B.23: All I needs is roses

1.6K 145 81
                                    

¤Saınt Jhn- Roses¤•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

¤Saınt Jhn- Roses¤


Rose

"

N-nefes" dedim ama devam edemiyorum. Koridor gözümde büyüyüp küçülüyordu. Hoseok'un koluna yapıştığımda bana telaşla baktı.

"Dışarı çıkalım. Hadi Rose" dediğinde titrek bir adım attım. Düşeceğim zaman beni belimden tuttu ve buna engel oldu.  Bacaklarımda elini hissetmeme ayaklarım yerden kesildi. Okul gömleğine yapıştığımda koşmaya başladı. Gözlerim bulamıyordu. Beni dışarı çıkardığında insanların bakışları beni daha da çok girdi. Gömleğini sıkarak buruşturduğumda  gerginliğimi anlamış olacak ki beni arka tarafa doğru götürdü. Okulun arkasındaki tanıdık yerde durunca duvara tutundum ve beni bırakmasını sağladım.

"İnsanlar" dedim nefes nefese. Hoseok sigara içen bir kaç çocuğa baktı.

"Gidin buradan" diye bağırdığında sesinde panik vardı.

"Hoseok siga-"

"Başlatmayın sigaraniza siktir olun gidin hemen" diye bağırdığında çocuklar küfrederek uzaklaştı. İnsanların görmeyeceğini anladığımda yere çöktüm. Kafamı duvara vurup gözlerimi kapattım.

"Hey, hey bana bak. Sakin ol. Rosie duydun mu beni ?" Dedi. Rosie..Rosie...Rosie...

"Roseanna!" Dedi ve beni omuzlarımdan tuttum kendine çevirdi. Koştuğu için terleyen yüzüne baktım. Bir damlaya odaklandım ve şakaklarından boynuna akışını izledim.

"Derin nefes al. Burnundan al ve ağzından ver. Bana bak" dedi ve çenemi tutup yüzüne odakladı.

"Beraber. Burnundan al. Tamam mı ?" Dediğinde kollarına tutundum. Her şeyin çekildiğini hissediyordum. Beni de çekiyordu. Anılara gömülecektim. Çaresizdim. Öksürük krizine girdiğimde çaresizce tutunduğum kolları kendime çektim ve koluna sarıldım

"Beni bırakma"

"Hayır buradayım"

"Beni burada bırakma"

"Gitmek mi istiy-"

"Beni karanlıkta bırakma"

"Rose"

"Güllerin dikenleri var" diye fısıldadım ve gözlerimi sıkıca yumdum. Gözlerimin önündeki kırmızı gül bahçesine adım attım.

"Lütfen Rose"

"Güller kanatıyor. Her yer kırmızı" dedim ve ellerimi güllerin üzerinde gezindirdim. Dikenlerin elime batmasını hissettim.

"Gül kokmuyor. Bu farklı bir koku. Bu kan" dediğimde Hoseok'un buz kesildiğini hissettim. Parmağından akan kanın güller arasından toprağa damladığını hissettim.

"Ama merak etme ben iyi saklanırım. Tek ihtiyacım güller" dedim ve bir anda gözlerimi açtım. Endişeli gözlerle bana bakan Hoseok'la Göz göze geldim.

"Sadece nefes al-almayı dene" dediğinde nefesimin tükendiğini hissettim.

"Şimdi nefes al" dedi sakin bir sesle. Huzur dolu. Onu dinledim. Derin bir nefes aldım.

"Şimdi ver" dedi yüzümü incelerken. Yapabilirsin dercesine kafa salladı. Nefes verdim.

"Rose!" Diye bağırılmasıyla Hoseok benden ayrıldı ve arka tarafta olan Lisa'ya dönüp yerimizi belli etti. Lisa yanıma geldiği gibi çöktü.

"Hoseok sen gidebilirsin" dedi Lisa. Hoseok lafı ikiletmeden kalktığında son kez endişeli gözlerini üzerimde hissettim. Dönüp gidişini izledim.

