¤Ivan B- Lost¤
•
•
•Lisa
"Jennie ben okuldayım. Mekanın yedek anahtarı nerede ?" Dedim. Başım döndüğü için masaya tutundum.
"Bizim odada çekmece de duruyor da Lisa bir sorun mu var ?" Dediğinde derin bir nefes aldım ve çekmeceye doğru gittim.
"Hayır..bendeki evde ve eve gitmek istemiyorum" dedim ve anahtarı kapıp hızla okuldan çıktım.
"Lili emin misin ? Gelmemi ister misin? Hemen uçağa binebilirim"
"Sen eğlenmene devam et. Yalnız olmak daha iyi emin ol. Ben de tüm erkekleri sikeyim" dedim ve telefonu kapatıp arabaya bindim. Telefonumu yan koltuğa atıp arabayı çalıştırdım ve mekanımıza sürdüm.
Arabayı mekanın girişine çektiğimde başka araba yoktu. Kimsenin olmamasına sevindim ve içeri girdim. İçkilerin olduğu dolaba ilerledim ve bir şişe alıp koltuğa oturdum. Işıl ışıl Han nehrine baktım. Sikeyim hepsini.
Şişeyi kafama diktiğimde zaten dönen başım dönmeye devam etti. Kahkaha atıp bir kaç yudum daha aldım ve çalan telefonumu duvara fırlattım.
"Siktirin gidin hepiniz" diye bağırdım ve koltuğa uzandım. Şişeyi tekrar kafama diktim. Roae'u istiyordum ama o psikopat kesin paniklerdi. Jennie'yi istiyordum ama o da şuan saatler uzaklardaydı. Namjoon.... keşke yanımda olsaydı ama kimseyi çağıramayacak kadar gururluydum. Kapı açıldığında kafamı koltuktan kaldırdım ve hızla oturur pozisyona geçtim.
"Jk"
"Sonunda Lisa. Seni arıyordum" dedi ve koltuğa yanıma oturdu. Gözleri üzerimde gezindikten sonra hırkasını çıkarıp bana verdi.
"Bu hava da deli misin sen ? Şömineyi yaksaydın ya" dediğinde üzerime hırkayı geçirdim.
"Neden geldin ?" Dediğimde bir sessizlik oldu.
"Jennie aradı" dedi sessizce. Oflayıp tekrar koltuğa yattım ve ayaklarımı dizlerine uzattım. Bu yüzden Jennie en yakın arkadaşımdı.
"Ne oldu böyle ?"
"Hiç bir şey" dedim ama elimden şişeyi alıp içti. Gözlerim onu buldu. Üzerindeki siyah pantolon ve bol tişörte baktım.
"Sadece soğuk" dedim. Şişeyi bırakıp ayaklarımı tuttu ve kenara koydu. Yavaşça yerimden kalktım ve şömineyi yaktı. Geri oturduğunda ayaklarımı tekrar kucağına koydu.
"Endişelendirdin beni. Neden açmadın telefonunu ?" Dediğinde telefonumu fırlattığım yeri gösterdim.
"O kırıldı" dedim gülerek. Kafasını iki yana sallayıp iç çekti ve şişeyi tekrardan aldı. Ayaklarımı çekip dizlerimin üzerinde durdum. Şişeyi tutan elinin üzerine elimi koydum ve şişeyi alıp kafama diktim.
"Jungkook neden bana bakmıyorsun? " Dedim sessizce. Gergin bakışlarını tam karşıda tutuyordu.
"Jungkook...Bana bak" diye fısıldadım. Gözlerini üzerimde tuttu. Çenesinden tutup yere eğdiği kafasını kaldırdım. Göz göze geldiğimiz de kafamı yana eğdim.
"Jungkook sence ben güzel değil miyim ? O yüzden mi bana bakmıyorsun ?" Dediğimde çenesinde ki elimi tuttu.
"Sen güzelsin. O kadar güzelsin ki sana bakmak benim için" dedi ama sustu. Ellerinin arasında ellerimi çektim.
"Bana neden böyle yaptı Jk ?" Dediğimde kaşları çatıldı.
