Birbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
¤Jungkook- Nothing like us¤ • • •
"Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim" dediğimde alkışladılar. Kalabalığın arasından kırmızı saçları görünce duraksadım. Tamam geleceğini biliyordum çünkü Lisa ve Rose onu ikna etmişti ama kırmızı saç ? Tanrım beni delirtiyor.
"Keyfinize bakın lütfen" dedikten sonra kalabalığın arasına karıştım. Jisoo'yla göz göze geldiğimiz de tuvaleti işaret ettim ve hızla o tarafa ilerledim. O gelmeden tüm tuvaletleri kontrol ettim.
"Tamam cidden o salak bulamamış mı ?"
"İnsta ne bir maile ne telefona kayıtlı. Bulamamış" dedim hızla. Kafasını iki yana sallayıp duvara yaslandı.
"Ne yapacağız? Tae iki gündür çok kötüydü. Bu saate kadarda içmiş zaten"
"Bilmiyorum kahretsin ki bilmiyordum. Jin neden gelmedi ?"
"Şu kızı almaya gitti. Basket oynadığı var ya. Onunla geleceklermiş" dediğinde iç çektim. En azından geliyordu.
"Başım ağrıyor cidden düşünmekten. Bu partide olduğuna eminim ama onu nasıl ortaya çıkaracağız" dediğimde duvardan ayrıldı.
"Şimdilik partiye odaklanalım. Sonuçta doğum günün. Seni bugün aradı mı? "
"Evet. Çok güzel bir hediye ayarladığını söyledi. Bilmiyorum. Sikik herif."
"Onu geberteceğim" dedi Jisoo. İnan bende. Tabi ondan önce onu bulmam gerekti.
"İçeri geçelim. Çok gözden uzakta olma."
"Dediğimi unutma" dediğimde kafa sallayıp tuvaletten çıktı. Aynaya bakıp saçımı düzelttim ve bende salona girdim. Keşke eğlenen insanlardan olabilseydim. Şuan dans edip yeni yaşımı kutlayabilseydim.
"Yalan söylemiyorum. Söylesem bile bu işte çok iyiyim. Anlamazsın bile"
"Bak o konu da haklısın ama abartmadığın sürece" dediğinde omuz silktim. Kanıtlayamazdı sonuçta.
"Jimin çok ağladı"
"Ne ?"
"Siz ikiniz hakkında konuşmak bile istemiyorum sadece mide bulandırıyorsunuz dediğinde. Jimin çok ağladı. Zaten..insanlardan çok tepki gördüğümüz için bu kadar acı çıkmışken üstüne bir de senin öyle demen biraz...üzdü onu. Sanırım biraz fazla üzdü" dediğinde dudağımı ısırdım. Ona böyle demek istememiştim. Onu üzmek de istememiştim.
