¤Justin Bieber&Bloodpop- Friends¤
•
•
•TAEHYUNG
"Yani hiç Seul'de gezmedin mi ?"
"Belirli yerler hariç. Gezmeye vaktim olmadı diyelim" dedim. Henüz bir haftadır tanıdığım kıza kendini açmayacağımdan emindim.
"O zaman gidelim"
"Ne ?"
"Minik bir Seul turu. Burada oturmak sıkıcı. Hem gezerken de birbirimizi tanıyabiliriz" dedi kalkarken. Kafamı iki yana salladım. Hiç bir yere gitmiyorduk. Bu kafe gayet sakin ve sessizdi.
"Hadi ama Taehyung! Çok uzaklaşmayız. Kırma beni"
"Anlamadığın kısım birinin görme olasılığı. Kendi keyfime mi gezmiyorum sanıyorsun. Bir fotoğraf çekilse olabileceklerden haberin yok" dediğimde kafasındaki şapkayı çıkarıp bana taktı.
"Hadi" dedi ve kafenin kapısına yürüdü. Onu yalnız bırakmak etik bir davranış olmayacağı için kalkıp peşine takıldım.
"Araba-"
"Arabayla bir yere gitmeyeceğiz. Şuradan gidelim. Hadi" dedi ve bileğimi yakalayıp yolun karşısına geçti. Kalabalık sokaklara karışıncaya kadar hızla yürüdük. Minik butiklerin olduğu bir sokakta yavaşladı.
"Instagramdan beni takip ettiğinde 500'den fazla kişi takip isteği yolladı" dedi gülerek. Omuz silktim.
"Nasıl bu kadar takipçiniz oluyor?"
"Yakışıklıyım ve zenginim. İnsanların görmek istedikleri iki şey" dediğimde suratını buruşturdu.
"Bak şunlara" dedi bir anda ve koşarak bir butiğin tezgahına yaklaştı. Tavşan kulakları olan bir şapkayı yerinden çıkarıp kafasına taktı. Kulaklarıyla oynarken yüzünde oluşan şapşal ifadeye gülümsedim. Şapkamı çıkardıktan sonra bir şapka daha çıkarıp kafama taktı.
"Yaa cidden bununla bile nasıl havalı durabilirsin ? " Diye kızarak konuşunca kahkaha attım.
"Bebeğim bu b- üzgünüm alışkanlık"
"Sorun değil Tae. Bu kadar gerilme." Dedi ve şapkasını çıkarıp yerine koydu. Kartımı çıkarıp butiğin sahibine döndüm.
"Alıyoruz."
"Ne ? Hayır Tae almıyoruz" diye itiraz etti Jisoo. Ona döndüm.
"Bunları taktık! Öylece yerine mi koyacağız. Olmaz" dedim ve kartımı verdim. Kadın ikisini bizim için poşetleri koyunca Jisoo için taşıma kararı aldım.
"Kim bir butikten bir şeye baktı diye alır"
"Bakmadığım şeyleri de alıyorum ama butikten değil. Gucciden" dediğimde donakaldı.
"Dalga geçiyorsun" dediğinde omuz silktim. Sokak o kadar kalabalıktı ki bir ara Jisoo'yu kaybettim. Sokağın ortasında öylece durup etrafıma bakarken biri elimi tuttu. Jisoo'ya döndüm.
"Ya cidden seni arıyorum. Sen durmuş etrafa bakıyorsun. Şu kalabalıktan yine kaybolmadan çıkalım" dedi ve beni çekiştirmeye başladı. Sokak boyunca koşarken çarptığımız da ben insanlardan özür dilerken, Jisoo bana dönüp gülüyordu. Her şey ağır çekimde gibi hissettim. İkimiz sokakta koşarken her şey karanlığa büründü. Özgürdüm, mutluydum ve heyecanlıyım. Kalbim deli gibi atıyordu. Bir anda elimi hızla kendime çektim. Jisoo'da olduğu gibi kaldı.
"Bir şey mi oldu ?" Dedi bana dönerken. Kafamı hızla iki yana salladım.
"Gidelim artık sıkıldım" dedim ve yürümeye başladım. Sokak sahile çıktığında sahil kenarındaki bir banka oturdum. Gelip yanıma oturdu.
