¤Charlie Puth ft. Selena Gomez-We don't talk anymore¤
•
•
•"Siz burada bekleyin." Dedim ve arabadan hızla indim. Telefonuma bakarak koşmaya devam ettim. Bulunduğu noktaya bir kaç dakika uzaklıktaydım. Tam o sırada telefonum çaldı. Bay Kim. Koşmamı yavaşlatıp telefonu açtım.
"Efendim Bay Kim"
"Jennie Taehyung şuan neden Itaewon'da ? İnternette fotoğraflar var boy boy. Telefonunu da açmıyor" dedi. Sesinden bile sinirli olduğunu anlıyordum.
"Bay Kim biz beraberiz. Merak etmeyin. Itaewon'da bir mağaza açıldı. Ona gelmek isteyince beni kırmadı"
"Resimlerde sen yoksun ama Jennie ?" Dediğinde göz devirdim.
"Ben şuan mağazadayım. Bu kadar olay olacağını beklemedim. Şimdi yanına gidiyorum"
"Jennie tabi ki olay olacak. Şuan gözler hep sizin üzerinizde. Sizin yaptığınız soytarılığa bak. Daha dikkatli olmalısınız" dediğinde kalabalığı gördüm.
"Haklısınız efendim. Merak etmeyin ellerine tatmin olacakları bir şey verir sustururum"
"Bir tek senden umutluyum Jennie" dedi ve telefonu kapattı. Telefonu kapatırken kalabalığı daldım. İnsanlar beni görünce iki yana açırken kameralar bana döndü. İnsanların ortasında çaresizce kaybolmuş halde duran Taehyun'ı görünce rahatladım ve hızla ona sarıldım. Dudağına basit bir öpücük bırakırken flaşların patlaması beni sinir ediyordu.
"Sevgilim beklettiğim için üzgünüm" diye konuştum kalabalığın duyacağı şekilde. Taehyun ellerini belime koydu ve şakağımı öptü.
"Sorun değil" dediğinde elini tuttum ve kalabalığı doğru yürüdüm.
"Arkadaşlar çekilir misiniz ?"
"Jennie burada ne yapıyorsunuz ?" Dedi kalabalıktan biri. Mümkünse ebeni demek istesem de gülümsedim.
"Sadece gezmeye geldik. Taehyung beni bekliyordu" diye açıkladım ve kalabalığın içinden geçmeye çalıştım.
"Düğün ne zaman ?" Dediğinde durdum. Taehyung'la benimle durduğunda sesin geldiği yöne döndüm. Sinirlenme Jen. Bay Kim'i hatırla. Taehyun'u düşün.
"Okulumuz bittiğinde. Tüm hazırlıklar devam ediyor" dediğimde Tae saniyelik elimi sıktı. Soruları bırakıp yürümeye başladım. Arabaya kadar hızla ilerledim. Arabaya vardığımızda Taehyung benim için kapıyı açtı ve yanıma oturdu.
"Hızlı ol. Gidelim" dedim şoföre. Sinirden kendi kendimi yesem de Taehyun ağzını açmıyordu. Bir kaç sokak geçtik.
"Arabayı sağa çek. Taksi tutup eve git. Taehyung beni bırakır" dediğimde şoför beni dinledi ve arabadan kenara çekti. O arabadan inerken ön tarafa geçtim. Taehyung arabayı çalıştırdı.
"Bana en azından bir açıklama borçlusun" dedim sakin olmaya çalışarak. Kafasını hafifçe salladı ama ağzını açmadı.
"Itaewon'da ne Tae ? Kalabalık olduğunu biliyorsun. Orada gazetecinin çok olduğunu da. Gangnam'a gitsen dağa rahat gezersin" diye bağırdım sonunda sinirle
"Jisoo'yla beraberdim" dediğinde göz devirdim. Şu kız artık fazla olmaya başlamıştı.
"Yani? Ödevinizi kafede oturup yapabilirdiniz. Bende Jimin'le beraberdim ve öyle yaptık"
"Şapka takınca...sorun olmaz sandım"
"Taehyung baştan aşağı guccilerle giyinip tek bir şapkayla yırtabilecek miydin ? Hangi akıl bu ?" Dediğimde sustu. Susması beni daha da sinir ediyordu.
"Tae-"
"Sadece gitmek istedim tamam mı ? Görmek istedim. Diğer insanlar ne yapıyorsa onu yapmak istedim. Sadece bir kere" dediğinde iç çektim. Onu anlıyordum ama bu kadar dikkatsiz olması hataydı.
"Baban aradı. Ona benimle olduğunu söyledim"
"Of ya" dedi sinirle. Arabayı deniz kenarı bir yere çekti ve kafasını arkaya yasladı. Elimi ensesine attım ve minik kahverengi saçlarını doladım.
"Korkmuş olmalısın" dediğimde gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldım.
"Tae gezmek istiyorsan bana söyle. Haftasonu Paris'e gidelim. Sen seversin orayı. Sokak sokak gezeriz"
"Gidelim..cuma günü gidelim" dediğinde kafa salladım. O isterse ben yapardım. "Uzaklaşalım buradan çünkü kafayı yiyorum sanırım"
"Sorun değil bebeğim. Uzaklaşalım" dedim sakince. Gözlerini açtı ve arabayı çalıştırdı. "Seni eve bırakayım"
"Araban nerede ?"
"Kafenin orada"
"Beni burada indir. Ben taksiyle dönerim. Yorucu bir gün oldu zaten. Eve git ve dinlen" dediğimde kafasını iki yana salladı.
"Taehyung! Arabayı durdur ve eve git"
"Seni bırakay-"
"Yoruyorsun Tae. Cidden yoruyorsun beni. Derdin ne bugün senin ? Normalde çoktan bana siktiri çekerdin. Geldim, senin başını beladan kurtardım. Önemli olan buydu ve şimdi tek kalmak istiyorum. Yani çek şu lanet arabayı" diye bağırdığımda arabayı durdu. Arabadan indim ve sakin yüzüne baktım.
"Seni aptal piç" dedim sinirle ve kapıyı gürültüyle kapattım. Araba olduğu yerde dururken sahilden yürümeye başladım. Bir taksi bekliyordum. Bu salak bugün kendimi kaybetmişti belli ki. Aklı neredeydi kim bilir ? Bir taksi çevirdiğimde hala oradaydı. Arabaya bakıp orta parmağımı kaldırdım ve taksiye bindim. Evin adresini vermekle harekete geçen taksinin yanından hızla geçip giden Taehyung'a baktım. Sorunu neydi bunu ?
Eve geçtiğimde kimseyle muhatap olmadan duşa girdim ve kendimi yatağa attım. Telefonu çıkarıp Jimin'i aradım.
"Efendim Jennie"
"Ben...seni eve bırakırım dedim ama bırakamadığım için üzgünüm. Eve gidebildiginden bile emin değilim. Yanlış anlama kaybolmuş olma ihtimaline karşı-"
"Zaten evime yakındı Jennie. Teşekkür ederim. Çok incesin"
"Eve gidebilmene sevindim. Tekrardan kusura bakma. Bir dahakine bırakırım"
"Bir daha ki ? Aslında ödevimiz bitti"
"Unuttun mu ? Biz arkadaşız" dediğimde güldü. Vedalaşıp telefonu kapattık. Gözlerimi kapattığımda bildirim geldi. Taehyung'un fotoğraf attığını söyleyen bildirime tıkladım.
TaehyungKim: We don't laugh anymore❤ 3.839.337
💭 Bu gönderi yorumlara kapatılmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high society • Taennie
ChickLitBirbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...