"İlaç getirdim" dedi Lisa panikle ve titreyen elleriyle bir hap çıkarırken elini tuttum.

"Ben iyiyim"

"Kriz ? İyi değilsin. Bembeyaz olmuşsun. Baksana ellerin titriyor"

"Onlar senin ellerin Lisa" dediğimde elini benden çekti. Lisa ellerimize baktığında bende gözlerimi titreyen ellerimize diktim.

"İkimizin de"

▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎
Jennie
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎

"Şimdi sana dediğimi yapacaksın"

"Siktir git Jen-"

"Eun Ha'cım" dedim ve hemen önündeki sehpaya oturup bacak bacak üzerine attım. Kızın alnından gözüne doğru akan kanı elimle sildim ve kanlı elimi sakince gömleğine sürdüm.

"Beni düşmanın olarak karşına almak istemezsin. Sana dediğimi yap" dedim ve içeri giren müdür yardımcısı ve öğretmenimiz olan Bay Jung'la göz göze geldik. Ayağa kalktım ve karşısına dikildim.

"Telefonumu unuttum alıp geliyorum"

"Jennie zaten uzun sürmeyecek. Geç otur"

"Telefonum bensiz yaşayamaz. Geleceğim" dedim ve odadan çıktım. Beş altı adım attıktan sonra elimi cebime attım ve telefonu çıkardım. Gülerek tekrar odaya döndüm ve kapıyı açtım. Kapıyı açmamla durmam bir oldu.

"Si-siz napıyorsunuz Bay Jung ?" Dedim korkuyla. Yerinde oturan Bay Jung kaşlarını çatıp bana baktı.

"Ne oluyor Jennie ?" Telefonumu çıkardım ve kapının girişinden ayrılmadan Bay Kim yazısına tıkladım.

"Jennie "

"B-Bay kim"

"Jennie bir sorun mu var?

"Müdür yardımcısının odasına gir-girdjm ve o bir kıza....Bay Kim ben çok korkuyorum. Bu okulda duramam. O kıza-"

"Jennie sakin ol. Kim o ?"

"B-Bay Jung" dediğimde gülerek baktığım adam ayağa fırladı. Aptal olayı yeni anladı.

"Ben...ben onu bu okulda istemiyorum. Kız çok kötü oldu. B-ben-"

"Jennie müdürü arıyorum. Sen iste yeter ki. Taehyung'u bul ve o adamdan uzak dur." Dedi ve telefonu kapattı. Odaya adım attım ve Eun Ha'ya döndüm.

"Çık. Merak etme okulda kimse bir şey duymayacak" dediğimde Eun Ha hızla ayağa kalkıp odadan çıktı.

"Sen deli misin?  İftira attın bana"

"İftira değil! Okuldaki kızların bacaklarına bakmıyor musun ? Kızları kandırıp karın olduğu halde onlarla takılmıyor musun ?" Dedim sinirle. Karşımdaki adam masadan çıktığında elimi durması için kaldırdım.

"Kişisel alanıma girme. Midem bulanır. Eh sana başka yerde bol şans" dedim ve kapıya döndüm. Müdürün koridorun başında koşan halini gördüm ve Bay Jung'a döndüm.

"Ah bu arada Lisa'nın sana bir notu var. O küçük şey" dedim ve aşağısına bakıp işaret ettim. Jung kafasını eğip baktig ve sinirle bana döndü.

"Lisa'nın sadece uykusunu getiriyormuş" dedim ve odadan çıktım. Müdürle karşı karşıya geldik.

"Jennie sen iyi misin?  Bay Kim'den bir telefona aldım ve hemen koştum"

"Bay Min sadece onun konulmasını istiyorum çünkü çok korktum" dediğimde Bay Min elini koluma koydu.

"Merak etme ben halledeceğim. Sen sınıfına dön" dediğinde kafa sallayıp sınıfa yürüdüm.

high society • TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin