korkutsun yeter ama dikkatte çekmesin"
"Peki ben ne yapacağım? " Dedi Taehyung. Ona dönerken gülümsedim.
"Sen sadece JK ile kal ve dediğim saatte şirkette ol yeter"
"Peki ben? " Dediğinde gözlerim istemeye istemeye Taehyung'dan Namjoon'a kaydı.
"Öğlene kadar dersi ekelim dicektim. Belgeleri seninle bir kontrol edelim" dediğimde kafa salladı.
"Ay çok heyecanlı! Ya ben ben ?"
"Sen öglen ki maçına odaklan ve lütfen kendi potana atma" dediğimde Jin hariç hepimiz güldük.
"Halledelim bu işi" dediğimde hepsi onayladı. Taehyung beni kendine çekti.
"Zarar vermeyeceğiz dimi ?"
"Kısmen"
"Onu öldürmeyeceksen ne yapacaksın?"
"Taehyung zenginlerin paradan çok düşündükleri tek bir şey var. Oda itibar"
"Sana güveniyorum bebeğim" dedi ve saçımı öptü. Gülümsedim.
"Güven. O ite şeytanla dans edilmeyeceğini göstereceğim"
•
"Kyong Min ?" Dedi Jin. Kız kocama gülümsedi ve elini uzattı. Jin şaşkınlıkla elini tuttu
"Selam Jin. Adil bir maç olsun"
"Ama nasıl ?"
"Yani.. hile yapmazsan olur sanırım"
"Hayır yani sen nasıl ?"
"Tanrı aşkına hadi başlayın" diye araya girdim çünkü belli ki Jin kendini rezil etmeye devam edecekti. Jin'i kolundan tuttup sahaya çektim.
"Kafayı mı yedin? "
"O instadaki kız Kyong Min'miş"
"Fark ettim Jin. Hadi şu maçı al" dedim ve bizimkilerin yanına koşup oturdum. Tae bir yanımdayken Jimin ve Suga öteki yanımdaydı.
"Sana bir şey söylemem lazım" dedi Jimin kulağıma eğilip. Ona döndüm. Tekrar kulağıma eğildi.
"Kafayı yiyeceğim dünden beri seninle konuşmak istiyordum!! Agustd aslında Suga'ymış! Bana kimseye söyleme dedi ama dayanamadım"
"Biliyorum zaten bunu"
"Ne? Nasıl bana söylemesin!" Diye bağırdığında herkes bize döndü. Suga ne konuştuğumuzu tahmin edince alayla güldü ve önüne döndü."
"Çünkü bana da kimseye söylemedi dedi! Ayrıca ben öğrendiğimde sizi bilmiyordum" diye fısıldadım. Tekrar kulağıma eğildi.
"Amerika'dan dönmesine izin vermezse babasını kimliğimi ifşa ederim diye tehdit etmiş. Babası rap yapmasını boş bulmuş ve insanlara ne derim diye düşündüğü için kabul etmiş!"
"Oh bak bunu bilmiyordum" dediğimde bana bakıp kocaman olmuş gözleriyle yavaş yavaş kafa salladı. Ciddi hali bile tatlı olduğu için gülümsedim.
"OOOOO ŞAMPİYON KIM SEOKJIN!" Diye bağırdı Lisa. Ona baktığımda Jungkook'un omzularındaydı
"KIM SEOKJIN"
"KIM SEOKJIN" diye ritim tutmaya başladı bizimkiler. Kendi aramızda bir birbirimize sataşsak da dışarıda hep birbirimizi savunuyorduk. Bu basit zevkleri, ufak detayları seviyordum. Gülerek Jimin'e baktım.
"Buna sevindim. Yakında ikinizi de kabullenecek"
"Umarım eder çünkü bizimkiler kabullendi bile" dediğinde bu sefer ben şaşırdım.
"Cidden mi ?" Dediğimde hızla kafa salladı.
"Buna çok sevin-"
"Jin yanlış! YANLIŞ TARAFA GİDİYORSUN!!" Diye bağırdı Taehyung. Hızla sahaya döndüğüm de Jin'in kendi potasına koştuğunu gördüm.
"Cidden ne aptal ama!" Dedi Namjoon sinirle ve Jisoo'nun yanına oturdu. Eh cidden maçı kimin kazanacağı belliydi.
"İndir beni Kook. Buna tezahürat yapmak istemiyorum" dedi Lisa. Zavallı Rose ve Hoseok hala Kim Seokjin diye bağırıyordu. Gülerek Jimin'e döndüm ve kulağına eğildim.
"Merak etme. Gerekir Bay Min'le de uğraşırım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high society • Taennie
ChickLitBirbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...