¤Lana Del Rey- Dark Paradise¤
•
•
•"Neden geldin? "
"Senin için endişelendim Jennie" dedi yanıma gelirken ama Suga ikimizin arasına girdi.
"Bence gitsen iyi edersin"
"Sen de kimsin ?" Dedi Tae. Yoongi'nin sinirle sıktığı yumruğunu gördüm.
"Onun istediklerini gören biri" dediğinde Jimin bize doğru ilerledi.
"Suga sen karışma. Bırak ikisi halletsin. Jennie zaten gitmesini isterse Taehyung'un ısrarla kalacağını sanmıyorum" dedi Jimin. Kalmazdı. Ben git dersem giderdi.
"Sen niye karışıyorsun ki ?" Dedi Yoongi ona dönerken. Jimin kaşlarını çattı.
"Ben karışmıyorum. Senin karışmana engel oluyorum"
"Peki hangi hakla ?" Dedi Yoongi sinirle. Gözlerimi bir kaç saniyeliğine kapattım. Bizim yüzümüzden kavga ediyorlardı.
"Benim arkadaşım olarak" dedi Taehyung sinirle. Onlar arkadaş bile değildi. Yoongi'yi sinir etmek için konuşuyordu.
"Ah öyle mi ?" Dedi Yoongi alayla. "O zaman arkadaşını da alıp siktir git"
"Bak Suga cidden aşırıya kaçıyorsun"
"Kim Taehyung!" Diye bağırdı Suga. Ani yükselmesiyle yerimden sıçradım. "Ben senin o tehdit ettiğin insanlara benzemem." Diye sinirle konuştu.
"Yeter! Jennie'nin ne kadar yıprandığını görmüyor musunuz ? Kendinize gelin biraz." Dedi Jimin ve gelip beni tuttu. Yüzüne düşen ıslak saçlara, telaşla açılmış gözlerine baktım ve gülümsedim. Sağol Jimin.
•
"Üşüyorsun" dedi Taehyung. Hoseok'un stüdyosunda tek başımıza oturuyorduk. Titriyordum evet ama sorun değildi. Üşümek beni canlı hissettiriyordu.
"Ben iyiyim" dedim sessizce. Ceketini çıkarıp omuzlarıma bıraktı. Kafamı açık olan bacaklarıma çevirdim.
"Jennie sen sadece tişörtle dışarı çıkmazsın"
"Giyeceğim bir şey yoktu" dedim kafamı kaldırıp ona bakarken. Yavaşça kafa salladı. Aramızda garip bir sessizlik oldu ki bu çok nadirdir. Normalde sessizliğimiz bile bize garip gelmez.
"Ben üzgünüm"
"Neden üzgünsün ki ? Taehyung birini seviyorsun. Sevmek sorun değil" dedim ama büyük bir sorundu. Bizim sevmemiz sorundu.
"Ama Jennie biliyorum ki bu bir hata" dedi ve kafasını kaldırdı. Göz göze geldiğimizde nasıl acı çektiğini gördüm. Ben anlardım. Ben Taehyung'u kendimden bile iyi anlardım. Kafamı iki yana salladım.
"Hata değil. Sevmek bir hata olmamalı. Bizim için bile"
"Peki ne yapacağım? Bunun bir hata olduğunu bile kendime söylemezsem...en azından bu kadarını bile yapamazsam ne yapacağım? " Dediğinde koltuğa yaslandım.
"Sen değil Taehyung. Biz ne yapacağız ? Bundan sonra ne yapacağımızı düşünmeliyiz" dediğimde sessiz kaldı. Dudağımı ısırıp yapılı tırnaklarıma baktım.
"Onu seviyorsun yani" dedim ona dönerken. Yere çevirdiği yüzünün kızardığını görüyordum. Onu seviyordu.
"Nasıl anladın peki? "
"Bilmem...onunlayken özgür hissettim. Mutlu hissettim. Gülümsemesi de çok güzel. Sanki o gülümsese tüm dünya çiçek açacak gibi" dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım. En yakın arkadaşım aşık olmuştu.
"Ayrılalım"
"Ne ?" Dedi kafasını kaldırırken. Gülümsedim ve elini tuttum. O tanıdık ve her yaman yanımda olan ellerini. Belki de son kez tuttum.
