¤Fınneas- I lost a friend¤
•
•
•Taehyung herhangi bir tepki vermezken yerdeki çizmelerimi aldım ve kapıdan çıktım. Suga ve Jimin oradaydı. Dediği gibi hemen kapının önünde. Çizmeler elimden düşerken kendime gelmem gerektiğini biliyordum. Yüzüme düşen saçları geriye ittim.
"Jenni-"
"Ben iyiyim Jimin" dedim ve elimde hala sıkı sıkı tuttuğum şeye baktım. Hızla cebime attıktan sonra yerdeki çizmeleri aldım ve ayağıma geçirdim.
"Jennie ci-"
"Ben iyiyim" diye bağırdım Suga'ya ama o hızla çizmeyi tutan ellerimi tuttu.
"Dizlerin yara içinde. Giyme çizmeyi canın yanacak" dediğinde ellerini ittim.
"Canım zaten yanıyor. En azından kimse görmesin" dedim ve çizmeleri dizlerime kadar çektim. Streç çizmeleri dizlerimdeki yarayı kapatırken gözlerimi acıyla kapattım.
"Gidelim...lütfen" dedim ve merdivenlere ilerledim. Merdivenlerden inerken dizlerimin acısıyla yüzümü buruşturdum. Jimin bir kaç basamak indi.
"Atla sırtıma" dediğinde boğazımdan bir kahkaha kaçtı.
"Lan civciv senin kilon kaç beni taşıyacaksın" dedim gülerek ama ağlamak istiyordum. Hıçkıra hıçkıra göz yaşlarıma boğulmak istiyorum ama yapamazdım. Jimin Suga'yı hafifçe ittim ve önüme geçip ellerimi boynuna koydu ve bacaklarımdan tutup beni hızla sırtına aldı.
"Gidelim civciv" dedi ve merdivenlerden inmeye başladım. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve Suga'ya daha çok sarıldım. En alt kata indiğimizde Suga'dan beni bırakmasını istedim. Beni dinlediğinde ona tutundum ve dışarıdaki kalabalığın baktım. Derin bir nefes aldım. Dışarıya adım attığımda beni ilk gören Jin'di. Hızla bana doğru gelirken zorla ona doğru yürüdüm. Üzerimdeki kıyafetleri görünce yüzü renkten renge geçti.
"Namjoon! Jennie burada!" Diye bağırdığında kollarımı geniş omuzlarına doladım. Bana sıkıca sarıldı.
"Geçti güzelim. Buradayız." Dedi saçlarımı okşarken. Kafamı göğsüne gömdüm. Jungkook ve Namjoon koşarak yanımıza geldi ve bize sarıldılar.
"Kim yaptı bunu sana ?" Dedi Jungkook. Sesindeki öfke şuan benim öfkemden bile fazlaydı.
"Bilmiyorum" dediğimde benden ayrıldılar.
"Düşün Jennie. Sesi, gördüğün bir şey" dediğinde kafamı iki yana salladım.
"Konuşmadı, gözlerim de bağlıydı. Rose'a bakmam gerek" dedim ve ileride köşede Bana sırtı dönük olan, yere çökmüş Rose'a baktım.
"Nolur onu bulun" dedim yalvarırcasına. Yerde küllere bakıyordu. Hoseok çenesinden tutup ona bakmasını sağladığında onlara doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high society • Taennie
ChickLitBirbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...