"Ee eğlenceli dimi ?"
"İdare eder" dedim ona dönerken. Yüzündeki kocaman gülümseme kalbimi hızlandırdı. Bu mantıklı değildi. Saçmaydı.
"Hadi fotoğrafını çekeyim. Bugünün anısı olsun"
"Gerek yok" dediğimde elimdeki telefonu kaptı ve kamerayı açtı. Kafamı iki yana salladım ve elimi kamerayı kapatmak için tuttum.
"İstemiyorum! Bugün yüzüm fazla şiş gibi"
"Ben çekerim" dedi ve ayağa kalktı. Arkamı dönmeye işaret etti. Onu dinleyip denize döndüm. Benim derdim neydi ? Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım ve deniz havasını içime çektim.
"Taehyun şuna baak" dedi Jisoo yanıma otururken. Ona döndüğümde gökyüzünü işaret ediyordu. Kafamı kaldırıp yukarı baktım. Uçağı gösteriyordu.
"Uçak işte" dedim üzerindeki Kims yazısını görmem gerilmeme sebep oldu. Her yerde karşıma çıkıyor ve sanki beni izliyordu.
"Ama ne kadar yakından uçuyor. Kims yazıyor. Oha sizin şirketin mi ?" Dediğinde omuz silktim.
"Bu havalıydı. Uçak şirketiniz mi var ?"
"Özel uçak. Şirketin Amerika'daki şubesine çok uğraşıyor. Ondan bir kaç tane var" diye açıkladım.
"Vay canına. "
"Ah..kendimi kötü hissettim. Bunu kapatalım mı ?"
"Özür dilerim" dedi sessizce. Ona döndüm. Kafasını yere eğmiş ve elleriyle oynuyordu.
"Ben sadece arkadaş olmak istiyordum. Benim yanımda rahat hisset istedim"
"Ben rahatım" dedim. Bir saat öncesine kadar rahattım. O bilindik kalemizde otururken. Şimdi ise ister istemez ellerim terliyor ve panikliyordum çünkü gülüşü çok güzeldi. Düşünceleri uzaklaştırmak için kafamı iki yana salladım
"Sadece benimle okulda tek konuşan kişi sensin. Oda ödev için biliyorum." Dedi. Evet öyleydi o yüzden bugünden sonra asla konuşmayacaktım onunla.
"Bu biraz yalnız hissettiriyor işte. Onca insanın arasında tek başıma kalmışım gibi hissediyorum" dedi. Onu anlıyordum. Onun gibi hissediyordum.
"Seni anlıyorum ama belki de sen onlardan uzak kalıyorsundur" dediğimde iç çekti. Önüne düşen saçları kulağının arkasına ittiğinde yüzü açıldı. Çekingen bakışları gözlerimi buldu.
"Bu yüzden hala arkadaş olabilir miyiz ?" Dediğinde ayağa fırladım. Ona cevap veremeden sahilden çıktım ve hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Ne oluyordu bana ? İyi değildim. Fazla mı uykusuz kalmıştım ? Neden...neden bu kadar güzel gözüküyordu gözüme? Neden bu kadar özgür hissediyorum yanında ?
Sonunda kafamı kaldırıp olduğum yere baktım. Nerede olduğuma dair bir fikrim yoktu. Kalabalık sokaklar sanki üzerime geliyordu. Yoldan geçen iki kız durup bana baktı.
"O..o Kim Taehyung değil mi ?" Dediğinde yoluma devam etmeye başladım. Kızlar adımla bana seslendi. Telefonumu çıkardım ve beni kurtaracak tek kişinin ismine tıkladım.
"Ne var kuçu kuçu ?"
"Neredesin ?" Dedim panikle. Yanındaki sesi durdurdu.
"Ne oldu?"
"Kayboldum Jen ve bir kaç kişi beni gördü. Neredeyim bilmiyorum ve peşimdeler sanırım. Ya fotoğrafım çekilirse"
"Bana konum at. Geliyorum"
"Tamam" dedim ama beni dinlemiyordu. 'Seni burada bırakmam gerek Jimin' Dediğinde duydum. Jisoo'nun yanında hissettiklerim saçmalıktı. Unutulması gereken boş şeylerdi çünkü bu Jennie'yi mahvederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high society • Taennie
ChickLitBirbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...