"Merak etme. Ben ayrılıyorum. Böylelikle sen...onunla olabilirsin. Sorun yok yani. Hem baban da kızamaz"
"Jennie bunu sana ayrılmak için söylemedim. Onunla olamayacağınızı biliyorum. Hem babam hep bir yolunu bulur bana kızmak için"
"En iyisi ayrılmak" dedim. Dilim damağım kurumuştu. Ellerimi ondan çektim ve ayağa kalktım.
"Jennie ben bunu yapamam...buna izin vermezler. Sende biliyorsun. Benim ondan bir beklentim yok. Onunla beraber olmakta istemiyorum"
"Peki ya ben Taehyung ? Kalbinde ben olmasam da, başka birinin olmadığını bildiğim bir adamla aynı yatakta olmak var. Bir de kalbinde biri olan adamın yatağında olmak. Sen o yatakta her türlü olursun ama ben kalbinde biri varken bunu sana yapamam" dedim sinirle. Hayır bu sinirde değildi. Bu kalp kırıklığıydı.
"Bunu kabul etmeyecekler" dedi kafasını elleri arasına alırken. Büyük ihtimalle etmeyeceklerdi zaten çünkü onları tanıyordum.
"Ama bir evliliğe üç kişi fazla" dedim gözlerim dolarken. Ayağa kalkıp karşımda durdu.
"Özür dilerim" diye fısıldadı. Gözlerimi sildim. "Seni bu duruma soktuğum için özür dilerim"
"Taehyung sen beni bir duruma sokmadın. Biz sadece birimizin hoşlanma ihtimalini hiç görmek istemedik" dedim ve ceketini çıkarıp ona verdim.
"Ben derim babama. Ayrılmak istediğimi"
"Ha-hayır. Bunu yapma Taehyung. Biliyorsun asla durmaz. Durmayacakta"
"Bu benim hatam. Bedelini ben ödemeliyim" diye fısıldadığında elimi yanağına koydum. Ona doğru bir adım attığımda kolları beni sardı ve kendine çekti.
"Yapmayalım o zaman. İstemiyorum"
"Sorun yok Jennie"
"Hayır istemiyorum dedim. Ben bir yolunu bulana kadar ayrılmayalım. Git onunla buluş, gez ama ayrılmayalım. Bir yolunu bulacağım merak etme. Bana güven" dedim çaresizce. Kafasını sallarken kafamı göğsüne koydum.
"Sana güveniyorum"
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎
Jimin
▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎"Senin o adamla ne işin var ?" Dediğinde göz devirdim ve merdivenler de oturan Yoongi'ye döndüm.
"Sanane"
"Jimin o salakla aynı ortam-"
"Ah Yoongi. Bak ne diyeceğim. Sanane!" Dedim sinirle. Duvara yaslandım ve ofladım.
"Ben gitsem iyi olacak" dedim. Saat zaten geç olmuştu ve yolum baya uzundu. "Onlara söylersin"
"Bu saatte tek başına gidemezsin sen! Karanlıktan korkarsın bir kere" diye geveledi. Beni tanıyor, benimle ilgili ayrıntıları hatırlıyor.
"O yıllar önceydi Yoongi. Artık korkmuyorum. Artık karanlık bir cennet gibi geliyor" Çünkü sensizliği yaşadım. Sensiz yaşadım.
"Lana" dedi ayağa kalkarken. Gözlerim vücudunda gezindi.
"Lana başka ne dedi biliyor musun Jimin ? Yüzün bir melodi gibi, aklımdan çıkmayacak" dedi parmaklarını bileğime dolarken. Hızla bileğimi kendime çektim.
"Ama o kapıdan çıktığın an, bir parçam öldü demiş Yoongi." Dedim ve merdivenlerden inmeye başladım
"Jimin gidiyor musun ? Seni bi-"
"Boşversene Hoseok" dedim ve yanından geçip binadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high society • Taennie
Chick-LitBirbirimizin kaderi olmak zorundaydık ve bunu kabullenmiştik. Çocukluğumuzdan beri kaderimiz bizim elimizde değildi zaten. İkimiz de buna alışıktık. Okuldaki son yılımızdan sonra o beklenen düğünle evlenecektik. Fakat önce o bana gelip başka birinde...