"Ne yaptı ?" Dediğinde kafamı iki yana salladım. Göz yaşları yanaklarım aktı.
"Lisa biri sana istemediğin bir şey mi yaptı ?" Dediğinde gözlerimi yere indirdim. Kollarımı tutup beni sarstı.
"Kim o Lisa? " Diye bağırdığında kollarımı çekmeye çalıştım ama beni bırakmadı.
" Şerefsiz mi ?" Dedikten sonra beni bıraktı ve ayağa kalktı. Gideceğini anladığım için koluna yapıştım.
"Gitme...ben yalnız kalmak istemiyorum" dedim. Olduğu yerde bir kaç saniye dikildikten sonra iç çekti ve yanıma oturup beni kendine çekti. Kafamı boynuna gömdüm ve ağladım. En çok buna ihtiyacım olduğunu da o zaman anladım.
"Beni sevsene" diye fısıldadığımda elini saçlarıma götürdü.
"Sen zaten seviyorum" dedi sessizce. Dudağımı dişledim. Jungkook hep benim yanımda kalsana. Kafamı kaldırıp ona baktım.
"Bugün berbat bir gün" dediğimde kafasını iki yana salladı.
"Sorun yok hala beraberiz. Güzelleştirebiliriz" dediğinde kafamı salladım.
"Hadi güzelleştirelim" dedim ve dudaklarımızı birleştirdim. O anı hareketimle bir kaç saniye kalsa da kucağına oturduğumda bana karşılık verdi. Dudaklarım bir saniyeliğine ondan ayrıldığında tişörtünü çıkardım. Dudaklarım boynuna doğru inerken kafasını koltuğa bastırdı ve iç çekti.
"Lisa yapma" dedi fısıldadığında köprücük kemiğini öpüyordum. Ellerini tutup belime koydum.
"Lisa sarhoşsun" dediğinde durdum ve kendimi ona bastırarak kulağına eğildim
"Hiç bir şeyi bu kadar istemedim" diye fısıldadığımda beni kalçamdan tutup kaldırdı ve sırtımı koltuğa bıraktı.
"Emin misin ? Be-ben pişman olma-"
"Olmayacağım. Siktir sadece devam et Kook" dedim ve onu kendime çektim.
•
"
Annem...babamdan önce evlendiği kişi yani gerçek babam. Annemi sürekli aldatırdı. Sürekli de anneme yakalanırdı. Sonunda annem ondan ayrıldı" dedim hıçkırıklarım arasından. Üzerimize örttüğü battaniyeye daha çok sarıldım.
"Henüz çok küçüktüm. Ne olduğunu bile anlamasam da annem yıkılmıştı. Boşanmadan sonra çok bocaladı. Ben..Ben hiç bir zaman onun gibi olmayacağım dedim" dediğimde bana arkamdan sıkıca sarıldı ve sırtımı çıplak göğsüne yasladı.
"O evliymiş" diye fısıldadım.
"Ne ?"
"O evliymiş. Ka-kadın bizim...bizim fotoğrafımızı çekti v-ve ben o sırada onu öpüyorum. Fotoğrafımızı çekti. Geldi ve bağırıp,çağırdı. Fotoğrafları aileme verecekmiş" dedim. Panik beni tekrar boğmaya başlamıştı.
"Beni rezil edecekmiş. Babamı bilmiyor...papaz olduğunu bilmiyor a-ama ögrenir-" dedim ama beni tutup kendine çevirdi.
"Sakın ol"
"Beni beni yollarlar Kook. Beni o katoliklerin olduğu saçma sapan yerlere yollarlar v-ve-"
"Buna izin vermeyeceğim. Halldeceğim" dedi ve baş parmakları gözyaşlarımı sildi.
"Bana güven halledeceğiz" dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kafamı salladıktan sonra beni kendine çekti. Kafamı göğsüne koydum.
"Uyu biraz. Ben halledeceğim" diye fısıldadığında kafa salladım. Derin bir nefes alırken kolumu beline doladım.
"Sensiz...çok kaybolmuştum Jungkook"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high society • Taennie
ChickLitBirbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...